YAZARLAR

Belediyelere kayyım, ormanlara kayyım!

70’lerde Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalakoy tam da şimdiki gibi görevden alınmıştı. Şimdiki gibi diyorum, çünkü suçu işçi grevlerine destek vermekti, yani o zamanın teröristi idi. Vedat Dalokay görevden alındığını ilk duyduğunda, “Yasa dışı. Anayasa dışı bir yazı üzerine, işi bırakıp gidersem, bir Anayasa suçu işlemiş olurum” dedi ve  belediyeyi terk etmedi.

Salda Gölü’ne 140 bin metrekare inşaat, Kazdağları’nda 398 maden ve üstüne söndürülemeyen İzmir orman yangını. Doğa için zerre kadar kılını kıpırdatmayan, bir uçak için bahane üreten bir devlet. Hepimiz çok utandık, çok sıkıldık.

Hafta başı Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanları yerine kayyım atanması ile utancımız bir kat daha arttı. Dile kolay, 22 defa ağır ceza hakimleri, cumhuriyet savcıları soruşturmuş, kovuşturmuş ve de bir tane davalık bir konu bulamamıştı. Ama iktidar için nasıl doğa için kılını kıpırdatmak gibi bir dert yoksa, toplum için de yoktu. Öyle olsaydı Sayıştay’ın Kamu İdareleri Denetim Raporu’nda tespit edilen 13 kayyımın 196 usulsüzlükler konusunda işlem yapardı.

Ama söyleyelim, Salda Gölü’nde betona, Kazdağları’na altın madenine, İzmir’de yangına yol verme nasıl yaşam için bir darbe ise kayyım meselesi eksiksiz bir demokrasi darbesidir.

Ama birleşik kaplar hikayesi. Hepsi aslında aynı politikanın sonucu. Aslında birini durdurmak, durdurabilmek bile sonrakini kurtaran bir şey. Fakat ilişkiyi kurmadan, resmi görmeden olmaz. Bu resmi siyaset göstermez, hatta saklar.

3 KAYYIM, 3 MİLYAR TL’DEN FAZLA BORÇ!

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin geçmiş kayyımı Cumali Atilla sadece makam odasına tam 2 milyon 127 bin 725 lira harcamıştı.

Giderken 759 milyon TL borç bıraktı.

Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyımı Vali Mustafa Yaman kentte ağırlanan AKP’li milletvekilleri, yöneticiler ve bakanlar için belediye bütçesinden, “yemek bedeli” olarak toplamda 1 milyon 436 bin 345 TL özel kalem harcaması yaptığı açığa çıkmıştı.

Giderken 1 milyar TL’nin üzerinde borç bıraktı.

Van Büyükşehir Belediyesine atanan kayyım ise, 3 yıl içerisinde belediyeye 1 milyar 389 milyon TL borç bıraktı.

Kayyımlar bir o kadar mülkü bedelsiz olarak birilerine devretti. Bir o kadar ihaleyi kendi şirketlerine verdi. Sadece 3 kayyım 3 milyar TL’den fazla borç bıraktı ama topluma maliyeti geçmişlerinin ve geleceklerinin satılması oldu.

Bu resmi böyle görmeyenler aslında orman yangınlarını anlayamayacak. Salda meselesini, Kazdağları meselesini ve pek çok meseleyi hiç anlamayacak.

KAYYIM YIKIMI ORMAN YANGINLARINDAN BÜYÜK

3 kayyımın borçlanması halkın bugünü ve geleceğinin çalınması demek. Aslında söndürülemeyen orman yangınları da aynı şey değil mi?

İçimizi acıtan orman yangınları ile bizi utanca boğan kayyım meselesinin boyutlarını yan yana koyduğumuzda çok farklı şeyler ortaya çıkıyor.

Yangından sorumlu kurum olan Orman Genel Müdürlüğü 2015’de 18 bin 73 memur, 13 bin 413 işçiye sahipmiş. Sanki kayyım gelmiş 2018’de memur sayısı 16 bin 494’e, işçi sayısı  10 bin 667’e düşmüş. Yani 1579 memur ve 2746 işçi eksilmiş.

Neden? Orman yangınları mı azaldı? 2015’de 2150 orman yangını çıkarken 2018’de tam 2167 yangın çıkmış. Sayısal olarak hiç azalma yok. Daha az alan mı yandı? 2015’de 3219 hektar yanarken 5664 hektar da 2018’de yanmış.

Belki çok güzel aletler, makineler almışlardır, bilmiyor olabiliriz. 2015 yılında OGM’nin orman yangınları ile mücadeleye ayırdığı kaynak 891,1 milyon TL. Peki 2018’e gelindiğinde ne kadar artmış? Ülkede her şey artarken, orman yangınları durmazken herhalde bir milyar TL’yi geçti diye düşünebiliriz. Yok, 2018’de 884,8 milyon TL kaynak bütçede ayrılmış. 2015’den bile az.

İşin kötüsü 2018 bütçesi içinde Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesinin payı sadece 148,7 milyon TL.

ORMAN BAKANI KAYYIM OLABİLİR Mİ? 

Orman yangınlarının kalbi olan Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesinin sadece 148,7 milyon TL bütçeye sahipken kayyımlar Diyarbakır Büyükşehir’de bunun 5 katı, Mardin Belediyesi’nde 6 katı, Van Belediyesi’nde ise 9 katı kadar borç bırakmış. Yani üç ilde üç kayyım Orman Yangınlarıyla Mücadele Dairesinin yirmi katı parayı borç olarak bırakmışlar. Geleceğimize çalmışlar.

Anlayacağınız ormanları daha çok kaybettikçe demokrasiyi de daha çok kaybetmişiz. Öyle ki 2018’de  2015’de yanan alanın neredeyse iki katı yanmış, ama iktidar bütçeyi arttırmamış. Ormana gelince paraya kıyamamış ve aynı bütçe ile orman yangınlarına müdahale etmiş.  Yetmemiş daha az harcansın diye Orman Genel Müdürlüğünden 1579 memur ve 2746 işçiyi eksiltmiş.

Resmi detaylandırınca insan “acaba ormanın başına kayyım mı atandı?” diye sormadan edemiyor.

ÇÖZÜM

Çok açık ki ülkenin ormanları ve de demokrasi yanarken izleyici kalamayız. Çok açık ki bu kadar utanç hayra alamet değil. Net olan şu ki iktidar kaynakların ne doğaya- orman yangınlarında görüldüğü gibi- , ne de halka – son kayyım atamalarında olduğu gibi- gitmesini istemiyor. Hatta boşa gitmesinden bile memnun olduğunu söyleyebiliriz. Ortada 881 Milyon TL’lik yangın bütçesine karşılık bunun kadar Diyarbakır’da, bundan daha fazla Van ve Mardin’de kayyımlar belediyeleri borca sokulmuş.

Son süreçte HDP seçim öncesi iyi bir iş yaptı ve bir kayyım raporu yayımladı. Ama devamını getirmedi. Belediyeleri geri alınca asıl raporu hazırlayıp hesap sormadı, sordurmadı. Umarım diğerleri bunu hızla yapar, herkes yapar.

Bu süreçte ise yapılması gerekene karar vermek gerekiyor. Bu kadar utanç duyduğumuz olayların müsebbibi olanları tanıyacak mıyız, tanımayacak mıyız? Onlardan utanacak mıyız, yoksa utancımızı kendimize mi saklayacağız. O utancın gerekliliğini yapıp ormanları ve demokrasiyi yakanlara göz mü yumacağız?

70’lerde Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalakoy tam da şimdiki gibi görevden alınmıştı. Şimdiki gibi diyorum, çünkü suçu işçi grevlerine destek vermekti, yani o zamanın teröristi idi. Vedat Dalokay görevden alındığını ilk duyduğunda, “Yasa dışı. Anayasa dışı bir yazı üzerine, işi bırakıp gidersem, bir Anayasa suçu işlemiş olurum” dedi ve  belediyeyi terk etmedi. O belediye terk etmezken muhalif belediye başkanları boş durmadılar. Birbirlerini örgütlediler ve İstanbul Belediyesi’nde toplanarak bir basın açıklaması ile ortak tavır aldılar.

Ve bir hafta sonra Vedat Dalokay’a görevi iade edildi ve o zamanlar o utançtan toplum olarak kurtuldular.

Bugün kayyım politikası nasıl çözülür bilmiyorum ama tarihimizden nasıl çözüldüğünü çok iyi biliyoruz.

Kaynaklar:

OGM Performans Programı 2015 ve 2018 https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/PerformansProgrami/Forms/AllItems.aspx


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.