YAZARLAR

Baş belası İhvan aşkı

İhvan’ın en yakın tehlike arz ettiği yer Türkiye’nin bizatihi içi. İçeride (Türkiye’de) İhvan anlayışının ya da İhvan’a yakın anlayışın hakim kılınması ajandası yürütülüyor. Bu sadece iç bir mesele mi? Bu gidişat dışarıdan bakıldığında sadece Türkiye’nin iç işi olarak görülmüyor. Nasıl ki İhvan geçmişte Mısır ile sınırlı kalmadıysa gelecek açısından “Türkiye merkezli” bir tehlike olarak görülüyor. Yani anılan ülkeler açısından İhvan’ın Türkiye’de de büyümesi ve iktidarını ilan etme potansiyel tehlikesi söz konusu.

Bugünlerde Türk dış politikasında hangi taşı kaldırsanız altından İhvan çıkıyor. Müslüman Kardeşler (kısaca İhvan) dış politikamızın Arap-İslam dünyası ile olan kısmının en önemli figürlerinden biri haline geldi.

Örgüt anlayış yakınlığı nedeni ile mi dış politikamızda önemli bir yer tutuyor yoksa Müslüman Kardeşler iktidar tarafından bir enstrüman/pazarlık gücü olarak mı kullanılıyor?

Her ikisi de dedirtecek bazı işaretler var. Ancak nedeni ne olursa olsun işin pratiğine gelindiği zaman Müslüman Kardeşler’in Türkiye’nin bozulan ilişkilerinin merkezinde yer alan bir örgüt olduğu görülüyor.

Geçtiğimiz günlerde Mısır ile Türkiye istihbaratları arasında bazı temasların olduğuna dair iddialar ortaya atıldı. (1)

Türkiye ile Mısır Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve Libya özelinde karşı karşıya gelmiş durumdalar ancak iddia konusu görüşmede İhvan-Türkiye ilişkisi de gündeme gelmiş.

Mısır’ın Türkiye’den isteği çok açık. İhvan’ın bazı üst düzey yöneticileri, mensupları (muhtemelen Katar’ın finansörlüğünde) Türkiye’de barınıyor. Mısır’da halihazırdaki iktidar aleyhine yayın yapan İhvan temelli bazı TV kanalları da İstanbul’dan yayın yapıyor.

Bu faaliyetler Mısır’ı fazlası ile rahatsız ediyor ve Mısır’ın Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi için ön şartlarından belki de en önemlisi Türkiye’nin İhvan’a olan desteğinin sona ermesi. Mısır için nihayetinde Libya meselesi bir şekilde diplomasi ile de halledilebilecek dış bir sorun ancak Mısır yönetimi İhvan’ı doğrudan iç işlerini ilgilendiren bir tehdit potansiyeli olarak görüyor.

Türkiye’nin bölgede sorun yaşadığı diğer büyük ülke Suudi Arabistan. Sorunlar birden fazla başlık altında ele alınabilir ancak bunların en önemlilerinden birisi İhvan-Türkiye yakınlığı. Kaşıkçı cinayeti zamanında bu mesele yeterince irdelenmedi aslında. Kaşıkçı cinayeti Türkiye’de “bir gazetecinin öldürülmesinden” ibaret görüldü bazı çevrelerce. Ama Kaşıkçı kimdir, neden Türkiye’deydi, bu durum Suudi Arabistan açısından nasıl bir sorun oluşturuyordu, Kaşıkçı neden Türkiye’de iktidarın himayesindeyken İstanbul’da öldürüldü soruları yeterince sorulmadığı için meselenin derinlerde olan “örgüt üzerinden çekişme kısmı” görülemedi.

BAE- Türkiye ilişkisi için de aynı durum söz konusu. BAE İhvan ile açık savaş halinde ve Türkiye’nin son yıllarda oluşan bloklaşmada BAE’nin olduğu blokun karşısında (Katar ile birlikte) yer almasında İhvan tercihinin de etkisi olduğu yadsınamaz.

Bölgede Türkiye ile birlikte İhvan’a “anlayışla yaklaşan” ikinci ülke İran. İran “ortak düşman” Suudi Arabistan’a karşı İhvan ile uzun bir ilişkiye sahip. Mursi Mısır’a cumhurbaşkanı olduğunda bu ilişki alenileştirildi ancak daha sonra Sisi geldi ve İhvan İran ile Mısır arasında hâlâ en önemli sorunlardan biri sayılıyor. Şii İran ile Sünni İhvan’ı bir araya getiren ikinci etken İsrail karşıtlığı. Müslüman Kardeşler orijinli Hamas’ın en büyük destekçilerinden biri İran.

Hamas-Türkiye ilişkisi zaten malum. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde, yani BAE-İsrail anlaşmasının ilanından hemen sonra Hamas temsilcileri ile görüştü.

İhvan Libya’da son günlerde yaşanan gelişmelerde de karşımıza çıkıyor. İhvancı olarak bilinen Libya İçişleri Bakanı'nın Türkiye ile ilişkileri Türkiye’nin desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti özelinde bile sorun yaratmış durumda. Libya’da bundan sonra yaşanacak olası gelişmelerde de İhvan-Türkiye ilişkisini daha çok duyacağız gibi.

Ama İhvan’ın en yakın tehlike arz ettiği yer Türkiye’nin bizatihi içi. İçeride (Türkiye’de) İhvan anlayışının ya da İhvan’a yakın anlayışın hakim kılınması ajandası yürütülüyor. Bu sadece iç bir mesele mi? Bu gidişat dışarıdan bakıldığında sadece Türkiye’nin iç işi olarak görülmüyor. Nasıl ki İhvan geçmişte Mısır ile sınırlı kalmadıysa gelecek açısından “Türkiye merkezli” bir tehlike olarak görülüyor. Yani anılan ülkeler açısından İhvan’ın Türkiye’de de büyümesi ve iktidarını ilan etme potansiyel tehlikesi söz konusu.

Hal böyle olunca dışarıdan bakan birine göre İhvan Türkiye’nin bölgesel dış politikasında neredeyse pivot konumuna yükselmiş durumda.

Türkiye’de iktidarın şu soruları yanıtlaması lazım: Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Suriye’de olan biten göz önüne alındığında muhatap devletler karşısında örgüt ısrarı işlevsel mi?

Türkiye İhvan ısrarından vazgeçerse elbette sorunlar hemen çözülmeyecek ancak en azından imaj çalışması olarak bile ilişkileri örgüt seviyesinden devlet seviyesine çıkarmak gerekmiyor mu?

Türkiye doğduğu yer olan Mısır’da bile örgütün durumu ortadayken İhvan’a fazla anlam yüklüyor. Gelecekte (tıpkı Mısır’da olduğu gibi) örgütün ne olacağı belirsizken yanlış yatırımda ısrarın anlamı ne?

(1) https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/misir-ile-istihbarat-orgutleri-uzerinden-diyalog-41590349


Musa Özuğurlu Kimdir?

Gazeteci. Mesleğe 1994 yılında başladı. Çok sayıda radyo ve TV kanalının haber merkezlerinde editörlük, muhabirlik, program sunuculuğu yaptı. 2010 yılında TRT Türk’ün Suriye temsilcisi olarak çalışmaya başladı. Suriye’de 2011’de başlayan süreci 2016 yılına kadar yerinde takip eden az sayıda yabancı gazeteciden biridir. Alanı Suriye başta olmak üzere Ortadoğu. Serbest gazeteci olarak çalışmaktadır.