YAZARLAR

Akşam yemeğinde ahlak oyunu

Rezervasyon için aylarca beklenen, eski bir konaktan çevrilmiş tanınmış, fine dining bu restorandaki davete Paul’ün soğuk bakması, kardeşlerin birbirlerine karşı tutumuyla ilgili değildir. Her iki ailenin gençlik çağındaki oğullarının (Stan’in Rick, Paul’ün Michael) gece yarısı bir arkadaş partisi sonrası gerçekleştirdiği, kardeşleri-yani babaları bölen, ama eşlerini yakınlaştıran cinayet olayı ile ilgilidir.

Osmanlı sarayında yabancı konuklar ağırlanırken menüler Fransızca ve Osmanlı Türkçesi ile yazılırdı. Yemek çorba (potage) ve ordövr (hors d’oeuvre) ile başlar, başlangıçlar, et özellikli soğuk veya sıcak birkaç yemek (releve ve entrée), ana yemekle devam ederdi. Ana yemekten önce sorbe ya da granita ile kısa bir ara verilirdi. Ana yemek et (rôt) ve salata, sebze sonrası, tatlı ve meyve ile (entremets - dessert) sonlanırdı…Bilinendir, günümüzde çoğu restoranın menüsü bu sıralamaya benzerdir. Soğuk ordövr ya da çorbalar, ara sıcaklar, ana yemekler, salata tatlı gibi… Tabii ki evlerde ve şimdilerde buzdolabında “ne bulursan ve nasıl yaparsan” ile sınırlı…

2017 tarihli ve Oren Moverman imzalı “Akşam Yemeği/The Dinnerfilminin yemeğinde de benzer bir sıralama var.

Akşam Yemeği” Herman Koch'un 2009'da Hollanda'da yayımlanan (Türkçeye çevrildi), çok satan “sınıf, ırk, adalet gibi dikenli meseleleri konu edinen romanı”ndan uyarlama. 

Ve her bölümün başlığı için menü sıralamalarına yer verilmiş.  Yönetmen Moverman için bu sıralamalar işe yaramış, ‘sinir bozucu’ nitelenen filminin anlatısında kısa ve farklı duraklar oluşmuş…

 İlk film The Dinner / I Nostri Ragazzi'den bir sahne, 2014

Ancak Akşam Yemeği filminin ilki var (I nostri ragazzi), 2014 yılında Ivano De Matteo tarafından yönetildi. Biri çocuk doktoru-Paolo ve diğeri işleri parlak-varlıklı bir avukat-Massimo kardeşlerin eşleriyle ayda bir kez yaptıkları yemekli buluşma bu kez, birinin oğlu diğerinin kızı, ikisinin de evsiz bir kadına dayak atarak ölümüne neden oldukları trajik bir olayla yüzleşme amaçlıdır. Film, Venedik Film Festivali’nde beğenildi, En İyi Avrupa Filmi seçildi, oyuncusu Barbara Bobuľová adından söz ettirdi.

Deneyimli yönetmen Moverman güçlü oyuncularla çalıştığını ortaya koyuyor: Richard Gere, Steve Coogan, Laura Linney, Rebecca Hallzor… rollerine hazırlanma tarzları Robert de Niro gibi “bir tür anarşi ve disiplin bileşkesi'' mi oldu emin değilim.

KİM NE YAPIYOR?

Orta yaşı devirmeye aday iki kardeşten politikada yıldızı parlayan Vali adayı Stan (Richard Gere) lüks bir restoranda kardeşi Paul (Steve Coogan) ile çocukları hariç ailece akşam yemeğinde buluşacaktır.

Eski bir tarih öğretmeni olan Paul Lohman yaşadıkları, hayal ettikleri ve özellikle çok önemsediği Amerikan İç Savaşı'nın en önemli muharebesi Gettysburg ve Vietnam savaşı üzerine sayıklar gibi -psikolojik saplantılarla- konuşur. Böylece onun film boyunca sürecek zihinsel gel-gitleriyle tanışırız. Örneğin;

“-Neyi severim biliyor musun? Antik Yunanı, Mısırlıları, Romalıları, Büyük İskender'i, Julius Sezar'ı, Cleopatra’yı,  Truva atını, gladyatörleri, at yarışlarını, göz kamaştıran cinayetleri, intiharları… Vezüv volkanını… Dünden öğrendiğim kadarıyla hatırlıyorum bunları. Fakat orta çağlarda…Bir de Amerikan tarihi var, o da ne?...”

Yemek buluşması kararlaştırılmıştır ama, Paul’ün evde makyaj masasının başında hazırlık yapan eşine “Gitmiyorum!” demesi yapısı gereği şaşırtıcı olmayacaktır.

Paul- Restoran bir şaka gibi… Her neyse, çok anlamsız…

Claire- Elit, çekici bir yer ve yemek sanatı yapıyorlar.

Paul- Bu restorana gitmek Alman işgali altında Fransa’ya gitmek gibi.

Claire- Harika bir masa bulacağımıza eminim.

Paul- Harika bir hesap gelir.

Claire- Stan ödeyecek.

Paul: Restoran hesabını ödememek için daha fazlasını vermen gerekir orada.

Paul (Steve Coogan) oyunun hep dışında olmak ister

Rezervasyon için aylarca beklenen, eski bir konaktan çevrilmiş tanınmış, fine dining bu restorandaki davete Paul’ün soğuk bakması, kardeşlerin birbirlerine karşı tutumuyla ilgili değildir. Her iki ailenin gençlik çağındaki oğullarının (Stan’in Rick, Paul’ün Michael) gece yarısı bir arkadaş partisi sonrası gerçekleştirdiği, kardeşleri-yani babaları bölen, ama eşlerini yakınlaştıran cinayet olayı ile ilgilidir. İki çocuğun yanında Stan’lerin siyahi evlatlık oğlu Beau da vardır, ama olaya karışmamış, dışında kalmıştır.

Rike ve Michael yaşlı, evsiz bir kadının gece uyku için sığındığı ATM odasında yanarak ölümüne neden olmuştur.  Olayı da telefonla kaydetmişlerdir. Ancak bu görüntüler Beau tarafından bulunmuş, internete yüklenmiştir. Michael başına gelebileceklerin korkusuyla, Beau’ya, olayla ilgili sessiz kalmasını sağlamak için para vermeyi bile deneyecektir.

Çocuklarının karıştığı olay Stan’in politik kariyerine onarılmayacak zararlar verebilecek ciddiliktedir. Ayrıca dışarıdan bakanlar için, Vali adayıyken Stan’in “psikopat” olarak nitelenen kardeşiyle “yemekte buluşması” anlaşılır değildir.

APERİTİF

Stan zamanında gelememiştir ama, eşler ve Paul restorana giriş yapmış, masalarına oturmuştur.  Oldukça geciken Stan masaya oturmadan önce yolunu kesen dostlarıyla biraz da politik nezaket gereği zaman harcayacak ve masadakileri daha da bekletecektir.

Maitre D’Hotel Dylan Heinz masada bekleyenlerin açlığını yatıştırmak için taze sebze servisi yapar: Aperitif. 

Heinz: “-Havuç, kahvaltılık turp, yaban rezenesi ve Tokya şalgamı… Oregon’dan gelen biberiyelerle harmanlanarak Mora’nın zeytinyağı ile servis ediliyor…

Paul: (Şarap listesini inceler) - Bir şişe pembe zımbırtının fiyatına bakar mısın?”

Claire: “- Kafana takma. Stan’in aldırmayacağına eminim.”

APPETİZER

Stan de nihayet masaya oturmuştur. Maitre D’Hotel Dylan Heinz açıklar:

“ - …Hanımefendilere taze kış sebzelerimizden vereceğiz. Pancar, parmak havuç ve kırmızı turp. Keçi peyniri ve tütsülenmiş ringa balığı ile servis ediliyor. Ayrıca alazlanmış pırasa, kırmızı hindiba ve kan portakalımız var. Üzerine de kavrulmuş çavdar ekmeği serpildi… Kış sebzeleri burada bahçemizde yetişiyor.”

Paul, ikisinin de eşlerinin tuvalete gitme fırsatından yararlanarak  Stan’e soracaktır.

“- Konumuz ne peki? Neden hepimizi bu yemekte topladın?

Stan: “- Ne olduğunu biliyorsun. Bunu konuşmuştuk… Bir şey yapmalıyız. Bir şey yapılması gerekiyor. Ayrıca bilgin olsun o gece çocukların partiye gittiğini bile bilmiyordum.”

Michael ve kuzeni Rike, Beau, birlikte parti çıkışı ve gece vakti olduğu için taksiyle dönmeyi düşünmüşlerdir. Para çekmek için kullanacakları ATM odasında ise evsiz bir kadın uyumaktadır. Michael, Rick kadını ısrarla oradan çıkarmak için sözlü ve fiziksel tacizde bulunur, üzerine çöp dökerler, yanan kibritleri fırlatırlar. Üzerindekiler alev alır ve yangın kadının ölmesine neden olur.  Yaşlı kadın acı içinde yanarken iki çocuk da kurtarmak için çaba göstermediği gibi, eğlenceli de bulmuş, hatta olayı cep telefonuna kaydetmişlerdir. Olayın gidişatını sezen Beau,  daha başlangıçta oradan ayrılmıştır.

ANA YEMEK

Ana yemek, ana konunun simgesi sayılabilir. Masaya gelen yemeklerle ilgili Maitre D’Hotel “Afrika tavuğu ve hardala yatırılmış yaban mantarıyla… İnce dilimlenmiş alabalık…” açıklamasını yapar.

Paul masaya konulan yemeklerle ilgilenmez, yerinden kalktığında kafasındaki sesleri dinleriz:

“-Birçok kadın Stan’a hastadır… Üç ya da dört hafta sonra sevişmeye başlarlar… İlk eşi Barbara onu terk edip Hindistan’da inzivaya çekildi… Boşa gitti… Bunun gururunu kıracağını düşündü ama öyle olmadı. Bir süredir ondan haber alamıyoruz. (…) Stan’e oy bile vermiyorum… Aslında oy kullanmıyorum. Tarih ya kurmacadır ya da sizi sıkar... Öğretmenlik yaparken konuları ilgi çekici hale getirmeye çalışıyordum. Şimdiyse konuşacak kimsem yok…”

Bu arada öğreniriz ki, Paul’ün ilk eşi ve Michael’ın annesi zamansız ölmüş, bu olay Paul’ün psikolojik dengesini etkilemiştir. Kaldı ki, başlangıçta ilk şarap kadehleri kaldırılırken “Çocuklara… şerefe!” sözcüklerine Paul’ün alaycı “Bu yemekten tek parça çıkmaya!” cevabı sofranın pusulasını da haber vermiştir.

Babalar ve Anneler- Steve Coogan, Richard Gere, Laura Linney, Rebecca Hallzor
PEYNİR TABAĞI

Menüde sıra peynir tabağına gelmiştir. Maitre D’Hotel ayrıntılı açıklar:

“…Hemen yapıldığı yerden başlayayım…Vermont yapımı Harbison peyniri. Epey yapışkandır. Keserseniz hemen akmaya başlar. Dış yüzeyini keserek çatal ya da kaşığınızla yemelisiniz. Yine Vermont’dan Bayley Hazen Blue peynirimiz var. New York’dan Hudson Flower. Hudson Flower otlu bir peynirdir. Korsika adıyla Fleur Du Maquis. Fransa’dan Mimolette (pişmemiş inek sütünden, kırmızıya yakın turuncu renkte). Kötü şöhretli Mimolette. Tartışmalı Mimolette… Bu peyniri duymuş olabilirsiniz. Gıda ve Sağlık Kurumu yasaklamaya çalıştı. Son olarak, hileli bir tane var. Alman isimli fakat İtalyan yapımı. Faşizmle ilgili şaka yapabilirsiniz. Weinkase Lagrein. Weinkase, İngilizcesi ‘şarap peynir’… Ve Lagrein kırmızı… Kuzey İtalya’daki üzümlerden yapılan kırmızı şaraplardan adını alıyor. Bu kadar. Sorunuz var mı?”

'TATLILAR'

Toplantının ana konusu olan, çocukların yaşlı kadının ölümüne neden olması hala gündeme gelmemiştir ama, yemeğin sonunu belirleyen” tatlı” servis edilmiştir bile.

“Tatlılara geçtik çikolata kaplı, yaban havuçlu kek, Brezilya fıstıklarıyla süslenip… Greyfurt… Yenilebilir çiçek ve nane aromalarıyla ve karamelli viski sosuyla servis ediliyor. Ve tabii ki kakaolu kızarmış muz.”

Birinin araya girip bölmeden konuya girmenin ve konuşabilmenin tek yolu boş yemek odalarından birine geçmektir.

Burada Stan’in "Siyasi geleceğimi hesaba katmadan düşünmeye çalışıyorum. Bu mümkün olmuyor tabii. En önemli şey oğlum, onun geleceği. Olayın ortaya çıkmaması mümkün değil (…) Kendimi oğlumun bir cinayete karıştığını bilerek yaşarken hayal edemiyorum. (…) Üçüncü derece yanık yüzünden öldü.” açıklaması, eşler ve Paul’ü şaşırtır. Hepsi de Stan’ın açıklamalarına oldukça sertçe karşı çıkacak, yaşlı kadının çocuklara kötü davranışıyla sonuçlanan “bir kaza, talihsiz bir olay” savunusuyla suçlamayı kabul etmeyeceklerdir

Stan: “- Ne diyorsunuz? Zavallı kadın saldırıya uğradı.” “- Onlar iyi çocuklar.”  Stan: “- O gece değillerdi.” “- Tabii ki bir kazaydı…” Stan: “- Bence oğullarımız bu yükle yaşayamaz. Bu onları mahveder. Rick’i çoktan mahvetti. (…) Kararımı verdim. Kendim için oğlum için bundan kurtulmanın tek yolu…” “- Bütün siyası kariyerini ve uğruna çalıştığın her şeyi yabana atacaksın.” Stan: “- Evet doğru. Adaylıktan çekileceğim.” “- Buna izin vermeyeceğiz. Onurlu siyasetçi numarası yapma bize…” Stan: “- Kararı mahkemeye bırakacağız. Bu çocuklar korkunç bir suç işledi. Cezasını çekmeliler. Onlar için tek seçenek bu…”

İki ailenin oğullarının işlediği suçu örtbas etmek ya da açıklamakla ilgili verecekleri belki hayatlarının en zor kararı önlerinde durmaktadır. Stan kariyerinin biteceğini bilmesine karşın, iki çocuğun da bu kötü, masumca olmayan olayı üstlenmesi ve yargıya teslim edilmelerini istemektedir.

Akşam yemeğinin en zor anı yaşanmaktadır, ekranda beliren “DIEGESIF-SİNDİRME” yazısı bu olayın göstergesidir.

Oğlunun tutuklanmasını ve hapse girmesini kabullenemeyen Paul, telefon kaydını internete koyan Beau’yu öldürmeyi düşünmektedir. Gruptan ayrılıp Beau’yu bulduğunda bunu gerçekten dener, son dakika Stan’in yetişmesiyle başaramaz.

“İnsan ne kadar isterse istesin, unutması olanaksızdır. Her şeyin, geçilmesi tehlikeli olan bir sınırı vardır. Bu sınır bir aşıldı mı artık geriye dönüş yoktur.” (Suç ve Ceza)

Ve Akşam Yemeği gösterir ki ahlaki ve vicdani sınır aşıldığında yaşananların sindirilebilir olması zordur.


Oğuz Makal Kimdir?

Sinema alanında ilk doktora yapan öğretim üyesi. 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde profesör oldu. Yemek ile sinema arasındaki ilişki yeni ilgi odağı, bu alanın filmlerini ve toplumsal-kültürel tanıklıklarını kitaplaştırmak için araştırmaya devam ediyor. Sinema Tarihi, Film Kuramı, Türk Sineması, Sinema ve Diğer Sanatlar, Sinema ve Tarihi İlişkisi gibi dersler veren, tezler yöneten Makal, Uluslararası İzmir Film Festivalini kurdu, 2001 yılına dek on bir yıl yönetti… Kısa, uzun, belgesel filmler yaptı, son yıllardaki birkaç belgeseli: El Cezeri, Eğitmenler, İstanbul’da Bir Gizli Bahçe-Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, Uzak ve Yakın, Suriye Mutfağı İstanbul’da, Merdiveni Arayan Adam. Bazı kitapları ise: Sinemada Yedinci Adam, 1895-1950/İzmir Sinemaları Tarihi, Fransız Sineması, Beyazperde ve Sahnede Nazım Hikmet, Sinemada Tarihin Görüntüsü, Yönetmenleri ve Filmleriyle Gülmenin Sineması.