Zafer Algöz: Bence Türkiye’de tek meddah Cem Yılmaz
37. Genç Günler kapsamında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde gençlerle buluşan Zafer Algöz, "Türkçe’yi konuşan iki kurum var. Birisi Devlet Tiyatroları, birisi Şehir Tiyatroları" dedi.
DUVAR - İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları’nın düzenlediği 37. Genç Günler’in söyleşi konuğu olan Zafer Algöz, Nihat Alpteki’nin moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide gençlerle buluştu. Algöz, anılarından meddah geleneğine, genç oyunculara tavsiyelere birçok konuda gençlerin sorularını cevapladı.
Algöz'ün konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
'HALDUN TANER, GELENEKSELDEN ESİNLENEREK KENDİ KOMEDİMİZİ YARATMIŞ'
"Ben 15 buçuk yaşından beri Devlet Tiyatroları ailesindeyim. Çocuk ve gençlik tiyatrosu kurslarıyla başladım. Sonra Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne girdim. 1981-85 yılları arasında parasız yatılı okudum. 1986-88 yılları arasında Bursa Devlet Tiyatroları’nda zorunlu staj yaptıktan sonra İstanbul Devlet Tiyatroları’na geldim. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda oyuncu ve yönetmen olarak çalışmaya devam ediyorum. Devlet Tiyatroları’nın kuruluşunu düşününce iki büyük insanı buradan rahmetle anıyorum. Birincisi Mustafa Kemal Atatürk. Mustafa Kemal Paşa 57 yaşında vefat etmiş biliyorsunuz ama yaptıklarına baktığınızda sanki çok genç yaşta öleceğini hissetmiş gibi yapılabilecek her şeyi 15 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemine 100 yıllık işleri sığdırmış bir devlet adamı.
1935-36’lı yıllarda İsmet Paşa’yla Batı standartlarında konservatuvarlar oluşturmaya karar vermişler. O zamanki adı Musiki Muallim Mektebi’ymiş Ankara’daki binanın. O dönem Alman faşizminden kaçmak isteyen Carl Ebert, Türk büyükelçiliği ile temasa geçmiş. Mustafa Kemal de haberdar olduğunda Carl Ebert ve tüm sanat ekibini Türkiye’ye davet etmiş. 'Bizde Batı standartlarında bir konservatuvar kurun. Tiyatrocular, operacılar, bale, orkestralar, korolar bütün o yapıyı kurun' demiş. Carl Ebert tüm Batı sanatlarının yerleşmesinde ve eleman yetişmesinde çok etkili olan bir insan. Çünkü konservatuvar demek fabrika demek. Burada Türk Tiyatrosu’nun kurulmasında da emeği geçen çok önemli insanlar var. Daha sonra Muhsin Ertuğrul, Cüneyt Gökçer, Müşfik Kenter ve Yıldız Kenter.
Ondan sonraki aşamada Haldun Taner’in çok büyük katkıları olmuş. Gelenekselden esinlenerek bizim kendi komedimizi yaratmış, Türk Tiyatrosu’na yeni eserler yazmış. Haldun abiden de bayrağı Ferhan Şensoy devralmış"
'KAFA TV'DE YAPTIĞIM ŞEYLER MEDDAHLIK DENEMESİ SAYILIR'
“Candaş Tolga Işık, yıllar önce Kafa diye bir dergi çıkardı. Bize de yaşadıklarını yazar mısın? dedi. Başka kimler var dedim. Ataol Behramoğlu var, İlber Hoca var, bayağı bir A takımı var. Ben orda 3-4 sene yazdım ve oradaki misyonumu tamamladım. Kafa Radyo’da birkaç program yaptım. Kafa TV yapıyoruz gel bu hikâyeleri anlat dediler. 16 tane yaptım. Kafa TV’de yaptığım şeyler bir meddahlık denemesi sayılır. Çoğunu kendi yazmış olduğum kitaplarda anlattım. İstedim ki gençler o insanlar hakkında da bilgi sahibi olsun. Öztürk Serengil’le 3 aylık bir süre birlikte olduk. Benim için 3 yıllık bir eğitim gibiydi. Çok renkli bir karakterdi.
Benim tiyatro mesleğini seçmemdeki sebeplerden biri taklit yeteneğimdi. Önce akrabalarımın taklitlerini yaparak başladım. Evde dadaşların bayramlaşmasını canlandırırdım. Bu ortaokulda devam etti. Sonra öğretmenlerimin taklitlerini yaptım. İki öğretmenim bendeki yeteneği fark ettikleri için ailem çok baskı yaptılar. Tiyatro oyuncusu olsun diye. Gençlik tiyatrosu kurslarında buldum kendimi. Erkan Can da vardı arkadaşım. Kenan Işık sağ olsun o da komisyondaydı. Onun sayesinde bizi kurslara aldılar.”
'İLK STAND-UP GÖSTERİYİ BİZDE ORHAN BORAN YAPTI'
“Meddahlık sadece bizim ortaoyununda bildiğimiz meddahlık değil. Meddahlık Orta Asya’daki Hun Türkleri’nden gelir. Onların ömrü seferle geçtiği için içlerinde anlatım gücü en yüksek kişi kimse, yaşadıkları serüveni, bu seferde neler gördük neler yaşadık nelere güldük, nerde üzüldük anlatırlarmış. Sonra bizim ortaoyununda Kel Hasanlar, İsmail Dümbüllüler, oradan buraya gele gele ilk stand up gösteriyi bizde Orhan Boran yaptı. Sonra Ferhan Şensoy, Uğur Yücel, Cem Yılmaz. Bence Türkiye’de tek meddah Cem Yılmaz.”