YAZARLAR

Putin’in söyledikleri ve sustukları

Putin siyasi rekabetin partiler arasında çekişmenin eleştirinin olmamasını bir başarı hikayesi olarak sundu. Elbette Rusya halkının neden seçimlere katılmadığını, dört kişiden yalnızca birinin BRP’ye oy vermesine karşın bu partinin nasıl iktidarda olduğunu aktarmak hem zor hem de özeleştiri istiyor. Burada amaç ABD çok güzel, Rusya nasıl kötü değil. Burada amaç bir liderin başarı hikayesinin karanlıkta bıraktığı perde gerisine ittiklerini sorgulamak. Konuştukları kadar gündem dışına ittiklerine bakmak.

Ekranda hiyerarşi sırasına göre dizilmiş sağlık görevlileri görülüyor. Gülümsemeye çalışsalar da yüzleri içlerindeki tedirginliği ele veriyor. Ancak arada yanlış kameraya bakmasına şaşırmayacağız ekranlardan uzak simaların ara sıra gözleri bir noktaya kayıyor. Buz mavisi gözler, kaçamak bakışlara tepkisizlikle karşılık veriyor. Ancak o buz mavisi gözlerin yakınında olanlar tepkisizliğin “dikkat” uyarısı olduğunu biliyor. Derken gözlerin sahibi söze giriyor. Uzun uzun kendi ülkesinde olanları anlatıp övgüleri sıralarken ABD’nin durumu nasıl eline yüzüne bulaştırdığından bahsediyor. Buz mavisi gözlerin sahibi şayet Yeni Zelanda’nın başarılı başbakanı Jesinda Ardern veya Avrupa’nın en genç başbakanı Sanna Marin olsaydı koronadan başarı hikayesi çıkarılmasını anlayışla karşılardık belki.

Tam da bu iki lideri tanıdığımız için Marin, henüz Ardern kadar tanınmasa da hayata, siyasete, insana, küresel rekabete bakış açıları nedeniyle bu sözleri sarf etmeyeceklerini bilirdik. Tıpkı Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in korona virüsü konusunda toplumu bilimsel açıdan bilgilendirirken kullandığı bilimsel dili, kuantum kimyası üstüne yaptığı doktorasını gözümüze sokmaması gibi. Merkel, doktoradan gelen bilimsel bakış açısını topluma salgınla mücadelede durumlarını anlatmakta kullanmayı tercih etti. Bunu da “Benim doktoram var, sadece şansölye mi sandınız, hem de kuantum kimyası üzerine” demek için değil, halkın tanıdığı, bildiği, siyasi sorumluluğu, toplumsal sorumluluğa olan bir isimden duymaları için yaptı. Zaten pek çok insan o konuşma sonrası Merkel’in doktorası olduğunu öğrendi.

Üç kadın liderin aksine erkek liderler, korona sürecindeki adımlarım bir kısmını kendi başarısı, olası yıkımıysa büyük güçlerin oyunu olarak görüyor. Hatta "ABD’nin haline bakın, biz yine iyiyiz" diyerek ölüme karşı sıtmayı gösterip halkı razı etmeye koyuluyor. Oysa karşımızdaki sıtma değil, buz gibi bir salgın ve ölüm. Brezilya’da Jair Bolsornaro, ABD’de Trump derken Rusya’dan Putin de övgüler bana diyerek ortaya atıldı. Yazının başında tedirgin bakışların odaklandığı “buz gibi mavi” gözler de Putin’den başkasına ait değil. Peki uzmanlar neden yayında olsalar da Putin’e dönük tedirginliklerini gizleyemiyor? Bu sorunun yanıtı Putin’in pazar günü devlet televizyonunda katıldığı programda söylediklerinin satır aralarında kendi ele veriyor.

VAR MI BANA YAN BAKAN HEY! YAN BAKAN HEY YAN BAKAN!

Putin 2000’den bu yana ekrana çıkan bir lider olduğu için bilim insanlarına göre rahat. Ancak rahatlığında Kremlin’deki koltuğun teslim edildiği isim olması daha etkili. Nedenini Putin söyleyecek.

Putin söze şöyle giriyor: Rusya korona virüsü konusunda başarılı bir çaba içinde vaka sayıları 7 binin neredeyse altında. Oysa son iki günde Rusya’daki vaka sayısı yine 8 binlere çıktı. Son olarak 16 Haziran’da vaka sayısı günlük olarak 8 bin 283’tü. Rusya’daki toplam vaka sayısıysa 545 binin üstünde. Korona verileri incelendiğinde aslında şunu söylemek lazım, Rusya başarılı değil, üçüncü sıraya gerilmesine neden olan Brezilya’nın Bolsonaro gibi halkın canını hiçe sayan bir liderinin olması. ABD’deki malum kişi var. Örneğin Rusya’nın hemen altında yer alan Hindistan ile Rusya arasında 200 bin vaka fark var. Hindistan’ın nüfusu 1 milyar 353 milyon, Rusya’nın nüfusu 144.5 milyon.

Putin halka bir başarı hikayesi sunarken elbette camdan atlama olaylarına, hastane yangınlarına değinmedi. Onun yerine hikayesinin inandırıcı olması için dış politikada türlü hesaplarla uçak uçak yardım gönderdiği ABD’yi eleştirdi. "ABD’nin siyahlara ve ezilen sınıflara gösterdiği tavır kabul edilemez" deseydi Putin ABD’yi yumuşak karnından vuruyor derdik, ama öyle demedi. Hatta bu konuya değinmedi bile. Zira birazcık yolu siyasetin koridorundan geçen herkes kadrajı kendi elini güçlendirmek için daraltması gerektiğini bilirdi. Hem Putin “siyahlar” dese Trump ona “ne oldu sizin LGBTİ+ bireylere dönük baskınız ona gel” diyeceğini bilmiyor mu! Peki Putin ne dedi, ne söylemekten kaçındı?

TENCERE DİBİN KARA SENİNKİ BEDEN KARA

Putin Trump’ı analiz etmiş ve ona adeta akıl hocalığı yaparcasına şunu dedi: "Rusya sakin ve tek elden krizi yönetirken ABD’de parti çıkarları krizi daha da kötüleştirdi. Rusya’da bir valinin ya da bölgenin başkanın dediğini yapmıyorum demesini hayal bile edemiyorum." Bir Putin olmasa da Rusya çalışan kime sorsanız o da hayal edemez, çünkü sistemin nasıl adım adım Kremlin’i tek söz sahibi getirecek şekilde aşındırıldığını bilir. Örneğin Rusya’daki 85 federe bölgenin valisinin en az 80’ni iktidar partisi Birleşik Rusya Partisi (BRP) ile organik bir bağa sahip. Ancak aynı Rusya Putin istediği için farklı bir sermaye iktidar çatışması üzerinden Roman Abromoviç gibi isimleri de valilik koltuğunda gördü.

Siyasi partilerin rekabetçi olmamasına gelince, Rusya siyaseti ve siyasi parti yapısı ABD’den farklı. ABD’deki pek çok siyasi partiye karşın Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti arasındaki rekabet Rusya’da mevcut değil. Daha açık olmak gerekirse Rusya’da parti çok ama rekabet yok. Örneğin ABD’nin partiler kanunu son 20 yılda 5 defa değişmedi. Ama Rusya’nın değişti. Rusya toplumu siyasi bir partinin rakip olarak BRP karşısında şansının olmadığından o kadar emin ki, 2016’daki Devlet Duması Seçimlerine (parlamentonun alt kanadı) yüzde 47.8 katılım gösterdi. 450 sandalyeli Duma seçimi için 110 milyon seçmen oy kullanacakken bu 52 milyonda kaldı. İşte bu tuhaf seçimden BRP 28.5 milyon oy oranıyla Duma’da 353 sandalye elde etti. Komünist Parti 7 milyon oy ve 42 sandalyeyle BRP’yi takip etti.

Putin siyasi rekabetin partiler arasında çekişmenin eleştirinin olmamasını bir başarı hikayesi olarak sundu. Elbette Rusya halkının neden seçimlere katılmadığını, dört kişiden yalnızca birinin BRP’ye oy vermesine karşın bu partinin nasıl iktidarda olduğunu aktarmak hem zor hem de özeleştiri istiyor. Burada amaç ABD çok güzel, Rusya nasıl kötü değil. Burada amaç bir liderin başarı hikayesinin karanlıkta bıraktığı perde gerisine ittiklerini sorgulamak. Konuştukları kadar gündem dışına ittiklerine bakmak.

Putin konuşmasında tabii ki 545 bin vakaya karşın ölüm sayısının nasıl 7 bin 284’te kaldığını da gündeme almadı. Oysa hem Rusya içinde bazı kuruluşların hem Dünya Sağlık Örgütü’nün Rusya’da vaka sayısı bu kadar yüksekken ölüm oranları nasıl bu kadar düşük oluyor konusuna ciddi kuşkuları var. “Veri saklanmıyor” sözünü de konuşmasının bir yerinde söyledi ama başını anlatmadığı için öyle kaynadı gitti.

Toparlamak gerekirse dünya acılı ve zor günlerden geçiyor. İnsan ölümleri birer rakama indirgeniyor. Bu yetmezmişcesine, Rusya’da siyasi ömrünü uzatmak için hamlesini yapan Putin, gayet sakin bir biçimde ülkesinde valilerden siyasi partilere herkesin kendisinin sözünden çıkmayacağını söylüyor. Putin bir bilim insanı değil, sağlık alanında bilgisi de uzman olmaktan çok uzak. Elbette ABD’de virüse karşı tartışma var. Bunun nedeni Trump’ın kendini dünyanın en akıllı insanı sanması ve önlemler konusunda vurdum duymaz davranmasından. Eyalet valileri defalarca “yeterli solunum cihazımız yok yardım edin” dedi. Trump’ın kendisinin sözünden başka kanıtı olmayan bir ilacı koronaya mucize ilaç olarak sunmasına ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) “dur” dedi. Bu ilaç bırak iyi etmeyi, zarar veriyor diyerek Hipokrat'ın “Bazen hiçbir şey yapmamak şifalı olandır” sözünü hatırlattı. Öyle ya COVID 19’u tedavi ediyorum derken bir insanın kalp krizine ölümüne neden olabilirsiniz.

Peki Putin bu ilacı eline alsaydı Rusya’da “söylediğiniz doğru değil” diyebilecek bir kurum var mı? Kurum elbette var da Kremlin’e “öyle değil” diyebilir mi? Dünyanın yaşadığı bu süreçte virüse karşı hiç de göz kamaştıran bir başarı ortaya koymayan bir ülkenin lideri, referandum ve siyasi hesaplarla korona günlerinde nasıl bir güzel otoriter bir yönetim kurduğunu söyledi. Bunun Rusya halkında nasıl karşılık bulacağınaysa Temmuz'a ertelenen anayasa referandumunda göreceğiz.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.