Zülfü Livaneli Almanya'da okurlarıyla buluştu

Zülfü Livaneli, Türk-Alman Forum’un daveti kapsamında Almanya'da okurlarıyla buluştu. Livaneli, "Toplumların birbirini tanımaya ve yakınlaşmaya ihtiyacı var" dedi.

Fotoğraf: Evrensel
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türk-Alman Forum’un davetlisi olarak Almanya Stuttgart'a giden Zülfü Livaneli, okurlarıyla buluştu. Livaneli'nin 'Balıkçı ve Oğlu' kitabı temel alınarak gerçekleşen söyleşi iki dilde (Türkçe/Almanca) gerçekleşti. 

Evrensel'den Ali Çarman'ın haberine göre, Hospitalhof eğitim merkezinin salonunda yapılan etkinliğin moderatörlüğünü ve çevirmenliğini Profesör Dr. Şebnem Bahadır (Graz Üniversitesi) yaptı. Türk-Alman Forumu adına yapılan konuşmada Maraş merkezli depremler hatırlatılarak, dayanışma çalışmalarının devam etmesi vurgusu yapıldı. 

''BALIKÇI VE OĞLU'NU GÖÇ TRAJEDİLERİ İLE BİRLEŞTİRDİM'

Söyleşide 'Balıkçı ve Oğlu' hakkında konuşan Livaneli, "Adeta, kitap okuya okuya delirdim! Odamın duvarlarını tanınmış edebiyatçıların fotoğraflarıyla (Ernst Hemingway) süslemiştim. 'Çanlar Kimin İçin Çalıyor' kitabını radyo tiyatrosu için uyarladım. Edebiyat ve Hemingway tutkusu böyle başladı. Ülkemin içinde bulunduğu durum ve politik nedenlerden dolayı, 1973 de önce Almanya sonra İsveç’e geçtim. Bugün, Heredot’un memleketi Bodrum’da yaşıyorum. Biraz denize açılırsanız adalar var. Karşıya gidip gelmelerle tanıklık ettiğim kimi olaylar vardır ki insanın unutması mümkün değil. Terk edilmiş kırmızı can yelekleri gördüm. Bu, bazı insanların can pahasına karşıya geçmesi demekti. Kendim görmedim ama bazen de insanlar denizin sularında ölüyor. 'Balıkçı ve Oğlu’nu göç trajedileri ile birleştirdim. Yunan trajedisi de denebilir" ifadelerini kullandı. 

'SOSYOLOJİK, POLİTİK KİTAPLAR YAZMIYORUM'

Livaneli, sözlerine şöyle devam etti:

"Sosyal sorunlar, politik sorunlar bitmek bilmiyor. Ama ben sosyolojik-politik kitaplar yazmıyorum. Ancak, kitaba can veren karakterler böyle bir dünyada yaşıyor. İnsanları anlatıyorum. İnsanlarda uzayda ve boşlukta yaşamıyorlar. Dolayısıyla böyle konuları da işlemiş oluyorum."

'GÖÇMEN SORUNLARINI KIŞKIRTARAK IRKÇILIK GÜÇLENDİRİLİYOR'

Türkiye ve Almanya'daki göçmenlere ilişkin sorulan soruya Livaneli şöyle yanıt verdi:

"Ülkemiz ile Almanya birçok konuda kıyaslanmaz. Bizde 10 milyon göçmen var. Gelenler arasında insanlık için tehlike taşıyanların olduğu biliniyor. Ufak tefek olaylara rağmen ciddi sorunlar yaşanmadı. Umarız yaşanmaz da. Afganistan, Irak ve Suriye’ye kim demokrasi adı altında savaş götürdü, biraz da buralara bakılmalı. Göçmen sorunlarını kışkırtarak ırkçılık güçlendiriliyor. Halbuki toplumların birbirini tanımaya ve yakınlaşmaya ihtiyacı var. Genellemelerden kaçınmak gerekir."

'YAPAY ZEKA İNSANLARIN YERİNİ ALAMAZ'

Yapay zeka hakkında da konuşan Livaneli, "İnsanların yerini alamaz. Bizim sadece insanların mükemmelliğine değil hatalarına da ihtiyacımız var. Aynı tartışmalar müzikte yaşandı. Müzik o kadar mekanikleşti ki, onun için hâlâ konserlere gidiyoruz. Roman bir mimari işi. Sıkı, disiplinli bir çalışmayı gerektirir. Buraya severek geliyorum. Gerek organizasyonda emeği geçen arkadaşlar gerekse de sizler çok iyi karşılıyorsunuz. Gelecek güzel günler için umutlu olmaya devam edeceğiz" dedi.