Akşener'den Erdoğan'a 50+1 yanıtı: Seçime tek girin

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada Erdoğan'ın '50 artı 1' isteğine tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İYİ  Parti lideri Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın '50 artı 1' isteğine tepki gösteren Akşener,  "Eğer ki, tüm bunları; bir kez daha aday olabilmek için yapıyorsan; Hiç kusura bakma, çok beklersin" dedi. Meral Akşener ayrıca hazır metnin dışına çıkarak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya teşekkür etti.

Akşener'in konuşmasından öne çıkanlar satırbaşları şöyle: 

İYİ Parti olarak, Gazi Meclisimize; tüm öğretmenlerimize, bir maaş ikramiye verilmesi, eğitime hazırlık ödeneğiyle, ek ders ücretlerinin arttırılması ve 100 bin öğretmen atamasının, gerçekleşmesi için, önergeler verdik. Ancak maalesef, AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi… 2023’te öğretmenlere verilen eğitime hazırlık ödeneği 1400 lira. 2022’de 1325 liraymış. Artış %5,6. Merkez Bankası bile 2023 enflasyonun %65’i aşacağını söylüyor. 1400 lira ile eğitime öğretmenler nasıl hazırlanacak? Bu ödeneği kafi gören artırılmasının aleyhine oy verenlerin hesapla da vicdanla da bağları kalmamış.

Seçimlerden önce; mülakatın kaldırılacağını; ve adayların, KPSS puanıyla atanacağı sözünü veren, AK Parti; seçimlerden sonra, yine sessizliğe bürünmüş durumda… Havaya bakıp, ıslık çalıyorlar… On binlerce genç öğretmen kardeşime, söz verdiler; ama istediklerini aldıktan sonra; utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan, sözlerinden döndüler.

DÜNYA SOYKIRIMI İZLİYOR: Aziz milletim; Dünya, tam 47 gündür, bir soykırımı izliyor. İnsanlığa karşı başlatılan bir savaşı, tüm dünya oturmuş, sadece izliyor… Katil Netanyahu’nun; katışıksız caniliğinin, şımarık sözlerinin, psikopatça tavırlarının karşısında; hiç kimse, hiçbir şey yapmıyor!

Ağır hastalar, harabe olmuş yollarda, sedyelerin üzerinde taşınıyor. Binlerce insan, güvenli bir yere gitmenin yollarını arıyor. Ama nafile! Çünkü artık maalesef, gözü dönmüş Netanyahu’nun karşısında, güvenli bir yer bile kalmadı. Birleşmiş Milletler’e ait binalar bile vuruluyor. Bakıma muhtaç insanların kaldığı hastaneler; Kadınların, çocukların sığındığı okullar, ibadethaneler bombalanıyor… Yani; tüm dünyanın gözleri önünde, resmen bir soykırım gerçekleşiyor.

Bu arada, enteresandır, ne hikmetse; Gazze’de yaşanan katliamların karşısında, eli kolu bağlanan, tüm bu olanlara, sadece üzülmekle yetinen, Birleşmiş Milletler; mesele Kıbrıs olunca, bir anda aslan kesilebiliyor.

Buradan, tüm dünyaya, bir kez daha, çağrıda bulunuyorum: Netanyahu, hukuktan muaf değildir! İnsani değerleri, ahlakı ve savaş hukukunu, hiçe sayan; başta Cenevre Sözleşmesi olmak üzere; tüm uluslararası sözleşmelere, aykırı davranan bu cani; daha fazla cezasız kalamaz.

NİYET ZAMLARI ENFLASYONDAN DÜŞÜK YAPMAK: Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar; ne yazık ki, her geçen gün; daha da ağırlaşmaya, devam ediyor. Her hafta, farklı bir suni gündemle, üstü örtülmeye çalışılsa da ekonomimizdeki kriz, yerinde duruyor. Milletimiz her gün; geçim sıkıntısıyla, biraz daha boğuluyor.

Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, Kırıkkale’deydim. Yanıma gelen bir emekli kardeşimiz, ne dedi biliyor musunuz? “Aldığımız maaş, 7 buçuk lira, geçim ölü…” Bugüne kadar, hep geçim sıkıntısı diyorduk. Sıkıntı o kadar büyümüş ki; İnsanlarımız artık, “ölü” olarak tarif ediyor.

İstanbul Ticaret Odası Başkanı, geçenlerde bir açıklama yaptı. Dedi ki: “Asgari ücret, hedeflenen enflasyon oranında artırılmalı.” Bunu, daha önce, Hazine ve Maliye Bakanı, Mehmet Şimşek de dile getirmişti…

Niyet belli! Ücret zamlarını, enflasyondan düşük yapmak. Biliyorsunuz, bu arkadaşlar bize, seçimlerden önce; "IMF’yle çalışacaklar" diye, utanmadan çamur atıyorlardı… İşte size, gerçek bir IMF politikası… Ücretlinin, dar gelirlinin sırtına bin; alım gücünü bitir; talep azalsın, enflasyon düşsün… Millet fakirleşmiş mi; insanların hayatları zorlaşmış mı; umurlarında bile değil…

Kendi hatalarınızın bedelini, daha fazla bu milletin sırtına yüklemeyin. Yıllardır, sebep olduğunuz yüksek enflasyonun, altında ezilen, dar gelirlilere ve ücretlilere, daha fazla bedel ödetmeyin!

Bedel ödeme sırası, artık; ekonomiyi krize sürükleyenlere, ve krizin neden olduğu enkazın üzerinde, sefa sürenlere geldi. Önce siz tasarruf edeceksiniz! Önce siz kemer sıkacaksınız! Önce siz, lüks hayatlarınızdan vazgeçeceksiniz!

AKŞENER'DEN ERDOĞAN'A 50 ART 1 CEVABI: Geçtiğimiz hafta; yine bu savrulmalardan birini yaşadık. Çok değil, daha birkaç yıl önce; iktidarın, bir daha açılmamak üzere, kapattığını söylediği bir sayfa; bir de baktık ki, bugün yeniden açılmış... Dün; büyük büyük, hamasi cümlelerle savundukları; İtirazlarımızı da, her türlü hakaret ve iftirayla reddettikleri, 50+1 sistemini; bugün, değiştirmek istiyorlar. Hem de bizzat, Sayın Erdoğan’ın sözcülüğüyle…

Sabah şeriflerin hayrolsun, Sayın Erdoğan… Biz zaten; hesapsız kitapsız, alelacele getirdiğiniz, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin; Türkiye’nin başına, bela olacağını; daha 2017 yılında söylemiştik! Bu ucube sistemin, Türk demokrasisinde, derin yaralar açacağını söylemiştik! Zaten var olan kutuplaşma ortamının, daha da derinleşeceğini söylemiştik! Ve biz, o nedenle, o gün, “HAYIR!” demiştik!

Tüm uyarılarımıza rağmen, bizi dinlemediniz. Yanlışta ısrar ettiniz. Hatalarınızda inat ettiniz. Ez cümle; Günaydın Sayın Erdoğan! Sonunda yine, bizim dediğimize geldiniz… Peki bu süreçte, kaybeden kim oldu? Ne yazık ki, yine aziz milletimiz oldu.

GERÇEKTEN İBRETLİK: Değerli arkadaşlarım; Ak Parti iktidarının; “Bu ülke koalisyonlardan çok çekti.” diyerek, çıktığı yolun sonunda, Türk siyaseti, ittifaklara mahkum oldu. Aradan geçen yılların ardından, Sayın Erdoğan da, artık anlamış olacak; geçtiğimiz günlerde, çıktı ve dedi ki; “Mevcutta, 50+1 mecburiyeti, partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil…” Aynen böyle dedi… Yani; tamamen kendi eseri olan, ve inatla Türkiye’ye dayattıkları, ittifak sisteminden, bizzat kendisi şikayetçi oldu… Gerçekten ibretlik…

Cumhur ittifakının içindeki, çekişmeler; Ortaklar arasındaki sorunlar; Meclis kürsülerinden gönderilen mesajlar; elbette bizi değil, kendilerini ilgilendirir. Ama ortada duran bir gerçek var: 50+1 şartının, dayattığı ittifak sistemi; milletimizi, iki yumruk arasına, mahkûm ediyor. Milletimiz, velinimet olmaktan çıkartılıp; rakama indirgenerek; siyasi tercihlerinde, seçeneksiz bırakılıyor. +1’e sıkıştırılan, siyaset düzeni; kimliksizliğe, kişiliksizliğe ve ilkesizliğe alan açıyor. Ve bu şekilde yapılan bir siyaset de; milletimizin, siyaset kurumuna olan güvenini, derinden yaralıyor.

İşte, o nedenle, biz, İYİ Parti olarak; İttifak sisteminin neden olduğu bu yozlaşmaya, karşı çıktığımız için;

2024 yerel seçimleriyle birlikte; hür ve müstakil bir siyasetin yolunu açtık. Nitekim; geçtiğimiz Ağustos ayında; tüm siyasi partilere de, bir çağrıda bulunduk.  “Gelin, seçimlere ayrı ayrı girelim; Vatandaşlarımızın, tercihlerini özgürce yansıtacağı, bir rekabet ortamı oluşturalım.” dedik. “Türk siyasetini; bugün içinde bulunduğu, ve milletimizin aleyhine çalışan; siyasi pragmatizm sarmalından çıkaralım.” dedik. “Gelin, koltuklara değil, milletimize hizmet için yarışalım.” dedik.

SİZ DE SEÇİME BİZİM GİBİ TEK BAŞINIZA GİRİN: Madem ki, Sayın Erdoğan da; 50+1 şartının dayattığı, ittifak sisteminden bu kadar rahatsız; o zaman, buradan, bizzat kendisine sesleniyorum: Gelin, Ak Parti olarak; ittifak sisteminin, ülkemize dayatılmasının, siz de, bizim gibi, önüne geçin. Gelin, Türk demokrasisinin, tıkanan nefesini açmak için; siz de, bizim gibi, bir adım atın. Gelin, önümüzdeki seçimlere; AK Parti olarak, siz de; İYİ Parti gibi, tek başınıza girme cesaretini gösterin!

Ama Sayın Erdoğan; eğer ki, bu açıklamayı yapmaktaki amacın; anayasa değişikliğinin, arkasına sığınıp; sistem ile birlikte, 2 dönem kuralını değiştirmekse; işte o zaman, hiç kusura bakma, çok beklersin! Eğer ki, tüm bunları; bir kez daha aday olabilmek için yapıyorsan; Hiç kusura bakma, çok beklersin!

ALİ YERLİKAYA'YA TEŞEKKÜRLER:  Son zamanlarda, Emniyet Teşkilatımız; konuyla ilgili, birçok başarılı operasyon yürütmüş olsa da; uyuşturucu belasına karşı, sadece asayiş tedbirleriyle, mücadele edemeyiz. Cezaları ne kadar artırırsak artıralım, talep oldukça, arzın önüne geçemeyiz. Dolayısıyla, sorunu kökten çözmek için, madde bağımlılığına meyli, ve uyuşturucuya olan, talebi ortadan kaldırmalıyız.

İYİ Parti lideri 'Parantez içinde bir şey belirtmem gerek diyerek önceden hazırlanan metinde bulunmayan şu sözleri söyledi: Bu konuda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın gayretlerini takdirle karşıladığımızı ifade etmek ister kendisine teşekkür ederim. Aynı zamandan yanlış yollara sapmış kendi teşkilatının içindeki her bir birey için de gerekeni hukuk içinde yaptığını ve yapmaya devam ettiğinin bizzati şahidiyim. O noktada da kendisine şahsi bir teşekkürü borç biliyorum.   

EL BİRLİĞİYLE İYİ PARTİ'Yİ TARTIŞIYORLAR: Değerli dava arkadaşlarım; Biliyorsunuz, ilginç günlerden geçiyoruz. Bir yanda, sözde muhalif basın. Diğer yanda, yandaş basın. Türkiye’yi araya alıp, mutlu mesut yaşayan, iki kutup; İYİ Parti’ye karşı birleşmiş… El birliğiyle, herkes İYİ Parti’yi tartışıyor. Ne mutlu bize… 

Neymiş? İYİ Parti zor durumdaymış… Bak sen hele!...  Seçmene verdiği sözlerin, hiçbirini tutmayanların, keyfi yerinde; Milletimizi, enflasyona ezdirenlerin, keyfi yerinde; Memleketi, kaçak hendeğine çevirenlerin, keyfi yerinde; Ama yetkiyi alıp, Türkiye’yi düze çıkarmak için sabırsızlanan, İYİ Parti, zor durumdaymış…

İYİ PARTİ'DE HER ŞEY YOLUNDA: Seçimleri el birliğiyle, Sayın Erdoğan’a hediye edenlerin, keyfi yerinde; Parti içi hesaplarını görmek için, Türkiye’yi feda edenlerin, keyfi yerinde; Yüzde 60 şakşakçılarının, kola kutusu meraklılarının, keyfi yerinde; Ama tüm itirazlarında, haklı çıkan; sözünün değeri, daha yeni anlaşılan İYİ Parti, zor durumdaymış… Dün; “Yüzde 60 ile kazanırız.” yalanını üretenler; Bugün çıkıp; İYİ Parti üzerinden, yeni yalanlar türetiyorlar. Varsın olsun. Biz artık alıştık. Çünkü bunların, tıyneti böyle… Hiç kusura bakmasınlar: İYİ Parti’de; Güneş yerinde, her şey yolunda…

 'KAZANACAK ADAY' DEDİK DİYE BİZİ TOPA TUTTULAR:  Ama bu yaşadıklarımız, kesinlikle tesadüf değil. Hatırlayın: Dün; Sözümüz dinlenseydi ve milletin tartısına, milletimizin, bizden talep ettiği bir adayla çıksaydık; bu en çok kimi üzerdi? Elbette saray ve eşrafını üzerdi… İşte bu nedenle, “kazanacak aday” dediğimiz için, bizi topa tuttular; ama, “yüzde 60’la alırız” diyen akılsızlara, dokunmadılar.

SARAY EŞRAFI ÇEKİNİYOR: Peki bugün; İYİ Parti’nin, hür ve müstakil siyasetinden, en çok kim çekiniyor? Elbette saray ve eşrafı çekiniyor. Peki sizce; Saray medyası ve trolleri; Neden, İYİ Parti’ye ittifak baskısı kuran, malum odaklara, destek veriyor? Sebebi çok açık! Çünkü; İttifak içinde flulaşan, parti kimliğimizin; artık berrak bir şekilde, görünmesinden korkuyorlar. Çünkü; Milletimizle, İYİ Parti arasına diktikleri duvarların, ortadan kalkmasından korkuyorlar. Çünkü; Müstakil kimliğimizle; kaşıyabilecekleri bir yaramız, istismar edecekleri bir açığımız, olmadığı için korkuyorlar!  Çünkü; İttifaklara yapışan çamurlar, İYİ Parti’ye yapışmaz diye korkuyorlar! (HABER MERKEZİ)