Yer çekimi dalgalarının sebep olduğu tsunamiler keşfedildi

ABD’nin Michigan eyaletinde meydana gelen tsunamiye ilişkin veriler, iklim değişikliğinin neden olduğu ve bugüne kadar fark edilmeyen bir olguyu ortaya çıkardı.

Google Haberlere Abone ol

Isaac Schultz

13 Nisan 2018 günü Michigan Gölü’nün doğu kıyısında büyük bir su kabartısı ortaya çıktı. Bu bir tsunamiydi ve tipik bir biçimde devasa dalgalarla ilişkilendirilen herhangi bir fay hattından çok uzaktaydı. Bu bir ‘meteotsunamiydi’, üstündeki hava koşullarından dolayı meydana gelen bir su duvarıydı.

VİDEO KAYDI VE FOTOĞRAFLAR OLGUYU AÇIĞA ÇIKARDI

13 Nisan Cuma günü, göl kıyısı hâlâ soğuktu ve dolayısıyla etrafta yoğun bir kalabalık mevcut değildi; bu sayede tsunami herhangi bir yaralanmaya neden olmazken yalnızca küçük çapta maddi hasara yol açtı. Bununla birlikte, tsunaminin oluşumu, Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi'ne (NOAA) bağlı Great Lake Çevre Araştırma Laboratuvarı’ndaki bilim insanlarına bu olguyu mercek altına almak ve bu dalgaları nasıl tahmin edeceklerini daha iyi anlamak için bulunmaz bir fırsat sundu. Araştırmalarının ayrıntıları ise ‘Natural Hazards’ dergisinde yayınlandı.

NOAA laboratuvarında çalışan ve makalenin başyazarı olan oşinograf (denizbilimci/ç.n.) Eric Anderson verdiği demeçte, “Son on yıldaki çalışmaların çoğu, bunların ne sıklıkta meydana geldiklerini belgeliyor ve bu fırtınaların ne zaman yaşandığını ve ne olduğuna ilişkin vaka çalışmalarını inceliyor” dedi: “Burada bulduğumuz şey, meteotsunamilerin en azından belirli bir alt kümesini tahmin edebiliyor oluşumuz ve bunlar, bu yüksek genliğe sahip atmosferik çekim dalgası tarafından yönlendirilenler.”

ATMOSFER BASINCINDAKİ DEĞİŞİMLER SONUCU OLUŞUYOR

Meteotsunamiler Great Lakes, Meksika Körfezi ve Akdeniz’de bilinen bir geçmişe sahipler. Anderson, tek bir önemli değişken olduğu için meteotsunamilerin alışıldık gök gürültülü fırtınalardan daha kolay tahmin edilebileceğini söylüyor: Atmosferik basınç ve daha spesifik olarak, herhangi bir şiddetli değişiklik. Tsunamiler, hava basıncındaki ani ve şiddetli bir değişiklik suya çarptığında, tıpkı hamuru iten bir oklava gibi suları kıyıya doğru hareket ettirdiğinde ortaya çıkıyor.

Hava, çarptığı sudan daha hızlı ya da daha yavaş hareket ettiği zaman herhangi bir tehlikeye yol açmıyor; dalganın gücü tükeniyor ve hareketini sürdürmek için gereken itiş gücünden yoksun kalıyor. Nisan ayının o gününde, hava basıncındaki 12 milibarlık hızlı bir değişim su ile aynı hızda hareket eden atmosferik bir dalga yarattı ve atını süren bir jokey gibi suyu hareket ettirdi. Saatte 100 kilometre hızla kıyıya yönelen bir saldırıda birlikte hareket ettiler. Hızla ilerleyen su, sığ suya çarptıkça yavaşladı ve kırıldı; fakat yine de Michigan’ın Ludington sahil kasabasında yaklaşık 180 cm yüksekliğinde bir dalgaya neden oldu.

NOAA tarafından yapılan basın açıklamasına göre, yaşanan olayın fotoğraflarını çeken yerel sakin Debbie Maglothin, “Bu meteotsunami, harika bir şekilde manzarada sönüp gitti” diyor: “Dalgakıranların arasında bulunan su, dış kısımdaki su gibi aşağı düşmedi ve bu sayede dalgakıranların üzerinden akan şelaleler yarattı. Eğer bu olay yaz aylarında meydana gelseydi, dalgakıranların üzerindeki insanları sürükleyip götürebilirdi.”

Maglothin’in olayla ilgili kaydettiği görüntüler, fırtına olaylarını yeniden canlandırmak için suyun hareketinin fotoğraflarını ve videolarını kullanan Anderson’ın ekibi için hayati bir bilgi sağladı ve göldeki tsunamiye sebep olan durumu yeniden oluşturmasına yardımcı oldu.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DURUMU KÖTÜLEŞTİRİYOR

Anderson, başka yerlerde yaşanan meteotsunamiler üzerinde gerçekleştirilen araştırmalara dayanarak, iklim değişikliğinin bu fenomeni daha da kötü bir hale getirebileceğini ifade ediyor. Bunlar, Antarktika hariç tüm kıtalarda tespit edildiler ve Hırvatistan’daki meteotsunami uzmanlarının yakın tarihte gerçekleştirdiği bir toplantı, bu eşsiz olayları küresel bağlamda daha iyi anlamamıza zemin hazırladı.

Anderson, “Elimizdeki iklim tahminlerine göre, meteotsunamilerdeki yoğunluğun değişme ihtimali bulunmuyor; fakat en azından yaz aylarında gerçekleşme sıklığının büyük oranda artması muhtemel görünüyor” diyor. Özellikle de bu bölgeler söz konusuyken, ilkbahar sonları ve yaz başlarında daha taşınımlı hava koşullarının bu tür dalga olaylarının yaşanmasını kolaylaştırma ihtimali daha yüksek; bu zamanlama ise daha fazla insanın sahilde zaman geçirme ve eğlenme dönemine denk geliyor: “Haziran veya temmuzda Great Lakes bölgesinde bir meteotsunami yaşadığımızda, bu olay yaralanma veya ölümle sonuçlanacaktır.”


Yazının orijinali Gizmodo sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)