YAZARLAR

Korona virüsü Suudi Arabistan’ı neden hasta ediyor?

OPEC’in açıkladığı verilere göre, son iki hafta Çin’in petrol talebi günlük bazda 2,6 milyon varil yani yüzde 20’i geriledi. Aralık 2019’da Çin’in günlük petrol talebi geçen yıla göre artış göstermiş ve günlük 11 milyon varile ulaşmıştı. Başka bir anlatımla küresel olarak tüketilen 100 milyon varil petrolün 11 milyon varilini Çin’i tek başına tüketirken geri kalan 89 milyon varili dünyanın geri kalanı arasında paylaşılıyordu. Peki, şimdi ne olacak?

Korona virüsü ocak ayı ortasında Wuhan şehrinde ortaya çıktığında beri Çin, ölümler, karantina, aranan tedaviyle gündemde. Resmi makamların 4 Şubat’ta yaptığı açıklamaya göre virüs nedeniyle 427 insan öldü. Dahası, 20 binden fazla kişi hastalığa yakalanmış durumda. Virüs son iki haftada 25 ülkeye yayıldı ve Çin anakarası dışında iki ölüm vakası gerçekleşti. Bilim insanları yoğun bir mesaiyle insanlığın son kabusu virüse çare arıyor. Uzmanlar çalışmaların hızla sürdüğünü ifade etmekle beraber laboratuvarlardan beklenen müjde için sabırlı olmak gerektiği konusunda uyarıyor.

Çin yönetimi bir yandan karantina, hastane inşası, hastalara gerekli yardımların gönderilmesi için uğraş verirken, bir yandan da ekonomik anlamda ayakta kalmanın formülünü arıyor; ancak işleri hiç kolay değil. Örneğin 24 Ocak’taki son işlem gününden 3 Şubat’a kadar yılbaşı tatilinde olan Çin borsalarının, hafta başında mesaisi başladı. Hızla satışların yaşandığı Şanghay borsasında yüzde 8’lik düşüş yaşanırken kaybın, 440 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

İşlerin yolunda gitmediği tek sektör finans değil. Aralarında elektronik, otomotiv, tekstil, telekomünikasyonun olduğu pek çok fabrika üretimine ara verdi. McDonald’s, Starbucks, IKEA gibi yevmiyeyle istihdam sağlayan firmaların şubelerini geçici süre kapatması, sadece ekonomi otoritelerinin değil, köylerden çalışmaya gelen yoksul insanların da hayatını katlanılmaz kılıyor.

Çin’in dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olması, korana virüsünün en fazla burada etkili olmasıyla birleşince, küresel ekonomide pek çok ülkenin virüsten değilse de yarattığı etkiden nasibini almasına neden olacağa benziyor. Küresel olarak Çin’deki durumun en fazla etkilediği sektörlerin başındaysa enerji, özelde petrol geliyor. Bu yazımızda korona virüsünün petrol piyasasına etkini ele alacağız.

PETROL PİYASASINDA ALARM: HESAPLAR SİL BAŞTAN

Çin ekonomisi 14.3 trilyon dolarlık çapıyla ABD’den sonra dünyanın en büyüğü. Tekstilden telefona Çin büyük bir imalat merkezi. İşte bu devasa ekonomide sanayi çarklarını döndüren en temel girdi enerji. ABD ile Çin arasında iki yıla yayılan ticaret savaşında 15 Ocak’ta ilk aşamalı anlaşma imzalandı. Anlaşma enerji sektöründe “vanaları açın, Çin geliyor!” sevincine neden olmuştu ancak bu sevinç kısa sürdü. 20 Ocak’ta ortaya çıkan korona virüsü ve alınan önlemler Çin’in petrol ihtiyacında düşüşe neden oldu. Petrol piyasasında enselerin kararmasının son sebebi Çin, neden bu kadar önemli?

ABD’de kayaç petrolünün bulunması sonrasında ABD petrol ithalatında gerilemeye başladı. Buysa dünyanın en büyük petrol tüketicisi bayrağının Çin’e geçmesi demekti. Küresel devin tedarikçilerine bakıldığındaysa Suudi Arabistan’ın günlük ihraç ettiği 7,3 milyon varillik petrolün 1,7 varilini (yaklaşık yüzde 25’ini) Çin alıyordu. Çin’in ikinci ana tedarikçisi günlük 1,68 milyon varil petrolü Çin’e ihraç eden Rusya. Onu Angola, Brezilya ve Irak izliyor.

OPEC’in açıkladığı verilere göre, son iki hafta Çin’in petrol talebi günlük bazda 2,6 milyon varil yani yüzde 20’i geriledi. Aralık 2019’da Çin’in günlük petrol talebi geçen yıla göre artış göstermiş ve günlük 11 milyon varile ulaşmıştı. Başka bir anlatımla küresel olarak tüketilen 100 milyon varil petrolün 11 milyon varilini Çin’i tek başına tüketirken geri kalan 89 milyon varili dünyanın geri kalanı arasında paylaşılıyordu. Peki, şimdi ne olacak?

Platts Analytics’e göre ufukta talep artışı umudu yok. Çin’de endüstri ve ulaşım çarklarının yeniden dönmesi bilim insanlarından gelecek “aşı bulundu” müjdesine bağlı. Bazı ülkeler HIV gibi hastalıkların aşılarıyla diğer aşıları karıştırarak kendi ülkelerindeki bazı vakalarda hastalığın seyrinde gerileme yakalasa da bu henüz bir çözüm değil, zira söz konusu olan tekil vakalar ve diğer hastalarda işe yarayıp aramayacağı bilinmiyor. Kaldı ki aşı hemen bulunsa da anlık sıçrama bir yana piyasanın genel toparlaması için süre gerekiyor. Örneğin Sars virüsünün 2003’te neden olduğu dalgalanmayı ABD petrol piyasası ancak 10 ayda toparlayabilmişti.

OPEC KORONAVİRÜS’E KARŞI BAĞIŞIKLIK KAZANMAYA ÇALIŞIYOR

Çin’deki durumdan en fazla etkilenen oluşum üyelerinin büyük bir bölümünün petrol tedarik ettiği Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC). Aslında OPEC, 2016’dan bu yana, OPEC+ formülüyle petrol fiyatlarını belirli bir seviyede tutmak için Rusya ile beraber üretim kesintisine gidiyor. Aralık 2019’daki kesintisi sonrası ocak ayında petrol fiyatlarında yukarı yönlü bir ivmelenme görülse işler kısa sürede sarpa sardı.

Petrol fiyatları bir önceki yıla göre yüzde 20 gibi yüksek bir oranda düştü. Söz konusu durum karşında İran hafta başında OPEC’i yeni önlemler almak için toplantıya çağırdı. İran’ın bu konuda yalnız olmadığı, Suudi Arabistan ve Rusya’nın da toplantıya sıcak baktığı söylenebilir. OPEC kaynaklarının aktardığına göre, enerji bakanları düzeyinde yapılacak toplantı da 500 bin ile bir milyon varil arasında üretim kesintisi alternatifi üyelerin masasında duruyor. Eğer Çin’de virüs bu şekilde bir etki doğurmasaydı OPEC ve Rusya mart ayında kesinti kararı için yeninden bir araya gelecekti. Şu anki durum dikkate alındığında üretim kesintisine kesin gözüyle bakılırken miktarın beklenenden daha yüksek olacak.

SORUN SADECE ÇİN KARANTİNASI DEĞİL: İPTAL EDİLEN SEFERLER VE ULAŞIM

OPEC’i toplantıya sevk eden, üreticileri bir hayli düşündüren durum sadece Çin’in petrol tüketimindeki düşüşten kaynaklanmıyor. Petrolün en fazla kullandığı alan ulaşım. Bunun içindeyse hava yolu taşımacılığı ayrı bir öneme sahip. "Jet yakıtı" olarak anılan rafine edilmiş yakıtın kullanımı havada uçan her araç için elzem. Ancak korona virüsüyle beraber, dünyanın önde gelen havayolu şirketleri Çin’e/den olan seferlerini ya tamamen dondurdu ya da sefer sayısını azalttı. Air Canada, American Airlines, Delta, British Airways şubat ortasına kadar Çin seferlerini iptal etti. Söz konusu havayolu şirketleri duruma göre iptallerin süresine karar verecek. Benzer biçimde Türk Hava Yolları (THY) da 3 Şubat’ta yaptığı açıklamada şubat ayının sonuna kadar Çin seferlerini iptal ettiğini açıkladı. THY seferlerini önce 9 Şubat’a kadar iptal etmişti, ancak son açıklamasında bunu 29 Şubat’a kadar uzattığını duyurdu. Bu karar diğer hava yollarının da aynı yöntemi izleyeceklerinin işareti olarak görülebilir. Üstelik martta durum düzelir mi, kesin bir şey söylemek çok zor. Yalnızca küresel hava yolları değil, China Eastern gibi Çinli şirketler de benzer bir yöntem izlediklerini duyurdu.

Hava yollarının yanı sıra gemi taşımacılığında da benzer bir durum söz konusu. Nitekim Çin’in pek çok komşusu sınırlarını kapattı. Dahası, şehirlerin karantinaya alınması, fabrikaların paydos etmesi, mağazaların kepenklerini geçici de olsa indirmesi ülke içerisinde karayolu ulaşımını da durma noktasına getirdi, buysa petrol tüketimini azaltan bir diğer faktör.

Özetle, Çin ekonomisinin virüsün yayılmasını önlemek için mola vermesi, uluslararası şirketlerin kendince aldıkları önlemler, küresel insan trafiğinin Çin yönlü neredeyse durması Rusya, ABD, Suudi Arabistan, Irak, Angola, Hindistan gibi ülkeleri, ExxonMobil, Rosneft, Shell, BP gibi şirketleri etkilemeye başladı. Küresel düzeyde en iyi senaryoda bile virüsün küresel talepte ortalama 600 bin varil gerileme yaratması bekleniyor. Buysa hali hazırda büyümesinde yavaşlama olan Çin’in daha az büyümesi, küresel ekonomideki olumlu beklentilerin yeniden masaya yatırılmasını, Çin’den yatırımlı bekleyenlerin erken sevinmemesini gerektiriyor.

Özetle virüsün yarattığı etki her zaman maske takarak ve günde 28 defa ellerinizi yıkayarak ortadan kalkmıyor, en azından ekonomik olarak.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzadığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.