YAZARLAR

Yeni çözüm süreci mümkün mü, AK Parti ve DEM Parti’de neler konuşuluyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrının 'Yeni bir çözüm süreci' olarak yorumlanmasına DEM Partili siyasetçiler de mesafeli. Demokratik siyasi alanda bir diyalog sürecini olumlu bulsalar da iktidarla kesinlikle bir görüşmenin olmadığını söylüyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘iç cepheyi tahkim etme’ açıklaması, MHP Genel Başkanının DEM Partisi yöneticileriyle tokalaşması hızla “Yeni bir çözüm süreci mi geliyor?” sorusuna neden oldu. Hatta devletin Öcalan’la, Öcalan’ın da Kandil ile görüştüğü iddiaları gündeme geldi. Arka planda nasıl temaslar yaşandığı, bu iddiaların ne kadar gerçek olduğu önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak. Ama kesin olan iktidar ve muhalefetin henüz bu tartışmaya hazır olmadığı.

AK PARTİ’DEN GÜNCELLEME ÇAĞRISI

AK Parti’deki tartışmalara yaklaşımı özetle şöyle sıralamak mümkün:

- Yeni bir çözüm süreci olmaz. Bir tarafta Rusya-Ukrayna savaşı, diğer tarafta Gazze Savaşı, Lübnan’a uzanan saldırılar, Pasifik’te gerginlik... 3. Dünya savaşı olasılığının konuşulduğu bir dönem. 2 yıl önceki siyasi ve ekonomik gündemle bugünü değerlendiremeyiz. 1 yıl önce 7 Ekim ve sonrasında yaşananları (Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısı) kim öngörüyordu. Kendi gündemimizi yaşanan yeni gelişmelere göre güncellemek gerekiyor. İç cepheyi güçlendirme çağrısı, diyalog, iş birliği çağrısı da buna dair. Bu güncellemeyi sadece iktidar değil muhalefet de yapmalı. Bunca yakın tehdit yaşanırken tüm partiler kendini gözden geçirmeli.

- Cumhurbaşkanı’nın birlik çağrısı ortada. “Önce ülkem, vatanım” denilmeli. Bunları söyleyenlerle zamanla diyalog ve iş birliği alanları ortaya çıkacaktır.

- 2011-2013 yılları arasında yaşanan çözüm süreci koşullarında değiliz. Yeni bir dönem yeni konumlanmalar, yeni politikalar gerek. Bugünkü çağrı çözüm sürecine sıkıştırılmamalı. Çözüm süreci değil yeni bir demokratikleşme hamlesi, reform süreci, belki onun içinde bir tartışma olarak okunabilir.

AK Parti içindeki bu yaklaşımlara bakarsak önümüzdeki günlerde güncellenecek Yargı Strateji Belgesi, aralık ayı başında açıklanacak yeni İnsan Hakları Eylem Planlarında yeni dönemin işaretlerini görebiliriz.

DEM PARTİ DE MESAFELİ: GÜVEN DEĞİL GÜVENCE LAZIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı çağrının “Yeni bir çözüm süreci” olarak yorumlanmasına DEM Partili siyasetçiler de mesafeli. Demokratik siyasi alanda bir diyalog sürecini olumlu bulsalar da iktidarla kesinlikle bir görüşmenin olmadığını söylüyorlar. DEM Parti’de sürece dair yorumları özetlersek şunlar ifade ediliyor:

- Süreci izlemek lazım. Her şeyden önce tartışmaya Çözüm Süreci gibi bir kavramla bakmak doğru değil. O dönem farklıydı, bugün farklı. 3. Dünya savaşı iddialarının ortaya atıldığı, bölgede gerilimin yükseldiği bir zaman dilimindeyiz. Bu ortamda Türkiye’nin kendi içinde toplumsal barışı sağlamaya dönük adımları elbette olumlu olacaktır. “Bu çağrıda asıl amaç yeni anayasaya destek arayışı” deniliyor. Kürt sorununun çözümü de anayasadadır. Biz de kategorik olarak buna karşı çıkmayız. Görüşlerimizi paylaşmak isteriz. Ama burada samimiyet testi bizim yol temizliği dediğimiz, ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması, AİHM, AYM kararlarına uyulması gibi beklentilerimizin hayata geçmesidir. Bunlar hayata geçerse yeni bir anayasa için ortam oluşur.

- Çözüm süreci iddialarını doğrulayacak hiç bir veri yok. Bugün için ‘ya çok dar ekiple yürütülen bir süreç var ya da hiçbir şey yok’ diyebiliriz. Kimin neyin, peşinde olduğunu söylemek için çok erken. Yürüyen bir süreç varsa da bizim parçası olduğumuz bir süreç değil. Sadece şunu söyleyebiliriz. Eğer böyle bir yeni süreç yürütülecek ise bu açık, şeffaf yürütülmeli. Ne varsa kamuoyu önünde olmalı. Yeni anayasa konusu ise bizim önemsediğimiz bir konu. Anayasada ciddilerse de açık bir çalışma yürütülmeli.

- DEM Parti anayasa ile ilgili bakışını, stratejisini oluşturdu. Bir anayasa süreci başlarsa bunları paylaşırız. Ama önce samimiyeti göstermesi açısından yol temizliği şart. Bu işler güven değil güvence, idealizm değil realizm üzerinden yürür.