Ayçiçek yağı meselesi beni fena işkillendiriyor!
Ayçiçek yağında, Türkiye’de 50 bin ton stok kaldığından, bunun Türkiye’nin bir aylık ihtiyacının dahi altında olduğundan söz ediliyor. Yani Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak miktarda yağ bulunmayan Kosova’da bu yağı kim stokladıysa ve sıfır vergiyle Türkiye’ye satacaksa piyango ona vurmuş olacak.
Resmi Gazete okumayı severim. Sabahın köründe birbirimizi arayıp Resmi Gazete üzerine sohbet ettiğim dostum, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ece Göztepe dışında çevremde bu hobimi paylaşabileceğim birkaç Ankara gazetecisi dışında kimsem yok. Zaman zaman bazı ithal ürünlerin gümrük vergilerindeki dikkat çeken değişiklikleri eski bir gümrük müfettişi arkadaşıma sorarım. Aramızda sık tekrarlanan diyalog üzerine ayda bir beni arayıp kahkahayla gülme alışkanlığı edindi. “Resmi Gazete’yi gördün mü? Buğdaya bak buğdaya! Kim bilir kim köşeyi döndü!“ diyerek benimle dalga geçse de ikimiz de biliriz bu işlerin nasıl yürüdüğünü ve şüphelenmekte haklı olduğumu (!)
Resmi Gazete’nin dünkü sayısında ‘ham ayçiçeği yağında yüzde 36 olan gümrük vergisi oranı, 1 Şubat-30 Haziran tarihleri arasında yüzde 30, Kosova için ise yüzde 0 olarak uygulanır’ deniyordu.
Neden Kosova? Orada bu kadar çok ayçiçek yağı üretiliyor mu? Türkiye’ye bu kadar yağı kim satacak acaba?..
Rusya’nın geçen hafta hububat ihracatına getirdiği sınırlama sebebiyle Türkiye’nin büyük sıkıntı yaşayacağını bir gıda toptancısından dinlemiştim. Bildiğiniz gibi Türkiye tarım ürünlerinde dışa bağımlı; buğday ve ayçiçek yağında da Rusya’dan yaptığı ithalata…
Son haftalarda ayçiçek yağı fiyatının yaklaşık yüzde 30 oranında zamlanmasında üç başlık rol oynadı:
-Korona salgınının ne zaman biteceğini bilmeyen tüketicilerin gıda ürünlerini stoklaması.
-Rusya’nın ihracatını sınırlaması.
-Yaklaşan Ramazan ayı ve ayçiçek yağının Ramazan paketlerinin vazgeçilmezi olması…
Bütün bunları alt alta koyunca ve bu yağ meselesi Resmi Gazete’ye girince haliyle “işkillendim”(!) ve Twitter hesabımdan şu mesajı paylaştım:
Türkiye ayçiçek yağında ithalata bağımlı. Yakında ayçiçek yağı fiyatının tavan yapması bekleniyordu. Resmi Gazete’de yayınlandı, ayçiçeği yağında gümrük vergisi düşürüldü. Kosova’dan alımda ise vergi “sıfırlandı”. Yani birileri Kosova’da yağ stokluyor, yakında köşeyi dönecek!
Mesaj üzerine çoğunluğu gıda toptancısı olan kişilerden direkt mesajlar ve e-postalar aldım. Bunlar üzerine düşünürken Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür aradı ve “haberi yakalamışsın, bunu yazmalısın” dedi. O demese inanın yazmayacaktım. Madem Cumhurbaşkanı bile en mühim konuşmasında yağ konusuna değiniyor, o zaman ben de yazabilirim dedim.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, korona salgınıyla mücadele için başlatılan bağış kampanyasını, "Kampanyayı şahsım olarak 7 aylık maaşımı bağışlayarak açıyorum" sözleriyle duyurmuş ve o konuşmasında şunları da söylemişti:
“Hububat ve sebze başta olmak üzere hemen tüm tarım ürünlerinin üretiminde kendi kendimize yeterlilik oranımız yüzde 100'ün üzerindedir. Bu dönemde yoğun talebi olan bakliyat, makarna, temizlik malzemesi, yağ gibi ürünlerin üretimlerinde 3 katına varan artışlar sağladık.”
Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Sözcü gazetesi Ankara temsilcisi Saygı Öztürk’e yaptığı şu açıklama da önemliydi:
“Market yöneticilerini mart ayı başında toplantıya davet ettim. Onlara stoklarını artırıp artırmadıklarını, ne gibi önlemler aldıklarını sorduğumuzda, bazıları 'Hayrola bir şey mi olacak? Niçin böyle bir şeye gerek duydunuz?' dediler. Çin deneyimi nedeniyle uluslararası bazı zincirlerin yaklaşan virüs tehlikesine karşı hazırlıklı olduklarını gördük. Gıda başta olmak üzere bir sıkıntının yaşanmaması için daha hastalık ülkemizde görülmeden hazırlıklı olmaya çağırdık. Onlar da kendilerine göre önlemlerini aldılar.”
Yağ meselesini sektörün bir temsilcisine sordum. İşte anlattıkları:
“Ayçiçek yağında yüzde 80 dışa bağımlıyız. Hasat zamanı da değil. Bu üretimi ne zaman üç katına çıkardık? Cumhurbaşkanının durduk yere böyle bir açıklama yapmasına yağ işi yapan biri olarak anlam veremedim doğrusu.
Kosova’da Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak tonajda mal yok. Oraya başka ülkeden gelen mal var mı onu da bilmiyoruz ama bu karar tabii ki şüphe uyandırıcı.
Tarım Bakanı ‘Marketçileri çağırdım, stoklayın dedim’ diyor. Türkiye’nin en büyük organize perakendecilerinden biri geçtiğimiz günlerde 18 litrelik 50 bin teneke, toplam 900 bin litre yağ aldı. Hane halkı bir, iki veya en fazla beş litrelik yağ alır. Bu perakendeci de marketlerinde bugüne kadar hiç 18 litrelik yağı satmamışken bunları niye aldı? Demek ki bir yerlerden uyarıldılar diyorduk ki Bakan Bey anlattı.
Bu kadar büyük stokçuluk piyasanın dengesini alt üst ediyor, fiyatları etkiliyor. Eskiden yağ piyasasını Trakya Birlik belirlerdi ama o da tıpkı Fiskobirlik ve Tariş gibi bitirildi. Korona salgınında gıda konusunda büyük sıkıntı var maalesef, özellikle de ayçiçek yağı gibi ithalata bağımlı olduğumuz ürünlerde.”
Ayçiçek yağında, Türkiye’de 50 bin ton stok kaldığından, bunun Türkiye’nin bir aylık ihtiyacının dahi altında olduğundan söz ediliyor. Yani Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak miktarda yağ bulunmayan Kosova’da bu yağı kim stokladıysa ve sıfır vergiyle Türkiye’ye satacaksa piyango ona vurmuş olacak.
Şimdi bu yağ işinden işkillenmekte haklı mıyım değil miyim?