YAZARLAR

Korona virüsü 5 - Derbi 0. Büyük Utanç.

Bütün dünya liglerini ertelerken, Türkiye’de ligler neden oynatılır? Kimin kârı ve kazancı bütün insanların canından daha değerli? Saçmalık bu. Göz göre göre, ölüme davetiye bu. Futbolcuların sosyal statüsü ne olursa olsun, bu türden doğal tehdit ve tehlikelerden onları korumak, ahlaki bir görev. Hukuken bir kontratla bağlı olmaları, köle oldukları anlamına gelmez.

Muslera’nın dediği gibi "oyuncuların canı yok mu? Her oyuncunun bir ailesi yok mu?" Çok haklı ve doğru sorular bunlar. Bu lig neden ertelenmiyor? Seyircinin canını oyuncunun canından daha değerli tutan ayrımcı zihniyeti hararetle kınıyorum. Bu bir tür doğal felaket ve oyuncu seyirci ayırımı yapmaz. Virüs herkesin canını yakmaya muktedir. Üç kuruş paraya tamah eden, üç kuruş kazancından vazgeçmeyen ve ana ürünü oyuncu olan bu pazarda, üç kuruş zarar etmeyi hazmetmeyen bütün yetkilileri kınıyorum. Bütün dünya liglerini ertelerken, Türkiye’de ligler neden oynatılır? Kimin kârı ve kazancı bütün insanların canından daha değerli? Saçmalık bu. Göz göre göre, ölüme davetiye bu.

Futbol, hem kendi sağlığına hem de toplum sağlığına bu kadar duyarsız olamaz. Efendiler, futbolcu denilen varlık köleniz değil. Bu koşullara da bu ligi oynatmak herkese öncelikle de insana saygısızlık. Açgözlü bir körleşme histerisi içine girmeden kim bu koşullarda bu ligin devamına karar verebilir?

Her şeyden önce bu oyun seyirci için oynanır. Oyunun tek amacı seyirciyi eğlendirmektir. Seyircinin olmadığı atmosferde oyun oynamak ayıpların en büyüğüdür.

Maç sonunda Fatih Terim’in bütün dediklerine katılıyorum. "Ülkede bütün, toplantılar iptal edilirken neden ligler iptal edilmez" dedi. Bu soruya birilerinin cevap vermesi gerekiyor.

Maç sonrası Sergen Yalçın tam bir hayal kırıklığıydı. Bu büyük tehdit ve tehlikeye karşı hâlâ oyunu yorumlamaya çalıştı. Ama esas skandal, hem "Türkiye’yi dünyanın en güvenilir ülkesi" ilan etmesi hem de "yabancı oyuncuların korktuğunu ama yerli oyuncuların temkinli olduğunu" ifade etmesi, tam bir sorumsuzluk.

Futbolcuların sosyal statüsü ne olursa olsun, bu türden doğal tehdit ve tehlikelerden onları korumak, ahlaki bir görev. Hukuken bir kontratla bağlı olmaları, köle oldukları anlamına gelmez. Bu maçın oynandığı günde sadece İtalya’da 380 kişi öldü. Bu işin şakası yok.

Biz eğlenelim diye birilerini ateşin içine atmak, kabul edilemez.

Ortaya çıkan bir başka çıplak gerçek; futbol camiasının ne kadar örgütsüz ve etkisiz olduğu gerçeğidir. Ne oyuncular birliği bir temsil gücüne sahip ne hakemler birliği ne de antrenörler birlikleri. Bu birliklerin hiçbirinde inisiyatif kullanacak temsil ve güç yok. Hepsi uydu. Hepsi gevezelik.

Türkiye Futbol Federasyonu özerk bir kuruluşmuş, haydi canım sende.


Ali Fikri Işık Kimdir?

Ali Fikri Işık, 1958 yılında Mardin’in Savur ilçesine bağlı Xeramemo köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Batman’da, liseyi ise Silvan’da okumuştur. 1978 yılında Batman'da “Sesleniş” Gazetesiyle yazın hayatına başlamış. 1985 yılında yazarlar kooperatifi olan Yazko’nun dergisi “Yazko Somut”ta, 1994 yılında “Zone News” gazetesinde, 1995 yılında haftalık dergi “Roj”da, 2010 yılında Taraf gazetesinde, 2016 yılında “BasNews ve Kurdistan24 Türkçe'de yazmıştır. Amedspor Kaos ve Direniş Amedspor kitaplarının yazarıdır.