YAZARLAR

9 maddede pandemi sonrası ekonomi önerileri

Sayın iktidar çalışma saatini günlük 4 saate indirirseniz, ek ordular, güvenlik güçleri, seçim endişeleri filan yaşamak zorunda kalmazsınız. Güle oynaya oyları kaparsınız. Top, tüfek, mahpushane ve elektronik kelepçe paraları cebinizde kalır. Belki siz de günde dört saat çalışır, ‘işte hayat buymuş’ dersiniz ve biz de deriz…

1-Çalışma saatleri 4 saate insin; Pandemiye karşı en iyi şeyin bağışıklık sistemimizin güçlü olması konusunda bütün tıp uzmanları birleşiyorsa, o zaman bağışıklığımızı artıracak toplumsal önlemleri iktidarın hemen alması gerektiği kesindir. İnsanı yoran ve bağışıklığını en çok düşüren şey, kuşkusuz uzun çalışmaktır. Bu yüzden herkes için çalışma saati, günlük en fazla 4 saate indirilerek, çalışmanın yorucu etkisi azaltılmalıdır. Bu şekilde, aynı zamanda iş yerinde salgının bulaşma olasılığı doğrudan, daha kısaltılmış zamanla, yarıya indirilmiş olur. Herkes daha sağlıklı ve sağlam kalır.

Az çalışma, bol özgür zaman, az ölüm, bol hayat.

2- Bu önlem, diyelim ki pandemi sayısını çok etkilemese bile, bu önlem yine yerindedir. Çünkü insan 8 saat çalışma yerine, 4 saat çalışınca, her durumda, hayata daha çok zamanımız kalır. Yani bir yıl sonra salgına yakalanacak bir kişi, günde 8 saat çalıştığında, uykuyu da üstüne ekleyince, günde ona kalan 8 saatte sadece 121 gün yaşayabilecekken,  günde 4 saat çalıştığında, yılda 182 gün, doğrudan yaşamış olur. Az çalışmak ömrü uzatır.

3- Kadınlar günde 3 saat çalışarak aynı ücreti almalıdırlar; Madem ki kadınları ev işlerinden hemen kurtaramıyorsak, iki cehennemin birisinin saatini azaltıp, biraz daha fazla ve mutlu yaşamlarını sağlayabiliriz. Eğer erkekler ev işi yaptıklarını kanıtlarlarsa -salata yaparım, mangal yakarım- dışında, onlar da günde 3 saat çalışma hakkına sahip olmalıdırlar. Bu, erkeğe, ev işi ne demekmiş öğretir, yumurta kırmak acizliğinden kurtarır, sarma sardırır.

4- Ülke ekonomimizi çok düşünen arkadaşlarım, ekonomi batar diye endişeleniyorsa, hiç korkmasınlar çünkü gaz bulundu. Madem Karadeniz’deki gaz müjdesi gerçek, ee o zaman neden fazla çalışmak zorunda olalım? Öyle değil mi ? Mesai saatlerini 4 saate indirin. Hep beraber sevinelim… Yemin ederim…

5- Eğer gerçek değilse, çok başarılı insansız hava araçlarımız varmış, onları satalım. İnsansız hava araçlarımız olmasın, pandemiye çok daha az yakalanmış insanımız olsun. Hem insansız hava araçları oy da kullanamaz. Çalışma saatlerini 4 saate indirin, oylarımız sizin olsun.

6- Günlük 4 saat çalışma, işsizliğe karşı doğrudan bir çözümdür. Bu doğrudan, iki katı istihdam demektir. İşsizlik sayısı yarıya düşer. Bunun manası, daha çok insan daha iyi beslenir ve bağışıklığı artar.

7- Sayın iktidar çalışma saatini günlük 4 saate indirirseniz, ek ordular, güvenlik güçleri, seçim endişeleri filan yaşamak zorunda kalmazsınız. Güle oynaya oyları kaparsınız. Top, tüfek, mahpushane ve elektronik kelepçe paraları cebinizde kalır. Belki siz de günde dört saat çalışır, ‘işte hayat buymuş’ dersiniz ve biz de deriz…

8- Serbest ve özgür zamanın artması, doğrudan ekonomiyi güçlendirir. Radikal tekel ellerinde toplanacak ve yeniden finans dünyasını akacak üretim yerine, her gün insanların kendi için, doğrudan yaptıkları tüketim harcamaları, üretimi artırır. Özgür zaman bağışıklığı artırmakla kalmaz, hayatı ve mutluluğu besler…

9- Pandemi nedeniyle, insanların ‘sosyal mesafe’ye uyarak yaşaması için, kentler bir temerküz merkezi olmaktan çıkartılmalıdır. Mesela Türkiye’de sadece 27 kilometrelik bir şerit üzerine*, ülkenin bir ucundan bir ucuna, ev yeri verilse, herkesin, bütün herkesin, yaklaşık 2000 metrekare ev toprağı olacaktır. Mimar-mühendis olmanız gerekmez. 27 kilometreyi Türkiye’nin uzunluğu 1565 kilometre ile çarpın, her dört kişiye bir ev verin, yani 20 milyona bölün. Herkese ev toprağı olarak dağıtın, hiçbir apartman, mahalle filan, karantinada olmak zorunda kalmasın. Yani herkesin bahçe içinde, salgından ve sel baskınından uzak, evi olsun.

Az çalışmak iyidir, bağışıklığı artırır, savaşı azaltır ve ayriyeten, daha keyifli olur hayat…

*Türkiye’nin ‘genişliği’ bir sürü yerde 600 km'yi bulur. Yani sadece 27 km'lik bir yer dışında her yer, tarım toprağı, üretim alanı, futbol sahası… vb. toprağı olabilir.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...