YAZARLAR

Yeni yıl, devrim ve Fidel...

Evden çıktık karanlıktı her yer. Fidel konuşacaktı yine devrimin yıl dönümünde. Onunla röportaj ayarlayacaktı benim için James Petras, ABD’li solcu yazar. Arkadaştılar Fidel’le. Bir başka meydana gittik önce. Ramon birilerini arıyordu. Sarıldılar, bizi gösterdi Ramon. Bir kadındı. Selam verirken bize, cebinden bir kağıt çıkardı, işaretledi kadın.

Sabahın dördünü geçiyordu saat kalktığımızda. Mitinge gitmek için oldukça erken saatti. Küba mitingleri erken başlıyordu ama yapacak bir şey yok. İnsanlar o kadar devrim yapmış, çok erken bu miting denir mi? Bir de güneş kavuruyordu zaten meydanı, 1 Ocak çok sıcak olur hep. Gece de salsa zamanı, sanırım ondan miting filan olmuyor. İyi bir şey ama dans etmek, yoksa neden devrim yapsın ki insanlar, değil mi Emma?

Pansiyonun üstünde bir yerde kalıyorduk eski Havana’da. Aslında pansiyona dahil değildi ama işte tanıdıklara veriyordu Ramon’la Maria. Eski kolonyal binanın avlusuna, usturuplu yapılmış bir yerdi. Evin pencerelerini görüyordu, güzel bir manzaraydı yani, panjurların yanında iki saksı vardı tenekeden ve çiçekler pencereye sarılmış. Bize manzara olsun diye konulmamıştı ama panjurlara yakışıyordu, tahta panjurlar birbirlerinin üstüne yığılıyor çektiğinde, güneş de onun rengini almış sanki, en az yüzyıllık, zaten devrim olalı kaç yıl olmuş, vardır yüzyıllık, güzeldi işte…

Ya da Küba’da olunca, insan her şeyi seviyor.

Kahve içtik Ramon’la mutfakta, içine atıyorlar şekeri, dilimlenmiş papaya yedik ikişer dilim ve muz da. Hâlâ karanlık dedim ya miting zamanı değil. Daha çok yazıya çıkıp eve dönme zamanı. Uyarına gelirse fırından taze ekmek de alıp. Ekmek yerken vuruluyorduk bir kere, boya kutusu yerde kalmıştı, kırmızıydı boya, çarpıcı. 40 yıl öncesinin önemli eylemiydi yazıya çıkmak. Kaç kişi okuyordu demeyin, yazının okunması değildi aslında, yoksa ‘kahrolsun faşizm’ yazısını okuyunca bilinç taşımıyordu kırmızı boya, biz, Laz yapısı 7.65 ve neşemiz. Fakat bunu birlikte yapmak, bunun için örgütlenmek devrimci olandı. Boyayı bulmak, borca nalburdan almak, yürütmek inşaatlardan, gece ortasına randevu kesmek filan…

Ben bir tweet atıyorum, kaç bin kişi okuyor demeyin. Pijamayla eylem mi olur ve radikal bir tekele muhtaç olan?

Ve duvardaki bir ‘kahrolsun faşizm’, orada en az üç-dört bizden arkadaş var demekti ve kahroluyordu faşizm o günlerde sahiden…

Evden çıktık karanlıktı her yer. Fidel konuşacaktı yine devrimin yıl dönümünde. Onunla röportaj ayarlayacaktı benim için James Petras, ABD’li solcu yazar. Arkadaştılar Fidel’le. Bir başka meydana gittik önce. Ramon birilerini arıyordu. Sarıldılar, bizi gösterdi Ramon. Bir kadındı. Selam verirken bize, cebinden bir kağıt çıkardı, işaretledi kadın. Kalabalıktı meydan ve henüz karanlıktı. Seni mi işaretledi, dedim Ramon’a. Evet, dedi. Zorunlu mu mitinge katılmak? İşçilere zorunlu, dedi. Kahvenin tadı kaçtı. Şekerdendi fazla şekerden…

Küba’yı soldan eleştiren bir yazı yazdı James Petras. Dostçaydı bence. Fidel ‘Süper Devrimciler’ diye bir yazıyla cevap verdi ona. Ağırdı bence. Uçtu gitti arkadaşlık ve bizim röportaj.

Devrim yine de güzel, bazen tadı kaçıyor şekerden, fazla şekerden…


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...