YAZARLAR

Çakıcı affının adı infaz düzenlemesi oldu

Yapılacak düzenlemeyle “biraz sonra” salıverilecek olanlar var ve bunlar hayli mühim. Kadın katilleri, çocuk istismarcıları, uyuşturucu suçlarından hüküm giymiş olanlar, yasa değişikliğinden sonra “kanun gereği” olarak serbest bırakılmış oluverecek.

Kimsenin af demeyi tercih etmediği ama buz gibi af olan geçmişe dönük ceza indirimi içeren infaz düzenlemesi uzun zamandır gündemde. Erdoğan ve Bahçeli arasında anlaşmanın netleştiği yolunda haberler medyada sıklıkla yer alıyor. Geçen yıl da bu konuları konuşuyor, yazıyorduk. Yasanın çıkışı sadece Cumhur İttifakı'nın iki lideri arasındaki mutabakata kilitli halde yine ama bu sene haberler, anlaşmanın sağlandığı yönünde. Yaklaşık bir yıl önce defalarca yazmıştım bu konuyu ve Çakıcı affı olduğunu söylemiştim, bu çabaların. Yerel seçim öncesi Bahçeli tarafından ısrarla gündeme getirilmesini de seçim ittifakına iktidarı zorlamak olduğu şeklinde yorumlamıştım bu yazıda. “Erdoğan, Bahçeli’nin yerel seçim ittifakı çıkışıyla, bazı illerde AKP’nin aday göstermeyerek MHP’ye birkaç belediye başkanlığı ikram etmesini kabul ederek af tasarısını geri çektirebilir. Belki de ittifakı farklı bir şekle sokarak af tasarısının da biraz üzerinde çalışılıp değiştirilmesine rıza gösterir.”

Evet Erdoğan hem yerel seçimler öncesi teklif ilk geldiği anda ittifakı kesin bir dille ret etmiş ama sonraları kabul ederek gerçekten de MHP’ye birkaç belediye başkanlığı hediye etmişti. Ve ittifak kalıcı hale de getirildi aynı zamanda. Ve Erdoğan’ı razı etme aşaması da hala sürüyor olmalı ki hiç gündemden düşürülmeyen af tasarısı sürekli ötelenip şimdilerde 2020 Ocak ayı işaret edilir oldu.

Af teklifine hayli kılık değiştirildiği de anlaşılıyor bu süreçte, tabi haberlere, yorumlara inanmak gerekirse. Çocuk istismarcılarını salıverip çocukları hapiste tutmaya devama edeceği anlaşılan affın adı artık infaz düzenlemesi. Yargı reformu adıyla cezada indirim öngörülüyor, kulis dedikodularından oluşan haberlere göre. Kulis dedikoduları diyorum zira hiçbir yetkilinin, adıyla sanıyla verdiği bilgilere dayanmıyor, haberler. Genellikle “Ak Parti kaynakları” kod adıyla temellendirilmek istenen sözde bilgilerle meşgulüz. Habercilerin, gazetelerin, haber sitelerinin tercihi olmaktan çok politikacıların, iktidarın taktiklerinden olmalı böylesi gariplik. Müphem ve muğlak bir yargı reformu paketi ihtimali sürekli konuştuğumuz. Evet, müphem ve muğlak ama aynı zamanda belirgin de. Bu tuhaflığın sebebi kamuoyu yaratma çabası sanki. Kamuoyunda yaratılan talebin güçlendirilmesiyle belki Erdoğan, kendi kurmayları tarafından ikna edilmeye çalışılıyor. Belki de tabanda hâlâ var olan karizmatik kişiliğini korumak için bizzat Erdoğan böyle bir görüntü sergilenmesine özen gösteriyor. Tartışılır. Ama net olarak bilinen tek şey hiçbir şeyi net olmayan ikinci yargı reform paketinin içeriği hakkında sayfalarca bilgi paylaşıldığıdır. Cuma günü yayınlanan Mynet haberinde, ceza indirimi düzenlemesinde sınırların belirlendiği yazılı. “Terör, adam öldürme, cinsel suçlar, mükerrer suçlar ve uyuşturucu suçları kapsam dışı…” Dikkat edilirse organize suçlar sayılmıyor burada. Mükerrer suçlar, çeteleşme yani organize suç sayılamaz çünkü. Cinayete azmettirme sayılmıyor. Ver her zamanki gibi cinsiyetçi ifadeyle “adam öldürme” tabiri tercih edilmiş halde. Nedense insan diyemiyorlar bir türlü.

İlginç detaylar da yer alıyor haberde: “AK Parti kaynakları 'İnfazın, açık veya kapalı cezaevi dışındaki, bir şekilde yerine getirildiği hâllerde ayrıca bir indirim olmayacak. Yani çıkarılacak düzenleme, hâlihazırda cezaevinde olanları kapsayacak ve infazın dışarıda geçirilmesi olarak adlandırılacak. Bu düzenlemeden yararlanacakların şartlı salıverme veya denetimli serbestlik adı altında cezalarını cezaevi dışına tamamlamaları öngörülüyor' dedi. AK Parti kaynakları, mevcut yasalara göre hâlihazırda cezasını dışarıda geçirmeye devam edenlerin sayısının 60 bin civarında olduğu bilgisini verdi.” Denetimli serbestlik ve şartlı salıverme hükümleri uyarınca şu anda zaten cezaevinde olmayanlar için yargı reform(!) paketi, her hangi bir indirim düşünmüyor, habere göre. İnfaz düzenlemesinin tek kaygısı cezaevlerini boşaltmak malum ve bu haber de malumun ilanı.

Büyük büyük laflarla cinsel suçların affedilmeyeceği, kadın katillerinin, çocuk istismarcılarının salıverilmeyeceği iddialarını da bir anda çöpe atıyor aynı haber metni şu satırlarla: “İnfaz indirimi kapsamı dışında tutulan, ‘Terör, adam öldürme, cinsel suçlar, mükerrer suçlar ve uyuşturucu suçlarından’ ceza alanların, denetimli serbestlik konusundaki ‘genel düzenlemeden’ yararlanacakları belirtildi. Bu suçları işleyenler, mevcut yasalara göre kalan cezalarının sadece bir yılını dışarıda geçirebiliyorlar. Yeni yapılacak düzenlemeye göre ise kalan cezalarının son üç senesini dışarıda tamamlayacaklar. Bu durumda olanların sayısının 20 bin civarında olduğu kaydedildi.” Yapılan infaz düzenlemesinin buz gibi af olduğu da çıkıyor böylece ortaya. Bu ve benzeri haberlerle yapılan kamuoyu yaratma çabası gündeme yansıtıldığı gibi yasalaşırsa hemen serbest kalacak olanlar var. Bir de infaz yasasında bir defalık olmayacak kalıcı değişiklik neticesinde üç yıl önce tahliye edilecekler var. Yapılacak düzenlemeyle “biraz sonra” salıverilecek olanlar var ve bunlar hayli mühim. Kadın katilleri, çocuk istismarcıları, uyuşturucu suçlarından hüküm giymiş olanlar, yasa değişikliğinden sonra “kanun gereği” olarak serbest bırakılmış oluverecek.


Berrin Sönmez Kimdir?

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunu. Aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak akademiye geçti. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na giriş süreci üzerine yüksek lisans tezi yazdı. Halkevi ve kültürel dönüşüm konulu doktora tezini yarıda bırakarak akademiden ayrılıp öğretmenlik yaptı. Daha sonra tekrar akademiye dönerek okutman ve öğretim görevlisi unvanlarıyla lisans ve ön lisans programlarında inkılap tarihi ve kültür tarihi dersleri verdi. 28 Şubat sürecindeki akademik tasfiye ile üniversiteden uzaklaştırıldı. Dönemin keyfi idaresi ve idareye tam bağımlı yargısı, akademik kadroları “rektörün takdir yetkisine” bırakarak tasfiyeleri gerçekleştirdiği ve hak arama yolları yargı kararıyla tıkandığı için açıktan emekli oldu. Sırasıyla Maliye Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde ortalama dört-beş yıl demir atarak çalışma hayatını tamamladı. Kadın, çocuk, insan hakları, demokrasi ve barış savunucusu, feminist-aktivist Berrin Sönmez’in çeşitli dergilerde makale ve denemeleri yayınlanmıştır.