YAZARLAR

Koronaya göre ve koronaya rağmen

3 Temmuz sürecinden sonra hatırlarsanız ligler geç başlamıştı ve maçlar hızlandırılmış takvimle oynatılmıştı. Daha sonra ligin ortasında bir play-off sistemi oynatılacağı açıklanmıştı. Aynısı veya benzeri yeniden düşünülüyor. Ama bu kez ligin büyük bir bölümü geride kaldı. Eğer sağlık açısından uygun şartlar oluşursa ve maçların oynanabileceği bir ortama dönüşürse, ben sadece maçların hızlandırılmış takvimle oynatılıp ligin tamamlanmasının en mantıklı yöntem olduğunu iddia ediyorum.

Önce tedbir, sonra tevekkül. Herkes sert önlemler alsın. Zaten uzun bir süredir dünya insanı olarak uzaktan sevmeye ve iletişim kurmaya alıştırıldık. Akıllı telefonlar olsun, sosyal medya uygulamaları olsun. Biraz daha uzak kalmanın ve temas kurmamanın hiç kimseye bir zararı olmaz.

Şöyle bir milletiz, böyle bir milletiz, yok biz duygusal bir ülkeyiz gibi çoğu zaman sözde ve altı boş söylemlerden uzak durup bu fikirlerin doğru olabilmesi yönünde hareket etmenin tam zamanıdır. Önlem almamız söyleniyorsa, alacağız. Ama bu aslında kendimiz için değil. Çevremizde, yakınlarımızda olan eşimiz, annemiz, babamız, evlatlarımız ve arkadaşlarımız için önlem anlamalıyız. Çünkü sırf kendimiz için değil, başkalarına karşı da sorumluluklarımız var. Herkesin bu kafa yapısında hareket ediyor olmasını temenni ediyorum.

Biraz futbola dönelim. Televizyonlarda ve internette korona ile ilgili tüm gelişmeleri adım adım takip ediyoruz. Yeterince bilgilendiriliyoruz.

Futbola dönecek olursak konuya bu kez kendimden başlamak istiyorum. Pazartesi günü Radyo Gol'deki yayınımda Salı günü UEFA toplantısında UEFA'nın olası taleplerinden söz ettim ve tüm iddialarımda haklı çıktım. Neydi bu? UEFA, Avrupa'daki futbol federasyon başkanlarından ne olursa olsun bir şekilde liglerinin tamamlanmasını isteyecektir. Çünkü korona krizi her ne kadar olağanüstü bir seviyede ciddiyetini koruyor olsa da bu süreç sonrası UEFA işin içinden çıkılamayacak bir pozisyonla karşılaşmak istemiyor. Yani koronaya göre ve koronaya rağmen planlar yapılmaya devam ediyor.

UEFA, federasyon başkanları ile telekonferans yoluyla gerçekleşen toplantıda muhtemelen şöyle bir pazarlık döndü: Siz şu ligleri ne yapıp edip tamamlayın. İster yaza kadar ister yaz sonuna kadar olsun. Ben size transfer dönemini de gerekirse Ekim'e kadar uzatırım. Olmadı, liglerin de 1-2 ay geç başlamasını sağlarım. Euro 2020'yi de 2021 yazına ertelerim. Ama ne yapıp edip liglerinizi tamamlayın. Çünkü önümüzdeki sezonun organizasyonlarını yapacağım.

Organizasyon derken UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi. Bunlar bütçeleri milyar dolarları bulan çok büyük organizasyonlar. Korona konusunu bir kenara koyacak olursak şöyle bir gerçek var; ligler tamamlanmazsa bu organizasyonlar neye göre düzenlenecek? Yani hangi takımın katılıp, hangi takımın katılmayacağını, sponsor ve reklam anlaşmaları, uluslararası para trafiği, bunlar çok ciddi konular esasında. Lokal bile düşünecek olursa kimler küme düşecek ve kimler Süper Lig gibi en tepedeki liglere yükselecek?

Burada bir kaç çözüm yöntemi teorileri var. Ligleri bulunduğu noktada, “tescilleyin, şampiyonu belirleyin gitsin” diyenler var. Ligin ileride bir tarihte hızlandırılmış bir şekilde oynatılıp ligin sonunda bir de play-off sistemi önerenler var. Liglerin ileri bir tarihte hızlandırılmış bir şekilde oynatılıp tamamlanmasını isteyenler var. İtalya'da ise bu sezonu önümüzdeki sezonla birleştirmeyi planlıyorlar ama bu şimdilik sadece bir iddia.

Ligleri şu anda olduğu gibi tescillemek biraz uç bir nokta. Çünkü ligin zirvesinde 4 takım net bir şekilde şampiyonluk yarışında. Bir de tabii ligin alt sıralarında 7 takım net bir şekilde küme düşme adayı. Bazen bir takım son 3 hafta, 3'te 3 yapar 9 puan alır ve kümede kalır. Buna geçmişte çok kez şahit olmuşuzdur. Ligin zirvesi için de bu geçerli. O yüzden Süper Ligi şu anda olduğu gibi tescilleyip şampiyonu ilan etmek biraz irrasyonel olur.

3 Temmuz sürecinden sonra hatırlarsanız ligler geç başlamıştı ve maçlar hızlandırılmış takvimle oynatılmıştı. Daha sonra ligin ortasında bir play-off sistemi oynatılacağı açıklanmıştı. Aynısı veya benzeri yeniden düşünülüyor. Ama bu kez ligin büyük bir bölümü geride kaldı. Eğer sağlık açısından uygun şartlar oluşursa ve maçların oynanabileceği bir ortama dönüşürse, ben sadece maçların hızlandırılmış takvimle oynatılıp ligin tamamlanmasının en mantıklı yöntem olduğunu iddia ediyorum. Tabii bütün bu varsayımlar en kısa zamanda korona krizinin sonlanması ihtimalinde yapılıyor.

Amerika'da NBA dahil tüm spor organizasyonları geçtiğimiz hafta süresiz olarak durduruldu. Şu anda Amerika'da okulların bile 2021 bahar dönemine kadar kapalı tutulabilmesi konuşuluyor ve tartışılıyor. Yani esasında koronanın global olarak çok ciddi bir mesele olduğunu iyi kavramamız ve idrak etmemiz gerekiyor. NBA'de korona taşıyan oyuncu sayısı 9'a çıktı, NBA yıldızı Kevin Durant dahil.

Liglerin ertelenme meselesine de değinecek olursak; ben zaten 2 haftadır Türkiye'de sportif faaliyetlerin durdurulması gerektiğini savunuyordum. Bahsedildiği kadar erken önlem alabildik mi onu bilemiyorum. Ama geçen hafta derbi dahil maçların oynanmış olması biraz daha farklı bir sebep teşkil ediyor olabilir. Yanlış anlaşılmasın, ben zaten çoktan ertelenmiş olması gerektiğini savunuyorum. Ama bir ülkede ligleri ertelemek, sportif faaliyetleri durdurmak öyle federasyon başkanlarının yapabileceği bir şey değil. Aniden bu tür kararlar aldığınızda toplumda bir panik ve depresyon yaratabilir. Çünkü bu kadar büyük sosyal olaylarda bu tür kararları verebilmek çok ciddi meseledir. Bu kadar büyük kararları ancak hükümetler verebilir. Bence bu karar geçen hafta da verilmiş olabilirdi. Belki de yumuşatarak süreci işletmiş olabilirler. Bu konuda çok emin olamıyorum. Aksi takdirde zaten skandal bir resim çıkıyor ortaya. Her anlamda. Çelişkili basın açıklamalar, bir gün şöyle, bir gün böyle, tedbirsizlik, geç kalınmışlık, vesaire.

Yazımızın ilk cümlesini hatırlatalım: Önce tedbir, sonra tevekkül. Sizden ricam; tedbiri elden bırakmayalım arkadaşlar. Hem kendimiz için hem çevremizde sorumlu olduğumuz 21insanlar için.


Ara Gözbek Kimdir?

Yayın hayatına 2005'te üniversite radyosu CIU FM'de başlayan Ara Gözbek aralıksız üç sene İngilizce ve Türkçe yayınlarla canlı radyo programı hazırladı ve sundu. 2005'te CNN Türk'te Frekans programında yapım asistanı ve muhabir olarak görev aldı. Gazeteciliğe ilk olarak 2006'da BirGün gazetesinde adım attı. BirGün'de Pazar eki ve spor bölümlerinde 400'den fazla makale yayınladı, ardından Türkiye'nin en çok takip edilen spor haber sitesi sporx.com yazarlığa devam etti. 2007 yazında staj yaptığı TRT'de “NBA Europe Live” adı altında NBA'in uluslararası projesinde TRT'yi NBA muhabiri olarak temsil etti. SporX TV'de “NBA ARA'SI” programını yaptı. Bunların dışında Taraf gazetesi, tempo24.com.tr ve birçok sitede makaleleri ve haberleri yayınlandı. Döneminde çok popüler bir radyo olan Metro FM'de pek çok programa konuk ve yorumcu olarak katıldı. sokaksesi.com sitesinin ve Android ile Apple'larda uygulaması da olan Sokak Sesi Radyosu'nu kurup burada uzun bir süre “underground” radyo yayınları yaptı. Halen Gazete Duvar'da yazmaktadır.