YAZARLAR

Zengezur’a ne oldu: Amerikan müdahalesi planları bozuyor mu?

Yukarıda tehcir, aşağıda koridor. Jeostratejik öncelikler bir kez daha insani trajediler üzerinde tepiniyor; insanlık kısır döngü içinde, intikam sarmalında kalmak zorundaymış gibi.

Konjonktürel cesaretin sınırları var. Uluslararası dengeler bir yerden sonra "Müsaade ettiğimiz kadar coğrafyanın fatihisiniz" diyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, Karabağ’da Ermenileri ‘teslim alan’ ya da ‘göçerten’ koşulları oluşturan müdahaleden sonra 25 Eylül’de Nahçıvan’da buluşarak sıradaki hedefi tanımlayan bir görüntü verdi. Bu buluşma Erivan başta olmak üzere pek çok başkentte Zengezur koridorunun güzellikle açılmaması halinde askeri müdahalenin psikolojik hazırlığı olarak algılandı. Muzaffer edalarıyla Aliyev’in Zengezur’un ata toprağı olduğuna dair sözleri dikkate alındığında askeri seçeneğin ısıtıldığı çıkarımı nedensiz bir korkunun ürünü sayılmaz. Fakat Karabağ cari uluslararası hukuk karşısında Azerbaycan’ın toprağı sayıldığı için güce dayalı statüko değişimine göz yuman uluslararası aktörlerin tutumu değişiyor. Karabağ’daki toleransta hem Rusya hem de Batı kampının Bakü ile ekonomik ve stratejik çıkarları belirleyiciydi. Aynı cari hukuk Zengezur’u (Syunik) Ermenistan toprağı saydığı için Karabağ’da görülen sessizlik ya da zımni onay yerini uyarılara bırakıyor.
Amerikan yönetimi de Erdoğan’ın desteği ile Aliyev’in Zengezur’a dalabileceği ihtimalini dışlamadığı için bir yandan Ermenistan’la dayanışma sergilerken diğer yandan Aliyev’den güvenceler almaya çalışıyor. Temel Amerikan motivasyonu Ermenistan’da yükselen Rusya karşıtı havayı satın alıp burayı da bir hesaplaşma arenasına dönüştürmek. Moskova, önce rayonlar, ardından Karabağ’da kontrolün Azerbaycan’a geçmesinden sorumlu tutulan Başbakan Nikol Paşinyan’ın alaşağı edilmesini sabırsızlıkla bekliyor. Washington ise Ermenistan’ı Rusya’nın himayesinden çıkartıp Batı limanına çekmeye çalışan siyasi damara kan pompalıyor.
Ruslar nasıl hem Ermenistan’a hami olup hem de Aliyev ve Erdoğan’la çıkarlarını korumak gibi iki olmazı bir arada götürmekte zorlanıyorsa Amerikalılar da kaygan zeminde patinaja düşüyor: ABD, Ermenistan’ı Batı'ya Türkiye kapısından yaklaştırabilir. Ama Erdoğan normalleşme için Zengezur koridorunun açılmasını istiyor. Amerikalılar kategorik olarak karşı çıkmasalar da koridor planının mevcut haliyle Rusya’nın işine yarayacağını düşünüyor. Koridor Erivan’ın rızasıyla 2020 ateşkes anlaşmasına göre açılacaksa Rusya garantör ülke pozisyonunda olacak. Koridorun güvenliği Rus sınır muhafızlarında olacak. Sonuçta Erdoğan Orta Asya düşleriyle meseleye baksa da koridor Türkiye, Nahçıvan, Ermenistan ve Azerbaycan üzerinden Rusya’ya da bağlanacak. Ruslar için Ukrayna bağlantılı yaptırımları atlatmak için fena bir kapı değil. Şimdi dank etmiş olmalı ki Amerikalılar koridorla ilgili Aliyev ve Erdoğan’ın tam olarak niyetini anlamaya çalışıyorlar. Diplomasi trafiğine baktığımızda bunu anlıyoruz.

***

ABD Başkanı Joe Biden, USAID (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) Başkanı Samantha Power'la Paşinyan’a gönderdiği mektupta “Ermenistan'ın egemenliği, bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve kalıcı barış arayışına destek verdiğini" iletti. Dışişleri Bakanı Antony Blinken da hem Paşinyan hem de Aliyev’le görüşmesinde bu mesajları tekrarladı.
Dışişleri Sözcüsü Matthew Miller'a göre Blinken, Aliyev’e düşmanlıklara son verilmesi ve Karabağ'a daha fazla askeri operasyondan kaçınması gerektiğini belirtip uluslararası gözlemciler için izin istedi. Aliyev de daha fazla askeri operasyonda bulunmayacağını ve bir gözlem heyeti kabul edeceğini söyledi.
Miller’ın dolambaçlı ifadelerine bakılırsa ABD koridor meselesini (Erivan-Ankara normalleşmesiyle bağlantılı olarak) Türkiye’nin de dahil olduğu Azerbaycan ve Ermenistan arasında varılacak kalıcı anlaşma çerçevesinde ele alıyor. Blinken konuyu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la 22 Eylül’de New York’ta görüşmüştü.
Bu minvalde gelişen Amerikan müdahalesi havayı biraz değiştirdi. Bunu hem Ankara hem Bakü’den gelen mesajlarda da görüyoruz.
Ermenistan’la görüşmeleri yürüten Aliyev'in dış politika danışmanı Hikmet Hacıyev, Reuters'a şunu söyledi: "Azerbaycan'ın, Ermenistan Cumhuriyeti'nin egemen topraklarında herhangi bir askeri amacı veya hedefi yoktur, bu tamamen Azerbaycan'ın gündeminin dışındadır… Önerimiz bir ulaşım ve nakliye hattı açmak ve bunu da barışçıl yoldan yapmak."
Hacıyev bu açıklamayı Brüksel'de Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan ile görüşmesinin ardından yaptı. AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in himayesindeki görüşmeye Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un danışmanları Emmanuel Bonne ve Jens Ploetner de katıldı. Bu buluşma Aliyev ile Paşinyan arasında 5 Ekim'de Granada’da öngörülen zirveye hazırlık mahiyeti taşıyor. AB liderleri Granada zirvesinde Aliyev ve Paşinyan’dan karşılıklı birbirinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine bağlılığı güçlü bir şekilde duyurmalarını bekliyor. Burada taahhütler bir yere bağlanırsa “Zengezur ata toprağı” söylemi düşer.
Buradan Erdoğan’ın önceki gün yaptığı açıklamaya geçersek; verdiği mesaj Zengezur ısrarında bir kırılmaya işaret ediyor:
“Koridorun hayata geçmesi stratejik bir konudur ve muhakkak tamamlanmalıdır. Ermenistan bu işin önünü açmazsa nereden geçecek? İran'dan geçecek. İran şu anda buna olumlu bakıyor, olumlu baktığı için de İran’dan artık Azerbaycan’a geçiş imkânı olabilecek.”

Ermeni gazeteci Robert Ananyan, Amerikalıların temasları ve Erdoğan’ın sözlerinden hareketle şu sonuçlara varıyor:
"Zengezur koridorunun ölümü yaklaşıyor։ Rusya'nın yeni yenilgisi mi? Karabağ'a karşı yapılan son savaştan sonra Türkiye, Azerbaycan ve Rusya büyük ihtimalle Zengezur koridoru adı altında Ermenistan'a toprak talebinde bulunmaktan vazgeçecek. Muhtemelen bir dönüm noktasıyla karşı karşıyayız. Erdoğan Zengezur koridorunun Ermenistan topraklarında olmayabileceğinin sinyalini verdi. Erdoğan'ın açıklaması Türkiye, Azerbaycan ve Rusya'nın Ermenistan'a karşı Zengezur koridorunu zorla ele geçirme planından vazgeçeceği anlamına gelebilir. İran ve ABD'nin bu konuda çok büyük rolü var… Aliyev herhangi bir askeri operasyon olmayacağına dair güvence verdi… ABD'nin Zengezur koridoru konusunda Ermenistan'a baskının durdurulması gerektiği konusunda Türkiye'yi uyardığını söyleyebiliriz.”

***

Erivan üç şeyin altını çiziyor:
- Tarafların egemenlik ve yargı yetkisine dayalı ulaşım hatları açılabilir. Ama Ermenistan’ın egemenlik hakları ve yetkilerini devre dışı bırakan bir koridor mantığı kabul edilemez.
- Ermenistan ve Azerbaycan birbirlerinin toprak bütünlüğünü tanıyor. (Bu tanıma Ermenistan’ın 29 bin 743 ve 86 bin 600 kilometrekarelik toprakları üzerinden olur.)
- İki ülke arasındaki sınırlar 1991 Alma Ata Deklarasyonu esas alınarak çizilir.

Ananyan’a göre Türkiye ve Azerbaycan ikilisi, Ermenistan üzerinde toprak iddiasından vazgeçer ve Ermenistan'ın yargı yetkisini kabul ederse ulaşım hatları açılır. Yine Ananyan’a göre Ermenistan ulaşım hatlarında Rus askeri güçlerinin konuşlanmasını istemiyor ve bu konu artık Ermenistan için bir kırmızı çizgi.
Ne var ki 2020’deki ateşkes anlaşması açılacak ulaşım hatlarında güvenliği Rusya’nın sorumluluğuna bırakıyor.
Rusya’nın koridordan dışlanması ABD’nin de önceliği. Fakat Zengezur açılmazsa Tahran’ın sınırın İran tarafından geçmesini önerdiği Aras koridoru alternatif haline geliyor. Erdoğan’ın işaret ettiği hat bu. Bu durumda İran’ın denklemdeki rolü artıyor. Ermenistan’ın İran’a bağımlılığı da devam ediyor. ABD’nin istemediği iki şey. Koridor açılmazsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki normalleşme hedefinden de uzaklaşılıyor. Bu senaryo ABD’nin Ermenistan’ı Türkiye üzerinden Batı blokuna taşıma planlarını imkânsız kılıyor.
Ermeni kaynaklara göre Zengezur koridorunun açılması konusunda Rusya da İran’ı ikna etmeye çalıştı ama olmadı. Savunma Bakanı Sergey Şoygu 20 Eylül’de Tahran’daydı. Gündemde bu da vardı.
ABD, Zengezur koridorunun Rusya’nın çıkarlarına hizmet etmesini istemiyor lakin bunu yaparken 44 yıllık düşmanı İran’la bir yerde çakışıyor. Bu arada İran’dan sonra Fransa da askeri yolla koridor hamlesine karşı Syunik’te (Zengezur) konsolosluk açıyor. İran’ın Kapan’daki konsolosluğu 1 Ekim 2022’de açılmıştı.

***

Laçin koridoru ve Karabağ’ı Rus barış gücüne emanet eden güvenlik mimarisi Ermenistan’ı Nahçıvan ile Azerbaycan arasında ulaşım hatlarını açmaya razı eden bir ‘al-ver’ meselesiydi. Laçin koridoru ve Karabağ Azerbaycan lehine denklemden düşünce Ermenistan’ı Zengezur için zorlayacak koz kalmadı. Şimdi Ankara kazan-kazan mantığıyla "Türkiye ile normalleşme"yi koridorda atılacak adıma karşılık bir ödül olarak sunuyor. Erivan’daki kaynaklara göre 120 bin Ermeni'nin yaşadığı Karabağ’dan kaçanların sayısı dün akşam itibariyle 47 bini bulurken Ermenistan’ın Dostları Grubu'nun Bakü üzerinde kurmaya çalıştığı baskı bu tehcir sürecini etkilemiyor. Fiili tutumun tercümesi “Karabağ’ı unutun ve Ermenistan’ın bütünlüğünü garantileyecek şekilde Azerbaycan’la kalıcı barışa odaklanın.”
Yukarıda tehcir, aşağıda koridor. Jeostratejik öncelikler bir kez daha insani trajediler üzerinde tepiniyor; insanlık kısır döngü içinde, intikam sarmalında kalmak zorundaymış gibi.


Fehim Taştekin Kimdir?

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldu. Gazeteciliğe 1994’te başladı. Yeni Şafak, Son Çağrı, Yeni Ufuk, Tercüman, Radikal ve Hürriyet gazetelerinde çalıştı. Muhabirlik, editörlük ve dış haberler müdürlüğü yaptı. Ajans Kafkas’ın kurucu yayın yönetmeni olarak Kafkasya üzerine çalışmalar yürüttü. Kapatılıncaya kadar İMC TV’de “Doğu Divanı”, “Dünya Hali” ve “Sınırsız” adlı programların yanı sıra MedyascopeTV ve +GerçekTV’de dış politika programları yaptı. BBC Türkçe’nin analiz yazarları arasında yer alıyor. Al Monitor ve Gazete Duvar’da köşe yazılarına devam ediyor. Kafkasya ve Orta Doğu üzerine saha çalışmaları yürüttü. “Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal”, “Rojava: Kürtlerin Zamanı” ve “Karanlık Çöktüğünde” adlı kitaplara imza attı.