YAZARLAR

Diktatör için değil, özgürlük için oynuyoruz

Menotti, futbolun her şeyden önce bir fikir olduğuna inanıyordu; daha doğrusu kendi ifadesiyle "Takımın her şeyin ötesinde bir fikir olduğunda ısrarlıyım; ve bir fikirden öte, bir taahhüt, bir taahhütten öte de, söz konusu fikri savunmaları için bir teknik direktörün oyuncularına aktarması gereken bir dizi kanı olduğuna inanıyorum"...

"Biz halkız, mağdur edilmiş sınıflardan geliyor ve bu ülkede hala meşru olan tek şeyi temsil ediyoruz. Futbolu. Komutanların oturduğu pahalı koltuklar için oynamıyoruz. Biz özgürlüğü temsil ediyoruz, diktatörlüğü değil." Bu sözlerin sahibi Arjantin'i 1978 yılında dünya şampiyonu yapan teknik direktör Cêsar Luis Menotti’ydi. Menotti, bu cümleleri 25 Haziran 1978 de, Hollanda ile yapılacak Dünya Kupası final maçı öncesi, soyunma odasında, takımını motive etmek için kuruyordu. O maçın uzatma bölümlerinde Arjantin Hollanda’yı 3-1 yenerek dünya şampiyonu oluyordu.

24 Mart 1976'da ordunun yönetime el koymasıyla, Isabel Peron cumhurbaşkanlığından uzaklaştırıldı. Jorge Rafael Videla, General Orlando Ramon Agosti ve Amiral Emilio Massera'yla birlikte oluşturduğu üç kişilik bir askeri cuntanın başı olarak devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. Menotti’nin diktatörlük dediği o pahalı koltukların sahibi, işte bu üç kişilik askeri cuntaydı.

Menotti, 1973/1974 sezonunda Huracân takımıyla Arjantin Metropolitan Ligi şampiyonluğunu kazandığında ulusal takım teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Oynattığı futbol öyle görkemli ve ayartıcıydı ki, 5-0 yendikleri takımın taraftarından bile alkış almayı başarıyorlardı. Bir yorumcunun ifadesiyle, "Onların futbolunu izlemek bir zevkti. Arjantin sahalarını futbolla doldurdular ve tangonun ahengiyle bir semtin yüzünü kırk beş yıl sonra tekrar güldürdüler. Bu takım Arjantin halkının zevkine uyuyor" diye yazıyordu. "Gambeta’lar, tek toplar, apışarası çalımları, sombrero’lar, verkaçlar, bindirmeler, hepsi vardı."

Menotti, futbolun her şeyden önce bir fikir olduğuna inanıyordu; daha doğrusu kendi ifadesiyle "Takımın her şeyin ötesinde bir fikir olduğunda ısrarlıyım; ve bir fikirden öte, bir taahhüt, bir taahhütten öte de, söz konusu fikri savunmaları için bir teknik direktörün oyuncularına aktarması gereken bir dizi kanı olduğuna inanıyorum"…

"Risk" diyordu Menotti "Felsefi açıdan sürdürülemez bir durumdur, futbolda risk vardır. Herhangi bir oyunda riskten kaçınmanın tek yolu, o oyunu hiç oynamamaktır." Menotti, son tahlilde futbolun bir etki yaratmak meselesi olduğuna inanıyordu.

"Ben futbolun, etki yaratmak ön koşulundan hareket ediyorum. Ben de en az başka yöntemlerle kazanacağını düşünen, herhangi bir egoist kadar ya da ondan daha fazla kazanmak için sahaya çıkıyorum. Maçı almak istiyorum. Ama kazanmanın tek yolu olarak taktik akıl yürütmelere bel bağlamıyorum, aksine etki yaratmanın güzellikten bağımsız olduğuna inanmıyorum"…

"Sadece futboldan anlayan, futboldan da anlamaz" dediği rivayet edilir César Luis Menotti’nin. Futbolun bir fikir meselesi olduğunu ileri süren biri, her fikrin, o fikre muhteşem sahicilik katan fikir bağlamlarından da habersiz olmaz. Nitekim, Menotti için futbol "ülkenin işçi sınıfının asıl kendini dışavurmasıydı". Futbol ve toplumsal hayat arasındaki geçişkenlikleri bu düzeyde idrak eden bir beyin, özgürlüğü sürekli anar ve özgürlüğü gerçek temsilcileriyle buluşturmak için azami gayret içinde olur.

Jonathan Wilson Futbol Taktikleri tarihi adlı kitabında Menotti'yi dışsal özellikleriyle söyle tarif eder: "Menotti, tarif edilmeyecek kadar romantik bir figürdü. Yakalarına kadar uzanan saçları, ağarmakta olan favorileri ve kartal gözleriyle, sigaraları ucu ucuna ekleyen bu tığ gibi adam, Arjantin bohemliğinin vücuda bürünmüş hali gibiydi. Solcuydu, entelektüeldi, bir filozof ve bir sanatçıydı."

Total futbola gelen, alan ve zamanı daraltan Hollanda etkisine ilk ciddi tepkiyi veren Latin Amerikalı oydu. Alan ve zamanın daralmasıyla birlikte, futbolda temasın hızla artacağını öngörmüştü. Güzellik etkisi yaratan futbolun bu yeni kabusu tam bir baş belasıydı. Menotti bu sorunu çözmek için, sadece tempoyu artırmanın yetmeyeceğini biliyordu. O nedenle bütün antrenman biçimlerini tek amaca bağladı: Oyuncunun isabet kaydedebileceği hızı arttırmak. Tempo ve hız içinde, isabete odaklandı. Çünkü temastan bir biçimde hızı ve tempoyu artırarak kaçabilirdiniz ama eğer o hız içinde isabet oranlarını artıramazsanız ne güzelliği koruyabilirsiniz ne de zaferi garantileyebilirsiniz.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.