Yürekli, dirençli ve azimli bir yaşamın hikâyesi: Seçkin Selvi

Zeynep Miraç'ın biyografi çalışması 'Seçkin-Ödünsüz Bir Yaşam', Doğan Kitap tarafından yayımlandı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çevirmen Seçkin Selvi’nin gazeteci Zeynep Miraç tarafından kaleme alınan biyografisi 'Seçkin – Ödünsüz Bir Yaşam', Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Miraç kitapta, Seçkin Selvi’nin hayatını Türkiye'nin içinden geçtiği dönemlerle paralel anlatıyor. 

Zeynep Miraç ve Seçkin Selvi'yle 'Seçkin'i ve Seçkin Selvi'nin dünya görüşünü etkileyen olayları konuştuk. 

Seçkin Selvi, Türkiye entelektüel kamuoyunun tartışmasız en önemli isimlerinden… Böylesi kıymetli bir ismin hayatını yazmaya nasıl hazırlandınız?

Zeynep Miraç: Seçkin Selvi'yi yıllar önce tanıdığımda çevirdiği kitapların, tiyatro eleştirilerinin takipçisiydim ama hikâyesini bilmiyordum. Zaman içinde öğrendikçe “Bu hayat anlatılmalı” demeye başladım. Gidip konuştum Seçkin hanım ile… Ve belli aralıklarla buluşup konuşmaya başladık. O anlattı ben dinledim, ben sordum o cevapladı. Bu yaşam öyküsü nasıl bir zemine oturacaktı? Kimsenin hayatı, yaşadığı ülkenin ikliminden bağımsız değil. Nerede, hangi zaman diliminde, nasıl bir toplumda yaşadığınız belirliyor yaşananları. Ben de Türkiye’nin yakın tarihine paralel anlatmaya çalıştım. Gazete arşivleri çok yardımcı oldu bu aşamada.

'YAŞAM ÖYKÜLERİ, TARİHİ, SİYASETİ VE HAYATI ANLAMLANDIRMAK İÇİN KILAVUZ OLUR'

Dünyada sinemadan edebiyata uzanan bir haritada biyografiler önemli yer tutmaya başladı ve sanat alıcısında da karşılığı var. Bu motivasyon sizin için etkili miydi?

Zeynep Miraç: Sanırım biyografi her dönemde ilgi çeken bir tür. Çünkü insan kendi deneyimlerine başkalarınınkini katıp ilerliyor. Tarihi, siyaseti ve hayatı anlamlandırmak için kılavuz olur yaşam öyküleri. Ben de oldum olası meraklıyım biyografilere. Okumayı çok severim. Farklı mecralarda portreler yazdım, yazmayı da seviyorum. O yaşam öyküsünü anlamak ve anlatmak için okuduklarım, harmanladıklarım, damıttıklarım hem haz veriyor hem de ufkumu genişletiyor.

Caption

Seçkin Selvi aynı zamanda bir hafızayı da günümüze taşıyan insanlardan. Geçmişten bugüne ne gibi eleştirilerle, benzerliklerle karşılaştınız?

Zeynep Miraç: Değişmeyen şey toplumun mayası. "Ne yazık ki" demek zorundayım. Ülke tarihi bir döngü içinde sürekli, her dönem diğerine benziyor. Siyasi baskılar, eli kalem tutanın gördüğü zulüm, sağ siyasetin tahakkümü, emeğin karşılıksız kalması… Değişmiyor.

'HAYATI SORGULAMAYAN BİRİNİN ENTELEKTÜEL OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM'

Çalışmada öne çıkan durumlardan biri de Seçkin Selvi'nin reel politik meselelere dair bakış açısı. Örneğin Demokrat Parti’ye dair eleştirileri, günümüze dair ciddi saptamaları var. Bir entelektüelin hayatı sorgulaması mühimdir. Seçkin hanımın dünya görüşünü etkileyen olaylar, durumlar ve anılar nelerdir?

Seçkin Selvi: Hayatı sorgulamayan birinin entelektüel olabileceğini düşünmüyorum. Demokrat Parti’ye dair eleştirilerim, 14 Mayıs 1950’nin hemen ertesinde ezanın Arapça okunması kararı bizi bugünlere taşıyan başlıca etmendir. Arapçanın kutsal bir dil olduğu fikri, düşünmeye alıştırılmamış halkımızı uyutmak için iyi bir yöntem oldu. Tıpkı bugün aynı din silahının kullanılması gibi.

Seçkin Selvi'nin entelektüel dünyaya dair de eleştirilerini de biraz açalım mı?

Seçkin Selvi: Entelektüel kesim, önemli sosyal olaylarda, önemli ayrımcı politika uygulamalarında imza vermenin ötesinde aktivist olmaktan çekiniyor.

'SEÇKİN SELVİ'NİN ANLATTIĞI OLAYLARIN TOPLUMSAL KARŞILIKLARINI ARAŞTIRDIM'

Bir çevirmenin, tiyatro eleştirmeninin hayatını okurken aynı zamanda dönemin politik ve sosyolojik fotoğrafını da görmek isteriz. Bu anlamda çalışmayı zenginleştirmek için neler yaptınız?

Zeynep Miraç: Seçkin Selvi'nin anlattığı olayların toplumsal karşılıklarını araştırdım. Sözgelimi 12 Mart döneminde hapse giriyor. Neydi bu darbe, neye yol açtı, kimler nasıl etkilendi? Ya da 27 Mayıs… Nasıl bir iklim yarattı ülkede? Bunları aktarmaya çalıştım.

Çevirilerinden dolayı cezaevine giren fakat yılmadan çeviri yapmaya devam eden bir isim Seçkin Selvi. Günümüzde entelektüel dünya üzerinde ciddi bir baskı var ancak Seçkin Selvi baskıya hiçbir zaman boyun eğmiyor. Bu dirayeti mümkün kılmanın yolu nedir?

Seçkin Selvi: Bazı röportajlarda da belirttiğim gibi sözünü ettiğiniz dirayeti mümkün kılmanın yolu, yöntemi “Faturasını ödemeye hazır olmak.”

Okurlarınızı bekleyen yeni çalışmalarınız nelerdir?

Zeynep Miraç: Şu sıralar Metin Akpınar’ın yaşam öyküsü üzerine çalışıyorum. Yine tiyatroyla, emekle ve ülke tarihiyle harmanlanan verimli bir ömür...