Şairlerin yaz mevsimi

Sıcak yaz günlerinde akşamları, geceleri ya da sabahları şiirle serinletmek, duygu ve düşüncelerinin hararetini şiirle gidermek isteyecekler için yaz temasının izini sürdük. Modern Türkçe şiir bu konuda bir hayli zengin...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Şairler, şiir yazmanın bir zamanı var mıdır sorusuna genel olarak var ya da yok demeseler de kabul edilen görüş, şiirin de yaratım sürecine bağlı olarak bir zamanı olduğu yönündedir. Şiirin yazılmasıyla ilgili bir zamanı varsa onun okunmasının da bir zamanı olmalı diye düşünebiliriz. Sevgilinin dizinin dibi, hasretin burcu, ayrılığın ayazı, yalnızlığın yangını gibi durumlarda okuduğumuz şiirler başka zamanlarda okuduğumuz gibi değildir. Bazı şiirleri bazı zamanlarda okuduğumuzda sanki değdiği yerde daha çok yayılır ve derinleşir. Yine de şiir her zaman okunabilir elbet, ama bazı durumlarda ve bazı anlarda duygu ve düşünceye başka türlü yansıdığı gerçeğini de yadsıyamayız.

Bu düşüncelerle yola çıktık. Sıcak yaz günlerinde akşamları, geceleri ya da sabahları şiirle serinletmek, duygu ve düşüncelerinin hararetini şiirle gidermek isteyecekler için yaz temasının izini sürdük. Modern Türkçe şiir bu konuda bir hayli zengin. Yahya Kemal’den Hilmi Yavuz’a, Nâzım Hikmet’ten Edip Cansever’e, Can Yücel’e onlarca şairin yaz temalı birçok şiiri bulunuyor… Nâzım Hikmet’in Yaz Yağmuru başlıklı şiiri de onlardan biri. Şiirin girişinden üç dizeyi birlikte okuyalım, dileyen gerisini tamamlasın:

“Bir yaz yağmuru yağdı içime

ezildi iri üzüm taneleri camlarımda

gözleri kamaştı yapraklarımın”

Yaz yağmuru, Nâzım Hikmet’in yalnızca gözlerini kamaştırmaz. Gözlerinden daha çok duyguları kamaşmıştır şairin… Öte yandan görüyoruz ki şiir de açıkça, daha önce okumadıysak okumak, okumuşsak bir daha okumak için en iyi zaman yağmurlu bir yaz akşamıdır diyor bize.

Turgut Uyar Turgut Uyar

Şairlerin dünya görüşleri, yaşam tarzları doğal olarak yapıtlarına da yansır. Yaz temasının şiirinde yer bulduğu bir başka isim de Yahya Kemal’dir. Yahya Kemal bir geçmiş zaman şairidir. Ne yazarsa yazsın şiirine yoğunluklu olarak yansıyan, geçmiş zamanın alıp götürdüklerine karşı duyduğu yastır. Şairin Geçmiş Yaz başlıklı şiirinin ilk dörtlüğünü birlikte okuyalım:

"Rü’yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle,

Her ânını, her rengini, her şi’rini hazdan.

Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!

Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan”

Diline geleni şiire dönüştüren Edip Cansever’de mutluluk yaza, yaz mutluluğa dönüşür. Yaz Mutluluğu başlıklı şiirden kısa bir bölüm alıntılıyorum:

“Sen bir karanfilsin, delisin

İçlisin de, bükersin hemen boynunu

Mendilimin içindeki kirazdır

Mendilimin içi kiraz

Bilmem ki, ne desem, yaz mutluluğu.”

Turgut Uyar’da yaz, Bir Yazı Anlamak başlıklı şiirinde, güneşin ve kalın mavinin hiçbir şey hatırlatmamasının sevincidir aynı zamanda. Şiirin söz konusu betiğini anımsayalım:

“Bir yazı anlamak

Zordur ve anlamlıdır

Bana kalırsa

En saygın işidir bir kişinin.

Çünkü güneş ve kalın mavi

İnsana hiçbir şey hatırlatmaz

Öyle ki toparlar hayatın kalbini

Ve o zaman

Çökelir yaz

Tutarak kendi kalbini

Umutlar sarıya bırakır kendini

Gül uzar, karanfil kokar”

Oktay Rifat Oktay Rifat

Oktay Rifat’sa Koca Bir Yaz başlıklı şiirinde yazı ve sıkıntıyı dile getirir:

“Koca bir yazı çekirdek içleyerek

sinamalarda geçirdim.

taban teptim sokaklarda

tırnak yedim uyudum,

denize baktım usanmadan

ölüme inandım,

güzel çok güzel

olduğunu düşünerek,

Güzelim, düşünerek,

çekirdek içleyerek,

Güzelim, çekirdek içleyerek

koca bir yaz geçirdim,

şimdi yorgunum biraz.”

Dört Mevsim başlıklı şiirinde Cemal Süreya yazı, aşkın ve sevişmenin biricikleştiği bir zaman dilimine dönüştürür. İşte o dizeler:

“Yaz mezarına gömsünler sizi

İlk kezmiş gibi buluştunuzdu

Son kezmiş gibi seviştinizdi

Yaz mezarına gömsünler sizi”

En çok bilinen yaz şiirlerinden biri de Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bütün Yaz başlıklı yapıtıdır.

“Ne güzel geçti bütün yaz,

Geceler küçük bahçede…

Sen zambaklar kadar beyaz

Ve ürkek bir düşüncede,

Sanki mehtaplı gecede,

Hülyan, eşiği aşılmaz

Bir saray olmuştu bize;

Hapsolmuş gibiydim bense,

Bir çözülmez bilmecede.

Ne güzel geçti bütün yaz,

Geceler küçük bahçede.”

Gülten Akın Gülten Akın

Yaz, Gülten Akın’da Karadeniz’in bile sisin, bungunluğun, yağmurun grisinden sıyrılıp maviye dönüştüğü, şairleri sevindiren bir mevsim olur. Şairin yaz başlıklı şiirinden şu dizeleri birlikte okuyalım:

“Sevdiğim yaz geldi yine

Karıncalar ve sineklerle çıktık yeryüzüne

Barbunla lüferle marulla zeytinle

Uzaklarda kaldı nisanları basan sis, bun, yağmur

Karadeniz’de bir mavi, çocuklar sevinsin diye

Şairler sevinsin diye sevdiğim, yaz geldi yine”

Can Yücel modern Türkçe şiirin doğaçlama edasıyla yazan en politik, eleştirel, alaycı, ironik şairidir. Ancak şiiri mizahın mezesi durumuna düşürmemiş bununla birlikte şiirde mizahın da hakkını veren ismi olmuştur. Can Yücel Yaz Geldi başlıklı şiirine yaz temasını kendi tarzıyla yansıtır. Şu dizelerini birlikte okuyalım:

“Dutlar düşüyor pıtır pıtır

Memet Topçu’nun traktör gökgürültüsüyle

Yaz geldi paldır küldür

Yunus Emre indi

Suya havaya toprağa

Kulak’ın köpeği Demokrat

Yol üstüne yatmış soluyor,

Işık değişti

Işığın yolları değişti

Gölgeler ışığa çaldı

İçinde sarmanlar dolaşıyor

Böyle bir akşamüstü

Hiç ölmek istemezdim…”

Yaz şiirleri deyince akla gelen isimlerden biri de Hilmi Yavuz’dur. Şairin “Yaz Şiirleri” adıyla yayımlanmış kitabı da etkilidir bunda kuşkusuz. Hilmi Yavuz, önceki yapıtlarında olduğu gibi yaz temasını işlediği “Yaz Şiirleri”ndeki duygu ve düşüncesiyle de başta Yahya Kemal olmak üzere geç sembolist şiirden etkilenen şairlerin poetikasına yakın durduğunu, hatta “has şiir” diye de tanımlanan geç sembolist şiir anlayışının sürdürücüsü olduğunu gösterir. Hilmi Yavuz’un yazla Feyyaz’a seslendiği ve “fey” diye biten şiirin sonunda Feyyaz’a sesinin yetmediğini gördüğümüz “Feyyaz” başlıklı şiirin tamamını okuyalım istiyorum:

“yaz, bir önceki yazın

………………kalbidir

………………feyyaz!

hüznünü süsleme sakın

dilin aynasından şiirin

ipek sürüleri geçerken

………………feyyaz!

zaman bulut içinde şimdi

acılar aynalardır, acılar

da kırılır bir yerinden

………………feyyaz!

aşkların üstünden uçarken

şiir kendini seyreder

yazları gösteren aynadan

feyyaz, ey yaz! feyyaz, ey yaz! Fey”

Yaz şiirleri deyince akla gelen bir başka usta şair de hiç kuşku yok ki Ülkü Tamer’dir. “Yazın Bittiği” başlıklı şiirde şair için yaz, kırmızı bir kalkan, bir sığınak anlamındadır. Şiirin girişindeki ilk üç dizeyi alıntılıyorum. Ama gönlüm elbette ki şiirin tamamının okunmasından yana:

“Yazın bittiği her yerde söylenir.

Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir

Ölüleri örten yapraklardan başka.”

Ülkü Tamer gibi Murat Mungan da yaz ve şiir denince akla gelen önemli şairlerden biridir. Mungan’ın Yaz Geçer adıyla yayımlanan kitabında yaz teması bir aşk, şiirlerse biten bir aşkın şarkısı olmuştur. Kitapta yer alan “Yaz Bitti” başlıklı şiirden kısa bir bölüm okuyalım:

“yaz bitti

yaz bitti

yüksek sesle söylüyorum bunu kendime

her yerde söylendiği gibi

yaz bitti

yaz bitti

hiçbir şey hiçbir şey

hiçbir şey

yalnızca üşüyorum şimdi”

Yaz temasının şiirde bu denli önemli bir yer tutmasının 12 Eylül’ün hemen sonrasında Gösteri dergisinin açtığı yaz temalı şiir yarışmasının da payı olduğu söylenebilir belki. O yarışmanın ödül alan şairlerinden biridir Haydar Ergülen Unutulmuş Bir Yaz başlığını taşıyan şiirin ilk betiği şöyle:

“anımsa bizim unutulmuş bir yazımız vardı

kıyısından çocukların dokunarak geçtiği

yaz kirli denizlerin körfezine çekildi

biten o yaz mıydı düşün istersen

bir taşra melankolisine kaptır kendini

-şimdi anımsanması gereken birşeyler vardır

bir çığlık kadar sessizlik de anımsanır

hoyrat sevinçlerle sularında yüzülen

olağan duygularla yüreği örten

bir aştan geriye suskunluk kalır-“

Yazın sembolleştirilmesi ve tema olarak seçilip işlenmesi modern şiirin daha eski çağların şiirinden devraldığı bir tutumdur. Duygu, düşünce ve duyarlılık yönünden sembolist değerler içerse bile kökleri aslında daha eskidedir. Örneğin romantizmin izlerinin daha yoğun olduğunu söyleyebiliriz.

Ülkü Tamer Ülkü Tamer

Bu yazıda değinilen şiirlerin de gösterdiği gibi yaz çoğunlukla Türkçe şiir yazan şairin imgeleminde arzudur, umuttur, aşktır, hatıradır. Yaz genellikle kayıp bir altın çağ duygusunu karşılamakla birlikte Turgut Uyar, Oktay Rifat gibi isimlerde ilk defa negatif bir anlam yükünü içerir. Özellikle bu iki şairin yaklaşımının geleneği bozduğu söylenebilir. Y

Yaz Oktay Rifat’ta doğrudan doğruya bir sıkıntı olarak dile getirilir. Geleneğin dışına çıkan isimler olsa da genel eğilim yazın olumlanması yönündedir. Zorlu bir kış geçirilir, hoyrat kuralları sökmez faşizmin, ama yaz olunca koşullar değişir. Yazla birlikte hayat da değişmiş güneşli güzel günler yaşanır olmuş gibidir… Şair hayatta bulamadığını imgeleminde oluşturduğu yazda bulmak ister gibidir. Modern Türkçe şiirin yazla ilgili genel olarak söylediği budur diyebiliriz.