Zaman İçinde Müzik: Eski Yunan müziği

Yunan müziğinin ses örnekleri Ortaçağ'a taşınamamış olsa da Yunan müzik düşüncesi ve kuramı, Batı kültüründe yüzyıllar boyu derin izler bırakmıştır.

Google Haberlere Abone ol

Evin İlyasoğlu

Batı müziğinin tarihine ait yazılı en eski belgeler Antik Yunan'a dayanır. Ege ve Küçük Asya'da yaygınlaşan bu uygarlık üç dönemde incelenir: Arkaik Yunan, Altın Çağ ve Hellenistik Çağ. M.Ö. 7. yüzyıla dek uzanan bu uygarlıkta, doğaçlama danslar ve spor oyunlarıyla seçkinlerin düzenlediği şenlikler önem kazanmıştır. Şenliklerde tanrıların ve yarı-tanrıların yaşamındaki olaylar, pantomim danslar, çalgı eşliği ve şarkılarla dile getirilir.

Müzik, önceleri tümüyle dinsel içeriklidir. Erkek korolarından ve tek sesli ezgilerden oluşur. Çalgı insan sesine eşlik ettiğinde, koro aynı sesi ya da bir oktav üstünü seslendirir. Batı uygarlığında bulunan en eski nota belgeleri M.Ö. 138'e dayanan Delfi kentindeki Apollo ilâhileridir. İkinci grup Delfi ilâhileri, Delfi oyunlarındaki erkekler korosu için bestelenmiştir. Eski Yunan'da çalgıların birleşmediği, tek tek yalın bir düzende seslendirme yapıldığı dikkati çeker. Aulos, flüt ve çitara en eski eşlikçi Yunan çalgılarıdır.

Hellenistik kültürün mimari yapıtları, heykelleri ve edebiyat örnekleri günümüze dek korunduğu halde, müziğinin sesine ilişkin neredeyse hiçbir örnek kalmamıştır. Rönesans'tan bu yana yapılan çalışmalarla papirüs yazılarını, kil tabletleri ve mağara duvarlarındaki resimsel kalıntıları inceleyen müzik bilimciler nota benzeri işaretlerden ürettikleri sesi, Eski Yunan uygarlığının müziğine yaraştırmışlardır.

Eski Yunan'da müzik, dans, şiir, dinsel törenler birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak bilinir. Antikçağ'da yaşamış Anadolu ozanı Homeros, İlyada ve Odysseia destanlarında müziği, tanrısal bir uyarı, insan kişiliğini etkileyen bir güç olarak gösterir. Kimi müzik biçimleri de mitolojik kişilerle özdeşleşmiştir. Örneğin: Apollon ve Dionysos törenlerine göre müzik biçimleri, çalgılar ve müzik çağları oluşur.

SİSAMLI PİSAGOR'UN ÇANLARI

Eski Yunan'da müziksel düşüncesinin gelişimini etkileyen filozofların başında Sisamlı Pisagor (İ.Ö. 5-6) gelir. Müziksel uyumu matematik formülleriyle dile getiren bu felsefeci, farklı büyüklükte çanlarla bir skala düzeni yaratmış, bir çekiçle vurduğu çanların tınılarında bir oktav aralığının 2:1 orana, beşli aralığın 3:2 orana, dörtlünün 4:3 orana ve tam notaların da 9:8'e eşdeğer olduğunu kanıtlamıştır. İşte bu sekizli ve dörtlü aralıklardan oluşan ses dizisi, sonraları ‘Pisagor Gamı’ adıyla anılmıştır. Pisagor'u izleyenler bu oranları tek telden oluşan bir çalgı (monochord) üstünde denemişler, böylece tüm bir müzik sisteminin doğru tonlanması (entonasyon) sağlanmıştır. Pisagorcular bu oranları ses dünyasında olduğu kadar evrende de yönetici bir güç olarak görürler. Platon, ruhun da aynı müziksel oranlardan oluştuğunu savunur. Pisagor ve Platon'a göre müzik, sanatın bir dalı olduğu kadar matematik dünyasının da bir dalıdır. Ortaçağ Avrupa'sında Pisagor öğretisini izleyenler, müzik sanatının gelişme çizgisine önemli katkılar sağlamışlardır. Platon, müziğin daha da derin etkilerinden söz eder. Örneğin, eğitimdeki yerine değinir.

Aristo'ya göre müzik doğrudan ruhsal tutkuları dile getirmektedir: Huzursuzluğu, mutluluğu, yürekliliği sergiler. Kötü müzik dinlemeye alışanın kişiliği de kötü yolda gelişecektir. Bedenin disiplini için beden eğitimi gerektiği gibi, beynin disiplini için de müzik gereklidir. Müziğin kişiliği etkileme olayına ethos denir. Müzik kuramı üstüne yazılan günümüze dek ulaşan Aristoksenus da Pisagor ve Aristo'nun öğretisini izlemiştir. Armonik Elemanlar adlı üç ciltlik çalışmasında Antik Yunan'daki ses sistemi ve aralıklar hakkında açıklamalar yapmıştır.

SAVAŞTA VE BARIŞTA MÜKEMMEL İNSANLARA YARAŞAN MOD

Yunan müziğinin ses örnekleri Ortaçağ'a taşınamamış olsa da Yunan müzik düşüncesi ve kuramı, Batı kültüründe yüzyıllar boyu derin izler bırakmıştır. M.Ö. 7. yüzyıldan 2. yüzyıla dek Yunanistan'da aristokrasi egemendir. Bu dönemde Yunan tiyatrosunun ve lirik şiirin gelişmesi, şenliklerin ve dansın önem kazanması, müzik biçimlerinin ve çalgıların da gelişmesine yol açmıştır. Yunan müziğinde aynı sanatçının çalıp söylediği monodi'lere; eşliksiz koro şarkılarına ve danslara eşlik eden çalgısal müzik biçimlerine rastlanır. Bu biçimler sonradan Rönesans bestecilerine örnek olacaktır.

Bugün Batı müziğinin dayanağı olan yedi-nota dizisinin geçmişi M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzanır. Bu ses dizileri, adlarını ülkenin çeşitli yörelerinden alırlar: Frigya, Dorya, Lidya gibi. Ses dizilerinin uyumu, çitara ve lir gibi telli çalgıların belli uyum düzenlerinden kaynaklanır. Eski Yunan'da her bir modun insan ruhu üstünde özel bir etkisi olduğuna inanılır. Örneğin, Dor dizisi, “savaşta ve barışta mükemmel insanlara yaraşan bir mod” olarak nitelenmiştir...

 



 

Etiketler Yunan Yunan müziği