YAZARLAR

Yönetmen şeflerin dünyasında kısa bir mola

Rodríguez konuğu olan Chef filminin yönetmeni/oyuncusu Jon Favreau’ya sinema ile yemek arasındaki benzetmelerinden söz eder: Senaryo yazmak market alışverişi yapmayı düşünmek; çekim yapmak da markete gidip en iyi ürünleri, un ve etten sebzeye en iyi olanı seçmektir vb., diyecektir. 'Kurgu'ya gelince, yapılan mutfağa girmek işin başına geçmektir, 'bu fazla oldu, bu az geldi, galiba berbat ettim' dersiniz…

Robert Anthony Rodríguez’in film sayısı yirmiyi aştı ve aşçı olarak da başarılı.  Başarısı mutfağını bilen dostlarınca da onaylanıyor… Yirmi dört yaşında ilk action filmi El Mariachi (Gitarım ve Silahım) ile sinema dünyasına giriş yapan Robert Anthony Rodríguez’in bilinen özelliği “yönetmenlik”, hatta senaryo yazarlığı, yapımcılığı, müzisyenliği yanına, isteyen biyografisine aşçılığı da ekleyebilir.

Yemek tutkunluğu aşçılık ile taçlanmış başka sinemacılar da mutlaka vardır. Rodríguez’inki biraz farklı, ev-atölyesinde başta pizza yapmaya yarayan ve pizza restoranlarında rastlanan türden ciddi bir fırını var. Üstelik damak tadı tutkunluğu kilo almayı da peşi sıra sürüklediği ve house prodüksiyonuna iş yaptığı oyuncu, teknik adam ve dostlarını sık davet ettiği için listesine ‘hafif vegan’ bir pizza da eklemiş: karnabahar hamuru tabanlı pizza.

Rodriguez ve Tarantino, 2007 (solda) Robert Anthony Rodriguez (sağda) 

Rodríguez’in ilk filmini yapma öyküsü “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” popüler sözünün tam karşılığı… Ucuza (7 bin dolar) ve İspanyol video piyasası için çektiği aşk, intikam sarmalı El Mariachi (Gitarım ve Silahım), Guinness rekorlar kitabına girmeyi sağlayan 1 milyon dolar hasılatıyla hayatını gerçekten değiştirdi...  

Üstelik ‘ucuz olan pahalıdır ya da az kazandırır’ anlayışına bağlı Hollywood’un düşüncesini de alt üst etti… Tabii ki cesaret ve yaratıcılığını Hollywood’un hizmetine sunması olağandı, kaldı ki sinema anlayışı aykırı değildi.

Ona bu kez yedi milyon dolar bütçeli, Antonio Banderas, Salma Hayek’li ve oyuncu olarak da görünen Tarantino’nun akıl hocalığı yaptığı aksiyon/spagetti western kalıbına tam uygun Desparado’yu çektirdi, ki yedi sekiz kat hasılat (58 milyon dolar) yapacağı tahmin ediliyordu… Ve ilk filmdeki biraz ironik masalsı şiddet bu kez aşırı, gözleri kanatırcasına perdede patladı. Sekiz yıl sonra ilk filmin kahramanı El Mariachi’nin (Desperado) şiddet dolu yolculuğu Bir Zamanlar Meksika'da (Once Upon a Time in Mexico) filminde devam eder.

Desperado

"Bir film çektim hayatım değişti” diyebilen bir başka sinemacı, şiddet/intikam temalarından uzak, biraz umut dolu-biraz eğlenceli ve acıktırıcı olduğu kesin ilk filmi Chef’in parlattığı Jon Favreau’nun yanında, filmdeki rolüne hazırlanması için danışmanlık yapan ve ‘taco kamyonu’ olarak da bilinen Kogi BBQ’nin yaratıcısı Kore asıllı şef Roy Choi da vardır.  Ayrıca Roy’un kamyonu senaryonun çıkmasını sağlayan ünlü bir imajdır …Ve şimdi birlikte The Chef Show TV dizisi için Rodríguez ile buluşmuşlardır. Bu arada Roy Choi’nun en çok satanlar listesine giren Los Angeles: Hayatım, Şehrim, Yemeğim’in de yazarı olduğunu belirtmeliyim…

Rodríguez bir yandan sinema ve yemek serüveni üzerine konuşur, diğer yandan biraz önce sözünü ettiğim karnabahar hamuru tabanlı pizzayı hazırlar, ikinci kez fırına sürmeden önce üzerine domates sosu, parmesan, mozzarella peyniri, mercan köşkü, fesleğen, biraz tuz ekler… Çıktığında ise üzerine zeytinyağı mutlaka gereklidir…Tabii ki Rodríguez bu iki damak tadı düşkününün iştahını karnabaharlı pizzasının kesmeyeceğini bilmektedir, onları mutlu edecek türden peynirli, etli pizzalar da yapar. Ve şaşırtıcı bir pizzası daha vardır, “ballı pizza”, neden olmasın?

Ev ortamında yaptığı pizza denemeleri Rodríguez için kuşkusuz Pizza Napoliten değildir. Rodríguez de hamurunu kendi açtığı, domates sosu, mozzarella peyniri, fesleğen ve zeytinyağını eksik etmediği malzemelerle Napoliten pizzayı yakalamıştır. Bir de bu iştah çağıran pizzalarıyla ilgili bir anekdot aktarır: Günah Şehri (Sin City) filminin ses kaydını evinde kurduğu stüdyoda yapmaktadır, oyuncularından Chef  filmindeki rolüyle Cannes’da En İyi Oyuncu Ödülü de sahibi Benicio Del Toro ile buluştuğunda elbet pizza ikram edecektir. Ama “Benicio bir daha ister misin?” sorusuna her kez “isterim” yanıtını alınca ona beşinci kez pizza yapacaktır.

Robert Rodriguez sette

Rodríguez “ya Benicio, senin gibi pizzamı iştahla yiyen hiç olmamıştır” diyecektir. Oysa bir gerçek vardır, Benicio Del Toro bir yıl önce pizzasını tatmıştır, o nedenle “devam et Rodríguezdostum” diyecektir, “tüm yıl senin bu pizzalarının hayaliyle yaşadım.”

Tabii bu arada hamuru eliyle havaya atarak ve dönmesini sağlayarak açmayı Rodriguez gibi işi gücü film ve yemek olan Jon Favreau'ya öğretir. Yemek tutkusunu anlatabilmek için Bir Zamanlar Meksika filminde, Johnny Deep’in canlandırdığı Sands karakterini öyküsünde nasıl kullandığından söz eder. Sands (Johnny Deep) geleneksel Meksika yemeği Puerco Pibil’i hazırlanması ve pişmesi gerektiği biçimde sonuçlanmış yiyebilmek için şiddet dolu bir arayış yolculuğuna çıkar…

Johnny Deep, Bir Zamanlar Meksika filminde

Rodríguez çok sevmesine karşın günlük yaşamında Puerco Pibil yapmayı her zaman denemek istemez; etin sarılacağı muz yaprağı, kullanılacak portakal suyu ve birkaç önemli baharat, örneğin anatto tohumunu bulmanın zorluğunu, ayrıca dört saat kadar sabırla pişmesinin bekleneceğini bilmektedir. Ama yine de Rodriguez’in geçmişte hazırladığı ve yayımladığı “10 Dakikalık Aşçılık Okulu” videolarında yer alan Puerco Pibil yemeği yapılışını meraklılarına göstermek isterim, işte buradan izleyebilirsiniz.

Yemek yazarı Heather Schmitt-González de kendisini mutfakta Puerco Pibil yapmak için harekete geçirenin, yukarıda Rodríguez’den aktardığım gibi Bir Zamanlar Meksika'da filminde Meksika'daki en iyi Puerco Pibil'i yapanı bulmaya takıntılı, yemeğini beğenmediği her aşçıyı da birkaç tabanca kurşunuyla öteki dünyaya gönderen Johnny Deep’in canlandırdığı Sands karakteri olduğunu belirtir.

Chef'in parlattığı Jon Favreau

Rodríguez  bu arada ikili ile yaptığı söyleşide film ile yemek arasındaki benzetmelerinden söz eder: Senaryo yazmak market alışverişi yapmayı düşünmek; çekim yapmak da markete gidip en iyi ürünleri, un ve etten sebzeye en iyi olanı seçmektir vb., diyecektir.  “Kurgu”ya gelince, yapılan mutfağa girmek işin başına geçmektir, “bu fazla oldu, bu az geldi, galiba berbat ettim” dersiniz…kurgu işini yaparken de aynı şeyleri söylersiniz. İyi kurgu ile iyi bir film ya da iyi kurgu ile iyi bir yemek ortaya çıkartabilirsiniz.

Jon Favreau kurgu konusundaki sözlerini doğrulamak ister…” - Hatırlar mısın? Tanıştığımızda filmim için 'kurguyu sen mi yapıyorsun?' diye sormuştun. 'Hayır' demiştim.  Sende 'Nasıl kendin yapmazsın, nasıl başkasına bırakırsın. Mutfağında yemeği başkası mı pişirsin istiyorsun?' demiştin…”

Rodríguez on çocuklu bir aile içinde büyümüş, mutfaklarında kuru fasulye, pilav, fajitas, pico de gallo (doğranmış domates ve soğan, jalapeno biber, kişniş, misket limonu ve tuz karışımı), guacamole (ezilmiş avokado’ya, doğranmış soğan, kişniş, limon ve jalapeno biber eklenir) ve tortilla (lavaş) ekmeğinden başkasını görmemiştir...Üniversiteye gidinceye kadar da herkesin benzerlerini yediğini düşünmüştür. Oda arkadaşının sadece marketten aldığı Noodle (Bardakta) yemeyi tercih ettiğini görünce de şaşırmıştır.

Jon Favreau'nun kamyonu Miami'de

Rodríguez, pizzalarını iştahla atıştıran Jon Favreau ve şef Roy Choi’ya bir becerisini daha gösterir, internet üzerinden aldığı kurs ile çikolata yapmayı geliştirmiştir. Amacı yakınlarına kendi eliyle yaptığı çikolataları götürmektir, ama evden dışarıya hiçbir çikolata çıkamamıştır, çünkü kendisi tüketmektedir… Ayırdığı birkaç çikolatayı ikram ettiği Jon Favreau ev yapımı Rodríguez  çikolatasının hediye gidememesine hak verir.

Anlatacaklarım Rodríguez üzerinden gidiyor ama, Jon Favreau’nun yönettiği ve ortak yapımcısı olduğu ilk filmi Chef de (2014) bu yazının anahtarı… Çünkü daha önce de açıklamıştım filmin ve dizinin fikrini parlatan Chef filminin gizli kahramanı üzerinde El Jefe-Cubanos yazan karavan (kamyon)… Eğer izlediyseniz The Chef Show’u bu karavanla favori gastronomi duraklarına ulaşıyor, çat kapı evlerine girdikleri ünlü dostlarıyla birlikte oluyorlar, yeni tarifler ve pişirme teknikleri öğreniyor ya da öğretiyorlar….

Chef filmi bilinen kalıplar içine Jon Favreau’nun sevimli, canlı oyunculuğunu katmasıyla yemekten biten evliliğe, öfke ve pişmanlığa, işini tutkuyla sevmekten işini kaybetmeye ve tabii ki tek oğlunun sevgisini kazanmaya ve yitirmemeye çalışan babanın telaşına dek uzanan bir öykü ile gelişiyor. 

Dustin Hoffman, Scarlett Johansson gibi ünlü oyuncular ise kısa fakat iz bırakan rolleri paylaşmış, Jon Favreau sanki ‘isimleri bile yeter’ diye düşünmüş olabilir. Şefliğini yaptığı Restoran Gauloise’dan patronunun baskısıyla salt yemek yazarlarının övgüsünü almak için menüyü değiştirmektense istifa etmeyi seçen şef Carl Casper boşluktaki günlerinde hem oğlu Percy, hem çevresindeki, örneğin mutfağın, müziğin, jazz ve Blues'un kenti New Orleans’ta Küba tarzı sandviçlerin lezzetini keşfedecektir. Kullanılabilir hale getireceği eski bir karavanda sandviç yapmayı deneyecektir. Ve “cubano (jambon, hardal, turşu ve peynirli sandviç), platanos (pişmiş muz), medianoche (jambon, et, peynir ve turşulu, tost makinesinde yapılan sandviç), yucas (kızartılmaş manyok kökü), aroz con pollo (tavuk etli, bir çeşit paella) yapmak zevkli, eğlenceli bir işe dönüşecektir. Percy’nin de eğlendiği, babasının bihaber olduğu sosyal medyayı kullanarak yardım ettiği, New Orleans‘tan Los Angales’e dek uzanan bu yolculukta kuyruk yapan müşterileri olacaktır.

The Chef Show-Jon Favreau & Roy Choi

Rodríguez ile Jon Favreau’nun bu karşılaşması her ikisinin de kendisi için anlatacakları olduğunu, bilmediklerimizi bize gösterir. Rodríguez teknoloji kullanma, müzik ve kurgu yapma ve görsel efekt tekniğiyle barışık bir yaratıcıdır. Oysa ünlü filmi El Mariachi’yi yaptığında sadece isteği, bir kaplumbağası, bir gitar kutusu ve çekim yeri-küçük bir kasabası vardır, bunları bir araya getiren bir hikâye kuracak, kamerasını eline alacaktır. Olanaksızlıklar, hata ve kusurların film bitirildiğinde sanatsal özelliğe dönüştüğünü görmüştür. Tabii ki yazıp yönettiği, kurgusunu, müziklerini, görüntü yönetmenliğini de üstlendiği ve üzücüdür ki vahşet, kan, acımasızca öldürme ögeleri içermeye devam eden, örneğin Dehşet Gezegeni, yapımcısı da olduğu Ustura, devam filmi Ustura Dönüyor, Günah Şehri filminin devamı Frank Miller’in grafik romanından Günah Şehri: Uğruna Öldürülecek Kadın gibi filmleri büyük bütçeli gösterişli, filmler çağına aittir. Günümüzde El Mariachi örneğindeki gibi risk almadan başlanacak filmler ancak kısa film yapımı için -şiddetten, ırkçılık ve dogmalardan uzak olsun- düşünülebilir. Yine de genç sinemacılara ‘sistemin sizi çiğnemesine izin vermeyin’ sözü tüm zamanlar için geçerlidir.

Rodríguez’den öğrenilebilecek en önemli şey sanırım ‘çalışmak ve üretmek’… Noodle bardağı gördüğünde ona neden yabancı geldiğinin yorumu biraz da yenilenin “hazır çok hazır’ oluşuna bağlanabilir. Film yapmak için kurduğu rüyalar “arama motoru olmuştur” sanki...

***

Fajita

Tex-Mex mutfağının ünlü yemeği Fajita, İspanyolca'da "etin en güzel bölümü" anlamına geliyormuş...Tortilla ve aşağıda tariflerini verdiğim soslarla ikram ediliyor.

400 gr antrikot (yerine tavuk, hindi eti)

3 adet sarı-kırmızı-yeşil biber

2 adet kırmızı soğan

2 yemek kaşığı soya sosu

1 diş sarımsak

2 yemek kaşığı zeytinyağı ve ölçüsünde tuz

Baharatlar (kimyon, karabiber, acı-tatlı toz biber)

 

Salsa Sos

Domates, biberler, soğan ve sarımsak közlenir, kabukları sıyrılır. Blender kabına alınır, üzerine salça, jalapeno biber, tuz eklenir ve sos kıvamına getirilir,

Guacamole sos

Bir kapta doğranmış ve ezilmiş avokado, sarımsak, limon suyu, doğranmış soğan ve ince kıyılmış kişniş ile karıştırılır.

Hazırlanışı

Jülyen doğranmış et sarımsak, zeytinyağı, limon suyu, tuz (istenirse dövülmüş kişniş) karışımında uzun süre dinlendirilir.

Bir tavada soğanlar, biberler, soya sosu, tuz eklenerek iki üç dakika kavrulur.  Başka bir tavada etler baharatlar eklenerek yüksek ateşte pişirilir. Yemeğin sunulacağı, iyi ısıtılmış döküm ya da güveç kabında pişirilenler harmanlanır. Soslar ayrı kaplarda, tortilla (lavaş) ekmeği ile servis edilir.


Oğuz Makal Kimdir?

Sinema alanında ilk doktora yapan öğretim üyesi. 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde profesör oldu. Yemek ile sinema arasındaki ilişki yeni ilgi odağı, bu alanın filmlerini ve toplumsal-kültürel tanıklıklarını kitaplaştırmak için araştırmaya devam ediyor. Sinema Tarihi, Film Kuramı, Türk Sineması, Sinema ve Diğer Sanatlar, Sinema ve Tarihi İlişkisi gibi dersler veren, tezler yöneten Makal, Uluslararası İzmir Film Festivalini kurdu, 2001 yılına dek on bir yıl yönetti… Kısa, uzun, belgesel filmler yaptı, son yıllardaki birkaç belgeseli: El Cezeri, Eğitmenler, İstanbul’da Bir Gizli Bahçe-Alfred Heilbronn Botanik Bahçesi, Uzak ve Yakın, Suriye Mutfağı İstanbul’da, Merdiveni Arayan Adam. Bazı kitapları ise: Sinemada Yedinci Adam, 1895-1950/İzmir Sinemaları Tarihi, Fransız Sineması, Beyazperde ve Sahnede Nazım Hikmet, Sinemada Tarihin Görüntüsü, Yönetmenleri ve Filmleriyle Gülmenin Sineması.