700 milyon yıl önce ortaya çıktı: Dünyanın ilk hayvanı bulunmuş olabilir mi?

Yapılan yeni bir araştırma, taraklı denizanasının dünyadaki ilk çok hücreli hayvanların hangileri olduğuna ve nasıl göründüklerine ilişkin sorunun yanıtı olabileceğini gösterdi.

Foto: Wikimedia Commons
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sonuçları Nature hakemli bilim dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, taraklı denizanası olarak bilinen deniz canlısının, karmaşık bir sinir sistemine sahip olmasına rağmen dünyadaki ilk çok hücreli canlıların hangileri olduğuna ve nasıl göründüklerine ilişkin sorunun yanıtı olabileceğini ortaya koydu. 

Science Alert'ün aktardığına göre, bilim insanları yıllardır, Latince adı "Porifera" olan ve basit bir anatomiye sahip olan süngerlerin söz konusu 'ilk' unvanına en yakın canlılar olduğunu düşünse de ABD'nin Californiya Üniversitesi'nden moleküler biyolog Daniel Rokhsar'ın da aralarında bulunduğu ekibin yaptığı çalışma, bu tezin çürütülebileceğini gösterdi.

GEN DİZİLERİNİN DÜZENLENİŞ BİÇİMLERİNİ KARŞILAŞTIRDILAR

Konuya ilişkin açıklama yapan Daniel Rokhsar, "Tüm hayvanların en yakın ortak atası muhtemelen 600 veya 700 milyon yıl önce yaşamıştı. Yumuşak vücutlu hayvanlar oldukları ve doğrudan bir fosil kaydı bırakmadıkları için neye benzediklerini bilmek zor" dedi.

Bunun üzerine çeşitli canlıları moleküler düzeyde karşılaştıran araştırmacılar, daha önce gen dizilerine odaklanan araştırmalardan farklı olarak bu canlıların genetik moleküllerini, yani kromozomlar üzerindeki gen dizilerinin düzenleniş biçimlerini karşılaştırıldı.

'BU KEŞİF BİZİM İÇİN BİR İŞARET FİŞEĞİYDİ'

Araştırmalarında taraklı denizanaları, iki deniz süngeri, koanoflagellatlar ve amip olmak üzere iki tek hücreli hayvan ve daha modern sayılan diğer hayvanlara yer veren araştırmacılar, süngerler ve daha modern hayvanların tümünün, nadir görülen bir kromozom füzyonu ve yeniden düzenleme süreci sonucunda ortaya çıkan özellikleri taşıdığını, fakat bu özelliklerin genomları diğer tek hücreli hayvanlara benzeyen taraklı denizanasında olmadığını gördü. Rokhsar, bu keşiflerinin kendileri için bir 'işaret fişeği' olduğunu söyledi.

Ekip bundan hareketle büyük olasılıkla önce Latince adı "Ctenophores" olan taraklı denizanalarının, ardından da süngerlerin ortaya çıktığı sonucuna vardı. Buna göre, süngerler de daha sonra yeni karışık kromozom dizilimlerini kendi soyundan gelen hayvanlara aktarmaya başlamıştı. Bu durumun ise taraklı denizanalarında söz konusu özelliklerin neden görülmediğini açıkladığı sonucuna varıldı.

'EVRİMSEL OLAYIN PARMAK İZLERİ HÂLÂ DURUYOR'

Araştırmayı yapan ekipten olan Avusturya'nın Viyana Üniversitesi'nden biyoinformatik uzmanı Darrin Schultz, "Bu eski evrimsel olayın parmak izleri, yüz milyonlarca yıl sonra hayvanların genomlarında hâlâ bulunuyor" bilgisini paylaştı.

Araştırmanın 'hayvanları neyin hayvan yaptığını anlamamız için bağlam sağladığını' da belirten Schulz, "Bu araştırma, çevrelerini nasıl algıladıkları, nasıl yedikleri ve nasıl hareket ettikleri gibi hepimizin paylaştığı temel işlevleri anlamamızı sağlayacak" açıklamasında bulundu. (DIŞ HABERLER)