YAZARLAR

Yerli ve genç futbolcu çok da yönetici yok!

Bu ülkede genç ve yetenekli futbolcu çok var da, onların dilinden anlayan antrenörü bulup yetiştirecek, gençleri A takıma hazırlayacak antrenörleri bulacak iyi yöneticiler yok.

Türkiye Futbol Federasyonu'na daha ne kadar kötü bir başkan gelebilir diye düşünüyordum Yıldırım Demirören'in zamanında. Beterin beteri varmış, gördük. Nihat Özdemir gelir gelmez, ülke futbolunun marka değerini arttıracağını söyleyerek adım attı başkanlığına. Sonrasındaki somut adımı ise ülke futbolunun yayın gelirini düşürmesi, dolayısıyla marka değerini de düşürmesi oldu. Bunu büyük bir gururla anlatması da cabası. İzmir Ticaret Odası'ndaki bir toplantıda konuşma yapan Özdemir, İzmir Ticaret Odası'nı çok ilgilendiren bir başka konuya daha değindi konuşmasında: Yabancı Kuralı!

Yabancı konusu, bu ülkenin kültürel tarihiyle de çok ilintili bir konu. Ülke insanıyla da çok iç içe geçmiş bir şey. Yabancı hayranlığı ve yabancı düşmanlığı arasında gün aşırı medcezir yaşar sokaktaki insan. Futbol konusu da böyle. 2015'e kadar yabancı futbolcu sayısını sınırsız bırakalım diyenlerin sayısı çokken, son 4 yıldır ise bu sesin yerini tam tersine yabancı sınırını kısıtlama almış durumda. Uyarayım, bu iki fikir arasındaki dönüş bir muhalefet değil, omurgasızlık.

A Milli Takım en iyi dönemini yaşarken, 4 tane takımla Avrupa kupalarında mücadele ederken hangi verilerle yabancı futbolcuların ülke futboluna zarar verdiği kanısına varıldı ve sayılarının azaltılması yönünde adımlar atılacağı yönünde açıklamalar yapıldı bilemiyoruz. Zira ortaya konan tezlerin neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Bize teori hiç lazım demeyeyim ama somut bir sorun analizi gerektiği kesin.

Ülkedeki kötü futbolun nedeni yabancı futbolcu değil. Bilakis iyi futbolun nedeni bizzat kendileri. Bugüne kadar da Avrupa'da başarı kazanmış kulüp takımlarının da en büyük katkı verenleri onlardı. Zaten yabancı futbolcuyu sınırsız bırakma konusunu tartışırken de baş neden buydu. Avrupa'daki takımlarla mücadele edebilmek. Şu anda kulüp takımları Avrupa'daki takımlarla mücadelelerine Türk futbolcu olmadan çıkıyorlar. Ve başarısız oluyorlar. Ve bu sefer de bu başarısızlığın gerekçesi konuşulmuyor, sahada Türk futbolcu olmadığı gündeme getiriliyor. Bütün bir paragraf kendi içinde müthiş bir paradoksu anlatıyor.

TFF Başkanı Özdemir, verdiği her röportajda yabancı sayısını azaltacağını söylediği için, muhtemelen yabancı futbolcu sayısı da azalacak. Peki takımlar hangi Türk futbolcuları takımlarında oynatacaklar? Altyapılarından çıkaracakları gençleri. Peki o gençleri geliştirecek yetiştirecek antrenör var mı? İlla ki vardır ancak ve ancak yeterlilikleri tartışma konusu edilebilir. Ve gerçekten de oyuncu yetiştirecek antrenör yetiştirmek çok daha verimli sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.

Türkiye gibi 80 milyonluk ülkede yetenekli futbolcu sayısı tüm dünya futboluna hükmedecek seviyede olabilir. Yani 5 yıllık bir genç oyuncu yetiştirecek antrenör geliştirme programıyla bundan 10 yıl sonra Avrupa'da aklınıza gelebilecek liglerde en az 5 tane Türkiye'de yetişmiş milli takım oyuncusunun olması mümkün kılınabilir. Ancak uzun süreli projelere Türkiye'de bugüne kadar kaç tane futbol takımı, futbol oluşumu sırtını dayayarak ortaya bir futbol fikri koydu ki bugün bunu Özdemir federasyonundan bekleyelim. Üstelik genç oyuncuların şans bulamadığını, genç oyuncuların daha fazla forma giymesi gerektiğini söyleyen federasyon başkanı geldiği ilk gün söylediğinin tersini yaptığı gibi, oyuncu yetiştirme konusunda da söylediğinin tersini yaparak, genç oyuncuların A takımda kendilerine yer bulamadığında büyük saha tecrübelerini edindiği 21 Yaş altı liglerini kapattı. Bu yüzden takımsız kalan genç futbolcu sayısı 213!

Bu ülkede genç ve yetenekli futbolcu çok var da, onların dilinden anlayan antrenörü bulup yetiştirecek, gençleri A takıma hazırlayacak antrenörleri bulacak iyi yöneticiler yok. Yani sorun yabancı sayısı, futbolcu yetişmemesi, antrenör veya tesis eksiği falan değil, yönetici eksikliği. Özellikle yönetemediği apaçık ortadayken de yönetemediğini söyleyip istifa edecek yönetici.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.