YAZARLAR

Yunanistan ve Türkiye’nin yaz aşkı

Geçen yıl bu zamanlar, Doğu Akdeniz krizi ve Yunanistan ile olan çatışmayla yatıp kalkıyorduk. Bugün ise, Erdoğan ve Mitsotakis’in NATO Zirvesi’nde buluşması gündem bile olmuyor...

ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinin somut bir sonucu olamadıysa da bu buluşmanın dolaylı olarak etkilediği bazı konular var. Öncelikle, Yunanistan ile ilişkilerde göreceli bir “tansiyon düşüklüğü” yaşanıyorsa, bunun başlıca sebebi iki tarafında “turizm” nedeniyle “barışçı” bir yaz geçirmeye duyduğu ihtiyaç. Ancak, Biden-Erdoğan görüşmesinin Ankara üzerinde yarattığı beklentinin de Yunanistan ile ilişkilerin “garantörü” haline geldiğini söyleyebiliriz.

Geçen yıl bu zamanlar, Doğu Akdeniz krizi ve Yunanistan ile olan çatışmayla yatıp kalkıyorduk. Her an bir savaş çıkması olası gibiydi. Bugün ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Kyriakos Mitsotakis’in NATO Zirvesi’nde buluşması gündem bile olmuyor.

30-31 Mayıs’ta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Atina ziyareti, Yunan mevkidaşı Nikos Dendias’la kucaklaşmalarla geçmişti malum. Türkiye ve Yunanistan’ın arası, Nisan’da Dendias’ın Ankara ziyaretindeki basın toplantısı esnasında yaşanan gerginliğe rağmen, zaten ısınmaktaydı.

14 Haziran’da Brüksel’deki zirvenin yan görüşmelerinden biri de Mitsotakis ve Erdoğan’ın buluşmasıydı. Yunan yetkililerin ifadesi ile bu görüşme, “buzları eritme” buluşmasıydı. Sadece iki lider ve iki tercümanın katıldığı görüşmeyle ilgili taraflar açıklama yapmadı-yalnızca Erdoğan, konuya Biden ile konuşması ile ilgili basın toplantısı yaparken Mitsotakis ile de görüşmesine de değindi.

İçrikle ilgili tüm bilgilerin ötesinde, bir saatten fazla süren görüşmenin anlam ve ehemmiyeti aslında, Erdoğan ve Mitsotakis’in bir araya gelip diyalog kurması ve birbirine ısınmasıydı. Ve Erdoğan’ın isteği üzerine, Mitsotakis ile onun arasında bir doğrudan telefon hattı kurulacak; iki lider acil durumlarda doğrudan birbiriyle diyaloğa geçecek.

Diğer bir deyişle...

Görüşmenin özü şu: İki lider ortaklaşa olarak “2020’yi geride bırakmaya" karar verdiler.

Şimdilik...

Erdoğan’ın Biden ile görüşme sonrası yaptığı açıklamaların Yunanistan ile ilgili kısmı şöyleydi:

"Sayın Mitsotakis'in 'Sessiz sakin bir yıl oldu, olacak' düşüncesini de paylaşıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti ve gerek Ege'de olsun gerek diğer bölgelerde olsun bundan böyle ben de kendisine şunu söyledim; üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım. Biz bundan böyle bu tür sıkıntılı anlar olduğunda siz beni özel hattan rahatlıkla arayın, ben de sizi özel hattan rahatlıkla arayayım ve böylece herhangi bir sıkıntı yaşamadan Türkiye-Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Bir de sıkıntılı konular nelerse bunları masaya koyalım, görevlendirdiğimiz arkadaşlar bunlar üzerinde çalışsınlar ve onlar bize bunu getirsinler, nihai kararı biz verelim ve bu nihai kararı verdikten sonra da adımlarımızı atalım. Nitekim bazı örnekler oldu, mesela dedim şu, bu konuyla ilgili olarak biz kararımızı verdiğimizde size neticeyi bildirelim ve masanın üzerinden o sorunu kaldıralım. Aynı şekilde bizim sizden istediğimiz bir konu varsa siz de o konuyu görüştükten sonra masanın üzerinden kaldırdığınız zaman ne olacak, bu masa sorunlar masası olmaktan çıkıp çözüm masası haline gelmiş olacak. Bunu da iki lider kendi arasında yapmış olacak."

Mitsotakis bir açıklama yapmasa da 9 Haziran’da Avrupa Birliği Akdeniz ülkeler bakanlarının buluşması ertesi ifadeleri şöyleydi: “Türkiye ile pozitif gündeme açığız ama yavaş, karşılıklı ve geri dönüşü olabilir biçimde.” Yunanistan Başbakanı bahsettiği “pozitif gündemin” sürmesini ise şu şartlara bağlıyor: “Tansiyonun düşük kalması, Türkiye’nin yapıcı biçimde diyaloğa açık olması, Avrupa Birliği tarafından konan çerçeveye saygı duyması, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku da dahil olmak üzere uluslararası hukuka uyması.”

Bu koşullar, aslında her an “yerine gelmediği” varsayılabilecek ve arada eriyen buzların hemen donabileceğini düşündüren nitelikte. İlk sınav da 23 Haziran’da Almanya’nın ev sahipliği yapacağı Libya Zirvesi’nde gerçekleşecek. İkincisi gerçekleşecek bu toplantıya, Türkiye davetli ve Yunanistan değil. Ancak Atina, Ocak’taki ilk zirveye davet edilmemesinin sorumluluğunu Almanya’ya yüklemişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti esnasında ise, Atina’ya daha tepeden bakan bir havada, “Görüşmemiz Yunanistan’a bayram şekeri gibi oldu” demişti. Antalya Diplomasi Forumu’nun dünkü açılışında ise Erdoğan, Yunanistan ve diğer taraf ülkelere, “Doğu Akdeniz Konferansı” çağrısı yaptı.

Biden ile görüşmenin bir pozitif çıktısı olduysa, ABD’nin Türkiye-Yunanistan arasında son aylarda yaşanan “zorunlu yakınlaşmanın” teminatına dönüşmesiydi. Tabii, ne zamana kadar; Türkiye-Yunanistan’ınki bir yaz aşkı mı olacak? Turizm sezonu ile beraber bitecek mi-yüksek ihtimal olan bu gibi gözüküyor ne yazık ki...


Sezin Öney Kimdir?

Gazeteci ve siyaset bilimci. Yeşil ve çevreci olmak hayatının odağındadır. Uluslararası ilişkiler, tarih, siyaset bilimi, milliyetçilik çalışmaları ve çatışma çözümü ve analizi üzerine Türkiye’nin yanısıra, ABD’de ve Avrupa’da birçok üniversitede eğitim görmüştür. Dil hakları, uluslararası hukukta kendi kaderini tayin hakkı ve 2010’dan beri de ağırlıklı olarak, popülizm üzerine çalışmaktadır. Gazetecilik çalışmalarında, Avrupa Birliği ve Avrupa siyaseti üzerine odaklanmaktadır. Son yıllarda, kamuoyu araştırmaları üzerine branşlaşmaya başlamıştır. Orta ve Doğu Avrupa tarihi, politikası da ilgi alanları arasındadır. Budapeşte ve Selanik ile beraber İstanbul-Ankara-İzmir’de ikamet etmektedir. Duvar English’te de yazmaktadır.