YAZARLAR

Belki hayalperestim ama yalnız değilim

Spor benim için bir oyunlar dizisidir. Dolayısıyla futbol da onlardan biri olarak bir oyundur. Ve oyunda yaş, din, dil, ırk, cinsiyet sınırı olmaz. Yani spor da futbol da herkes içindir. Peki mevcut durumda gerçek bu mu? Tabii ki hayır. Modern (!) dünyada futbol bir erkek oyunudur.

Futbol dediğimizde aklınıza ne geliyor? Nasıl bir oyun mesela? Erkek gibi mi oynamak lazım sahaya çıktığınızda? Yoksa Fikret Orman’ın tabirinde geçen gibi ‘Karı gibi oynamamak mı lazım’ bu oyunu? En nihayetinde kimleri kapsayan bu oyun, futbol? Ya da oyun mu? Futbol dendiğinde ne hayal ediyorsunuz?

Herkesin bu sorulara bir cevabı vardır illa ki. Benim cevaplarımı okumak isteyenleri ise şöyle aşağıdaki satırlara beklerim.

Aslında benim söyleyeceklerimin ana fikrini John Lennon yıllar yılla önce söylemiş de ben futbola ve spora evireyim. Her şey düşlemekle başlar. Eğer birileri düşlememiş olsaydı, zaten futbol da olmazdı. O sebeple benim özelinde futbol genelinde spor için bir hayalim var tabii ki.

Spor benim için bir oyunlar dizisidir. Dolayısıyla futbol da onlardan biri olarak bir oyundur. Ve oyunda yaş, din, dil, ırk, cinsiyet sınırı olmaz. Yani spor da futbol da herkes içindir. Peki mevcut durumda gerçek bu mu? Tabii ki hayır. Modern (!) dünyada futbol bir erkek oyunudur. Kadınlar da oynar ama kendilerine kadar. Kimsenin umurunda olmaz. Olmamalıdır da zaten. Genel beklenti bu yönde. Peki ya dünyanın bir yerlerinde bunun doğru olmadığını düşünenler varsa.. İşte o zaman bir kıvılcım yakılabilir. Yakıldı da zaten. Uluslararası bir ağ olan FARE Network’un her yıl Ekim ayında düzenlediği #FootballPeople kampanyası bu sene 60 ülkeyi aynı şemsiye altında topladı. Kampanyanın Türkiye ayağı için İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde buluşuldu. “Kapsayıcı Futbolu Düşlemek” sloganıyla çıkılan yolda “Birlikte öğrenip birlikte güçleneceğiz ve Futbolda Cinsiyetçiliğe Son! diyeceğiz çünkü #FutbolHerkesİçindir!” diye bağırıldı.

Türkiye’de maalesef ki bu tür hamleler henüz bebek adımlarını atıyor. O sebeple bir anda kitleleri bir araya getirip etkin bir sonuç elde etme yolunda doğru fikirler çıkmayabiliyor. Bu etkinlik de benzer bir sonuç doğursa da temelde yaptığı çok önemli bir şey vardı. Kadın futbol kulüp ve takımlarından, lgbt+i / queer futbol kulüp ve takımlarından oyuncular, akademiden, sivil toplum kuruluşlarından, spor medyasından, futbolda kapsayıcılık alanında düşünen ve çalışan temsilcilerden isimleri bir araya getirmek. En azından bir dirsek teması kurulmasını sağlamak. Türkiye’de futbolun sadece erkekler tarafından oynanan bir oyun olmadığını, önemli bir kuruluşu arkanıza alarak söylemek gibi bir işlevi de üstlenmiş oldu bu konferans.

Sonuç mu? Evet, orası biraz güdük. Katılımcı derseniz göz ardı etmemiz gereken seviyede. Gazete Duvar dışında basın ilgisi ise yok.

Ama dedim ya bunlar ilk adımlar. Hele önce bir düşleyelim, deneyelim. Belki yenileceğiz bu yolda. Belki de devrilmez denilen tabunun altını iğne ile kazmaya devam edeceğiz. Ama bir gerçek var. Günün sonunda bir gerçek daha çok insan tarafından görülsün diye onlarca bu işin sıkıntısını yaşayan kişi dertlerini anlattı, içini döktü.

John Lennon’un dediği gibi “Belki bana hayalperest diyebilirsiniz ama ben tek başıma değilim. Umarım sen de bir gün bize katılırsın.”


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’