Yüzyılın hafızası Kraliçe Elizabeth

Elizabeth, kraliçe rolünü üstleneceği bilinmeden, ikincil bir hanedan mensubu olarak yetiştirilmişti. Beklentileri düşüktü, hırsı yoktu. Ancak şartlar onu genç yaşta ülkesinin başına getirdi.

Google Haberlere Abone ol

Birleşik Krallık Kraliçesi II. Elizabeth’in ölümüyle İngiltere’de bir değil, çok sayıda devir kapandı.

II. Elizabeth İngiltere'nin tahtta en uzun kalan hükümdarıydı. 

Elizabeth 96 yaşında İskoçya’daki Balmoral şatosunda hayata gözlerini yumduğunda 70 yıldır ülkesinin tahtında oturuyordu. Bu süre 1200 yıllık İngiliz krallığının tarihinde en uzun iktidar dönemine tekabül ediyor.

Elizabeth kraliçe rolünü üstleneceği bilinmeden ikincil önemde bir hanedan mensubu olarak yetiştirilmişti, öyle yaşayacağını sanıyordu. Beklentileri düşüktü, hırsı yoktu. Ancak şartlar onu genç yaşta ülkesinin başına getirdi. Hükümdarlığı boyunca aralarında Churchill, Wilson, Thatcher, Blair ve Johnson gibi arkalarında iyi, kötü izler bırakan 15 Başbakanla çalıştı.

İNGİLTERE ELIZABETH DÖNEMİNDE ÖNEMLİ DIŞ GELİŞMELERİN İÇİNDEN GEÇTİ

Elizabeth’in 70 yıllık hükümranlığı boyunca İngiltere önemli dış gelişmelerin içinden geçti. Tahta çıktığında artık İngiltere bir imparatorluk değildi. Ama hala çok sayıda sömürgeye sahipti. Bunlar bir bir bağımsızlıklarına kavuşarak İmparatorluk tasfiye edildi. İngiltere’nin en büyük başarılarından biri sömürgelerin bağımsızlık savaşı vermeden İmparatorluktan törenle ayrılabilmiş olmasıdır. Örneğin Afrika’da ilk bağımsız olan Gana 1957’de özgürlüğüne kavuşurken ülkenin lideri Kwame Nkrumah Kraliçe tarafından Londra’da ağırlanmış, ülkesine iltifatlarla uğurlanmıştır.

Tasfiye edilen imparatorluğun arkasından kurulan Commonwealth Devletler Topluluğu ile İngiltere’nin bu ülkeler üzerindeki etkisi korunmaya çalışıldı. İngiliz dilinin günümüzün Lingua Franca’sı olmasından, İngiliz kültürünün bu ülkelerde sahip olduğu derin köklerden ve sömürge ekonomilerinin siyasi bağlardan farklı olarak tasfiye edilmemiş olmasından dolayı, İngiltere’nin etkisi baki kaldı. Sona ereceğe de benzemiyor. II. Elizabeth bu sayede Commonwealth’in lideri olarak her gittiği ülkede itibar görmeye devam etti.

İNGİLTERE ATLANTİKÇİ ROL ÜSTLENDİ

Elizabeth’in tahttaki ilk yıllarında İngiltere Süveyş Krizi’nde Fransa’yla beraber Nasır’a karşı ağır bir hezimete uğrayarak eski nüfuzunu bir daha geriye gelmemek üzere kaybetti. Bunun yerine kendine ABD’nin yanında Batı çıkarlarını savunmak üzere Atlantikçi bir rol biçti. Bu ilişkinin en somut hali özellikle NATO içindeki Atlantikçi yakın işbirliğinde kendini gösteriyor.  İngiltere bu rolü hala kararlı bir şekilde oynamaya devam ediyor, ABD’nin müdahil olduğu tüm uluslararası krizlerde onunla beraber aktif şekilde rol üstleniyor. Şu andaki Ukrayna krizinde, Hint-Pasifik bölgesinde Çin’i kuşatmak için kurulan yeni askeri yapılanmalarda, Ortadoğu’ya yapılan müdahalelerde hep bu özel ilişkinin kodlarını görmek mümkün. Tony Blair’in bir yalanın arkasına sığınarak İngiliz askerlerini gözü kapalı şekilde Irak bataklığına sokması bu ilişkinin İngiltere bakımından en pespaye halini gözler önüne serdi. Blair siyasi kariyerinden oldu ama İngiltere’nin Irak sonrası politikaları etkilenmedi.

II. Elizabeth tahtta kaldığı süre boyunca Soğuk Savaşı, İngiltere’nin sancılı bir süreçten sonra AB’ye üye olmasını, akabinde yine sancılı bir süreçten sonra Brexit macerasıyla AB’den ayrılışını, Falkland Savaşını, Berlin Duvarı’nın simgelediği Avrupa’yı ayıran Demirperde’nin (deyim Churchill’e aittir) yıkılışını ve Avrupa’nın yeniden birleşmesini, Hong Kong’un Çin’e iade edilmesini, Balkan Savaşlarını, Birinci ve İkinci Körfez Savaşlarını, Afganistan Savaşını ve Libya ve Suriye’ye ABD’nin yedeğinde gerçekleştirilen askeri müdahaleleri yaşadı.

ELIZABETH İÇ POLİTİKADA TARAFSIZ KALDI

Elizabeth’in bunların hiçbirinde doğrudan dahli olmadı. Devletin başı olarak “sadık” hükümetlerince mutlaka zamanlıca bilgilendirilmiştir ama karar süreçlerinde rolü olmadı. Dünya’nın en eski ve belki de en iyi işleyen demokrasisinin başında bulunan Kraliçe, 8. Henry’den miras İngiliz Anglikan Kilisesi’nin başı olmanın yanı sıra ülkenin birliğini ve kişiliğinde somutlaşan manevi kimliğini temsil ediyor. Elizabeth bu rolü 70 yıllık hükümranlığı boyunca hakkını vererek iç politikada taraf tutmadan oynamayı başardı. Kimi zaman görüşlerine aykırı hususlar içerse de, Parlamento’nun açılışlarında hükümetlerinin hazırladığı metinleri okudu. Yılbaşı gibi özel günlerde halka hitap ettiğinde ise kendi kanaatlerini ifade ederken iç politikaya karışmamaya büyük özen gösterdi.

HALKIYLA TERS DÜŞTÜĞÜ ZAMANLAR OLDU

II. Elizabeth’in 70 yıllık hükümranlığı boyunca hükümetleriyle değilse bile halkıyla ters düştüğü zamanlar oldu. Bunların en önemlisi Prenses Diana’nın 1997’deki trajik ölümünden sonra halkın Diana için duyduğu derin sevgiyi anlamamasıdır. Kraliçe’nin Diana’nın ölümünden sonra birkaç gün ortaya çıkmayarak eski gelininin arkasından bir iki güzel söz söylemeyi zul görmesi ve sarayındaki bayrakları ısrarlı taleplere rağmen yarıya indirtmemesi üzerine, halkın sel gibi kabaran tepkisi karşısında geri adım atmasını hiç kimse unutmadı. 

Kraliçe, eşi ve çocukları yıllar içinde çok sayıda hata yaptılar. Ama Elizabeth’in takdir edilecek yanı hatalarını kabul ederek geri adım atması, aile hayatını kamunun denetimine açması, gerektiğinde kameraların önünde hatalarının hesabını verecek ve hatadan dönecek erdemi gösterebilmiş olmasıdır. 

KRALİÇE ARKASINDA OLUMLU ANILAR BIRAKIYOR

İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth arkasında, krallık karşıtlarının hiç de azınlıkta olmadıkları bir toplumda olumlu anılar bırakıyor. 70 yıllık türbülanslarla dolu bir dönemde ülkesini bir arada tuttu, ülkesinde meydana gelen dönüşümlere ayak uydurmasını bildi, ailesine hataları ve sevaplarıyla yön vermesini bildi, kendine düşen rolün hakkını verdi.

Kraliçenin ölümüyle oğlu Charles’ın tahta geçmesine kimse karşı çıkmıyor. İngiltere bundan sonra her ikisi de görevlerinde acemi olan Başbakan Liz Truss ve Kral III. Charles tarafından yönetilecek.

Kraliyet, İngiliz toplumsal yaşamının ve kültürünün önemli unsurlarından biri olmaya devam edecek.

Güle güle Elizabeth. 

Kraliçe öldü, yaşasın Kral.

* Emekli Büyükelçi