YAZARLAR

Kadınların katline duyarlılığınız(!) samimiyetsiz

Bir kadın daha katledildi sokak ortasında. Tüm spor camiası yine tepkisini dile getirdi. Şu iki cümledeki yine ve daha, ölümlerin bitmeyeceğini gösterilen tepkilerin de çözümsüzlükten başka bir şey olmadığının göstergesi.

Emine Bulut, bir kadın daha sokak ortasında, olay yerindeki herkesin, kendi evladının gözleri önünde bir erkek tarafından katledildi. Olayın videoya çekilerek sosyal medyada paylaşılması yaşanan vahşeti neredeyse capcanlı bir yayınla gözler önüne serdi. Olayın bu kısmını toplum bilimciler gelişen teknolojiyle gerçeklik algısının değişimi üzerinden yorumlamalı ve gerçekten herkese medya kullanımı ve medya okur yazarlığı dersi verilmeli. Herkesin video çekebilmesi bazen iyi olabilir de ancak gerçekten yapması gerekeni, yani ilk yardım müdahalesini yapması gerekirken video çekmemesi gerektiğini de bilmeli insan.

Emine Bulut'un katli, tüm futbol ve spor kulüplerinin, tüm camiaların kadın cinayetleri konusunda tepkilerine neden oldu. Başakşehir'den, Konyaspor'a, Galatasaray'dan, Beşiktaş'a kadar kulüpler sosyal medya hesaplarından ve sitelerinden açıklamalar yayınladılar. Taraftar grupları kadın cinayetlerini kınayan paylaşımlarda bulundular. Türkiye Futbol Federasyonu da kısa sürede Gençlik ve Spor Bakanlığı ile bir araya gelerek maçlar öncesinde saygı duruşu aldı. Peki bu yeterli mi, hatta samimi mi?

Hiçbirinin samimiyetine inanmıyorum! Özgecan Aslan öldüğünde de aynı duyarsızlığı(!) gösterdi hepsi, bir başka kadın cinayeti yaşandığında da! Milyonlarca insanı etkileyebilecek güce sahip olan kulüplerin her bir kadın cinayeti sonrası yaptıkları tek şey sıradan bir fotoşopla görsel paylaşmaktan başka bir şey değil. 2010'dan bu yana 1964 kadın öldürülmüş. 1964 kere fotoşop paylaşsa futbol/spor takımları, taraftar grupları, federasyonlar yine hiçbir işe yaramayacak. Yine aynı samimiyetsizlikte kalacaklar.

DEDİĞİ İLE YAPTIĞI TUTMUYOR

Örneğin, en samimiyetsiziyle başlayalım. Tabii ki Başakşehir. İstedikleri kadar maç öncesi, maç sonrası, maç sırası takım, futbolcu, taraftar kulüp Emine Bulut'un öldürülmesi hakkında duyarlımsı açıklama yapsın, inandırıcı olamayacaklar. 24 Nisan 2019'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi toplantısında CHP grubunun kurulmasını önerdiği “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu” AKP oylarıyla reddedildi. Meclis'te 1. Başkan Vekili de, Başakşehir'in Başkanı da Göksel Gümüşdağ. Kadınların eşleri, ailelerindeki erkekler ya da sevgilileri tarafından öldürülmeleri toplumsal cinsiyet eşitliği bilinci olmamasından kaynaklanan bir durumken, Başakşehir'in Başkanı bu konuda kurulması istenen komisyonun önünü tıkayabiliyor. Üstelik, cinsiyet eşitsizliğinin baş nedenlerinden biri olan "Kadın, Aile ve Çocuk Komisyonu" var bahanesiyle buna neden olunuyor. Şimdi ben Başakşehir'in yaptığı Emine Bulut paylaşımının samimiyetine nasıl inanayım? Hele ki ülkede insanların adalete olan güvenlerini yerle bir eden zat-ı muhteremin stadyum açılışında giydiği formayı müzeye kaldırmışlarken!

BASİT FOTOŞOPLU HALKLA İLİŞKİLER

Kulüpler kadınların erkekler tarafından hunharca katledilmeleri hakkında gerçekten duyarlılarsa, gerçekten bu katliamların son bulmasını istiyorlarsa, ellerini taşın altına sokmak konusunda artık samimi ve ciddi adımlar atmalılar. Taraftarlarını bu konuda eğitmeliler. Bu konuda bilinçli taraftar gruplarının ve taraftar örgütlenmelerinin bu tür çalışmaları yaygınlaştırmak için yaptıkları girişimlerin reddedildiğini birinci ağızlardan çok kez duydum. En azından bu vahşetin ardından kulüpler toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsiyetçi söylem konularında tüm taraftarlarını bilinçlendirici atölyelere, çalışmalara daha açık olmalı. Örneğin bir kulüp, Kadıköy Belediyesi'nin son yıllarda oldukça önem verdiği ve organize ettiği “Flört Şiddeti Farkındalık Atölyesi”ni senede 100 taraftarına açsa çok şey değişecektir. Ancak kulüpler taraftarlarına bu tür bir bilinci aşılamak için para harcamaktansa Falcao'ya 5 milyon Euro vermeye daha çok meyilliler. Bu konularda atılabilecek çok sayıda adım varken bütçesini 20 tane gol atacak emeklilik yaşına gelmiş bir futbolcuya ayıran kulübün Emine Bulut hakkında söylediğinin samimiyetine nasıl inanayım? Ucuz halkla ilişkiler paylaşımlarını neden takdir edeyim, nesine takdir edeyim?

2 HAFTA SONRA 'ANA BACI' SÖVECEKSİNİZ AÇMAYIN PANKART

Taraftar gruplarının hepsi çok güzel pankartlar hazırladılar, paylaşımlarını yaptılar Emine Bulut'un öldürülmesinin ardından. Ancak daha geçen hafta rakiplerine olan hırslarını, nefretlerini birbirlerinin anaları ve bacıları üzerinden aşağılayıcı, cinsiyetçi sözlerle dışavurarak dile getiren taraftarların Emine Bulut hakkında yaptıkları paylaşımlara ben neden inanayım, nasıl inanayım? Bu taraftarların önümüzdeki hafta yine rakiplerine olan hırslarını, nefretlerini birbirlerinin anaları ve bacıları üzerinden aşağılayıcı, cinsiyetçi sözlerle dışavurarak dile getirmeyeceğinden nasıl emin olayım, nasıl inanayım? Vasat bir yaklaşımla, "Ama sözü edilen şeyi fiile döndürmüyoruz k" diyerek kendini savunan, temize çıkarmaya çalışan taraftarlar varsa geri adım atsınlar. Dediklerini bir kez daha düşünsünler. Bir insan sinirlendiği anda beynine sağlıklı düşünebileceği biçimde oksijen gitmez ve bilinçaltında ne varsa o ortaya çıkar. Hırsını sönümlendirmek için yapmak istediğini dile getirir ve eğer ki bunlar karşısındakinin anası ve bacısı hakkında aşağılayıcı, cinsiyetçi sözlere dökülüyorsa uygulamaya yelteneceği ilk fiil de bu olacaktır. O yüzden önce diline hakim olmayı bilmeli taraftar grupları. Sonra yaptıkları pankartların gerçekten onların duyarlılıklarını sergilediklerine inanırım.

Bundan 3 hafta sonra bekaret simgesi olarak yine Japon bayrağı açacaksanız, stadyuma şişme bebek sokacaksanız, rakibiniz için kına gecesi organize edip video çekip paylaşacaksanız, tecavüzü meşrulaştıran pankartlar asacaksanız dün öldürülen Emine Bulut'a üzüldüğünüz konusunda beni ikna edemezsiniz. Bu konuda gerçek bir duyarlılık göstermek ve çözüm üretmek isteyen taraftar grupları varsa da kulüplerinin adım atmasına gerek kalmadan kendi aralarında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, flört şiddeti atölyelerini düzenleyebilirler. Taraftar derneklerinin bu konuda adım atmalarını teşvik etsinler. Olumsuz cevap veriyorlarsa da ifşa etsinler ki kim bu konuda ciddi kim değil bilelim öğrenelim.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun kadın cinayetleri hakkında aldığı maçlar öncesi 1 dakikalık sessizlik ve siyah pankart uygulaması yeterli mi? Değil! Çünkü bu olaylar susarak değil, konuşarak çözülür. Kulüplerin gönlü olsun diye her sene bir tanesinin efsanesinin adının verildiği sezonları isimlendirme uygulamasının gerçekten işe yaramasını istiyorsanız, sezonların adlarını, Emine Bulut, Özgecan Aslan olarak belirlemeniz çok daha iyi olur. Hatta 31 günde 31 kadının katledildiği bu ülkede sezon içindeki 34 haftanın da hepsine öldürülen kadınların ismini verirseniz bu olayların çözümü açısından gerçekten bir adım atmış olursunuz. Yoksa yaptığınız her şey kuru pilavdan da daha tatsız kuru bir 'PiaR'*

*PR – Public Relations – Halkla İlişkiler


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.