YAZARLAR

398 defa Kaz Dağları

Kaz Dağları’nın Çanakkale tarafı ülkede en fazla altın madeni işi olan, en fazla kömür santraline, en fazla ekolojik yıkım projesine sahip. Öyle ki Kaz Dağları’nın Çanakkale tarafında 398 yerde maden aranıyor, maden çıkartılıyor. 398 yerde ağaç kesilmiş, kazma vurulmuş, iş makinesi doğayı parçalamış.

İktidar için garip günler. Daha bir ay önce ODTÜ’de kavaklık bölgesine girip binlerce ağacı kestiler ve ülkeyi ayağa kaldırdılar. Yetmedi geçen hafta Salda Gölü’ne 140 bin metrekarelik inşaat yapmak için ihaleye çıktılar. O da yetmedi Kazdağı’na altın madeni, Hasankeyf’in 12 bin yıllık tarihinin dinamitlenmesi, Munzur dağlarına maden izinleri toplumu yeterince öfkelendirdi. O öfke geçen hafta muhalefetin yapması gereken şeyi yaptı ve altın maden sahasına girdi.

İktidar halkın tepkilerine kayıtsız kalamazdı. Nitekim Salda Gölü meselesinde Şehircilik Bakanı için Emine Erdoğan devreye girdi, destek çıktı. Kazdağı’na altın madeni meselesinde önce troller devreye girdi. İki argümanla yola çıktılar. Birincisi madenin Kaz Dağları’na 40 km. mesafede olduğu. İkincisi ise “şimdiye kadar aklınız neredeydi” misali söylemler geliştirdiler.

Troller bilmezler ama bu ülkede altın karşıtı hareket Bergama ile başlar. Onlar bilmediğimizi zanneder ama altın meselesi bu ülkede en büyük mücadele alanıdır. Bu mücadele her alanda sürer ve her kesimin bilgisi ve birikimi vardır. Sadece Kaz Dağları çevresindeki madenciliğin sağlığa etkilerinin bile röntgeni çekilmiştir (1), incelemenizi tavsiye ederim.

ALAMOS KAZ DAĞLARI’NA 8 BİN 100 KİLOMETRE UZAKTA

Ama daha trajik olan madenin Kaz Dağları’nda olmadığı iddiası. Öyle bir kelime oyunu yapıyorlar ki Kaz Dağları’nı bir zirve, bir nokta olarak görüyorlar. Evet, maden Kaz Dağı zirvesine 40 km. mesafede. Ama Kaz Dağı bir zirve ise Kaz Dağları bir bütün ekosistem. Yani Kirazlı köyü sizin için Kaz Dağı olmayabilir ama herkes için o bölge Zeus’dan bu yana Kaz Dağları’dır, hatta Anadolu’dur.

Ama asıl önemlisi madeni çıkartan şirketin kaç kilometre uzakta olduğu. Toronto merkezli Alamos Gold Inc. Kirazlı’ya 8 bin 100 km uzakta. Yani Kirazlı köyü Kaz Dağları ekosisteminin parçası olamıyor ama Kirazlı’daki maden Alamos Gold’un ekonomik sisteminin bir parçası olabiliyor.

BERGAMA’DAN BU GÜNE ALTINCILAR

Türkiye’nin ilk altın madeni üretime 2001 yılında başlasa da onun mücadelesi 90’larda başlar. O madenin sahibi ABD’li bir şirkettir. Bergama’daki maden 2005’te Koza adlı şirkete ucuza devredilir. O Koza ise daha geçenlerde FETÖ davasından cezalandırılan şirkettir. Yani altın madenine verilen tepkileri azaltmak için işi yerli ve FETÖ'cü bir şirkete vermişlerdir. O yüzden Kanadalı diye karşı çıkmak doğru değil, dil, din ırk ayırt etmeden her altıncıya karşı çıkmak gerekir.

Milliyetçi söylemin bu deneyimini bilen Alamos Gold Türkiye’de işlerini kendi adı ile değil Doğu Biga Madencilik şirketi üstünden yapar. Bu şirket Şubat 2012’de sondajla maden arama için “ÇED’e gerek yoktur” kararı aldırır. Sonra başlar dağı delmeye. Madeni tespit eder ve ardından 2013 yılında ÇED başvurusu yapar. Devlet çok yardımcı olur. 15 Ağustos 2013 tarihinde Çanakkale Valiliği “ÇED olumlu” kararı verdiğini duyurur. (2)

Yani Bergama’daki ilk maden işletmesinden bu yana hayat altıncıya güzeldir.

Tabii ki halk boş durmaz ve bu ve benzeri bir dizi projeye karşı mücadele eder. O dönemde bir değil tam dört projenin ÇED’ine karşı dava açar ve yürütmelerini durdurur. Bu projeler altın ve gümüş işletmesine geçmeye hazırlanan Chesser Şirketi’nin Lapseki’deki, Kuzey Biga Madencilik’in Çan'daki, Doğu Biga Madencilik Şirketi’nin Çanakkale Kirazlı’daki, Tüprag Metal Madencilik Şirketi’nin Bayramiç Muratlar Köyü’ndeki altın ve bakır işletmeleridir. Yani bir değil tam dört proje dört koldan kenti sarmıştır.

Halk bir yılda tam dört projeye kafa tutmuştur. Ama halkın o gün dava açtığı bu dört proje dışında durdurulmuş, engellenmiş, çekilmek zorunda bırakılmış Bahçeler, Kısacık, Demirtepe altın madeni gibi başka projeler de vardır.

SAYILARLA KAZ DAĞLARI GERÇEĞİ

Asıl hikâyemize dönelim. 2013’de Alamos’un maden projesinin ÇED’i durduğu hâlde bu tesis bugüne gelir. Çünkü Kaz Dağları’nda sorun çok başkadır. Halk bir proje durdurabilir. Hatta dört proje bile durdurduğu olmuştur. Ama hayat hiç de adil değildir. Bazı veriler paylaşayım ve trajediye siz karar verin.

İKİ: Doğu Biga Madencilik firmasının web sayfasına göre Kaz Dağları’nda sahip olduğu diğer iki altın projeleri. Diğer ikisi Ağı Dağı ve Çamyurt Projesi. Yani şirket üç proje ile Kaz Dağları’nı yok ediyor.

ÜÇ: Valilik kayıtlarında Sadece Kirazlı Köyü’ndeki “ÇED gerekli değildir” kararı verilen maden projesi sayısı. Diğer ikisi bazalt ocağı ve halloysit ocağı. Yani köy delik deşik.

SEKİZ YÜZ: 2002-2018 yılları arasında Çanakkale Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilen proje sayısı. Bunun 200 tanesi tarım, gıda, hayvancılık. Geri kalanı ise ulaşım, maden, sanayi gibi projelerdir.

ÜÇ YÜZ DOKSAN SEKİZ: Çanakkale Valiliği tarafından “ÇED gerekli değildir” kararı verilen maden projesi sayısı. Yani 398 yıkım projesi. Bunların üç tanesi çimento kili ocağı, 22’si maden arama ve sondaj arama işi.

DOKUZ YÜZ SEKSEN DÖRT: 1993’ten bu yana Çanakkale’de “ÇED olumlu” kararı verilmiş proje sayısı. İlginç olan 1993-2002 arasında, yılda ortalama 19 proje ÇED olumlu kararı alırken sonrasında yılda 35 proje ÇED olumlu kararı almış. Yani 2002 sonrası Kaz Dağları’nın Çanakkale tarafında işler kötüleşmiş. Anlamak için basit bir örnek verelim. ÇED olumlu kararı alanların başında kömürlü termik santralleri gelir. Bugün Çanakkale’de 3575 MW'ı işletmede, linyit ve ithal kömür yakan yedi termik santral var.

Anlayacağınız, Çanakkale yıkımın kentidir. Ülkede en fazla kömür yakılan, en fazla altın madeni projesi olan kenttir.

Çanakkale’de bakanlık tarafından “ÇED olumlu” kararı verilen projelerin kümülatif sayısı

DOKUZ YÜZ KIRK YEDİ BİN: Devletin 2017 yılında ülkedeki bütün madenlerden aldığı “devlet hakkı”. Tam olarak 947 bin 418 TL almış. Orman Genel Müdürlüğü'nün 83 bin 538 TL’sini de eklemeyi unutmayalım. Yani 9 bin 942 işletme ruhsatı, 2 bin 237 işletme talepli arama ruhsatı olan projeden kalan para bir lüks konut parası bile değil.

Şimdi bu sayıları gördünüz. Yan yana yazarsak büyük bir skandal çıkar ortaya. Sadece Kirazlı köyünde üç madenin olması ve Alamos Gold’un Kaz Dağları’ndan üç altın madenine sahip olması, valiliğin 800 projeye "ÇED gerekli değildir" kararı verirken bunun 398 tanesinin maden olması ne feci. Kaz Dağları’na tam 398 hançer saplanmış. Bir de üstüne "ÇED olumlu" kararı verilen 984 projeyi ekleyin. Karşınıza bir yıkım filmi çıkar. Unutmadan, Kazdağı’nın bir yüzü Çanakkale ise diğer yüzü Balıkesir’dir. O konuya şimdilik girmiyorum.

EKOLOJİK YIKIMIN ADI ÇANAKKALE

Böyle bir resimde Çanakkale Belediyesi’nin varlığını yok saymayalım.

Çanakkale’de bu yıkım son 10 yılın işi.

10 yıl evvel bir kömürlü termik santrali varken şimdi yedi santral var.

10 yıl evvel bir tane bile altın üretimi yokken Lapseki’de altın üretimi yapan bir saha var. Üstüne Alamos’un ise hazırlıklarını yaptığı üç projeyi daha ekleyin.

10 yıl evvel "ÇED gerekli değildir" kararı alan 300 kadar proje varken şimdi 800 tane var.

10 yıl evvel “ÇED olumlu” kararı olan 438 proje varken şimdi 984 proje var.

10 yıl evvel adı bile anılmazken şimdi kocaman bir Çanakkale Köprüsü var.

Nasıl olabiliyor bu?

Bu projeler halkın durdurduğu projeler dışında kalanlar, yani durduramadıkları projeler. Ayrı bir liste ile durdukları, kilitledikleri, dava açtıkları, ÇED’i için Ankara’ya geldikleri, itiraz dilekçesi için kapı çaldıkları onlarca projeyi biliyoruz ve buraya ekleyebiliriz.

Ama Çanakkale Belediyesi'nin böyle bir resimde hiç yeri yok mu? Durdurdukları proje var mı bilmiyorum. Varsa öğrenmek isterim. Asıl önemlisi bin 784 projenin binden fazlası son 10 yılda olurken belediye ne yaptı?

Tek bildiğim kendi içme suyu havzasına yapılan altın madeni ile ilgili geçen yıl Danıştay önemli bir karara imza atarken Alamos ağaç kesmeye devam etti ve belediye sadece suç duyurusu (3) ile yetindi.

Daha kötüsü Vicdan ve Su Nöbeti'nde yaşandı. O gün maden sahasına girildi, sembolik fidan dikildi. Sizi bilmem ama benim içim acıdı. Acıdı çünkü sıcaklık rekorları kırılan bir tarihte sırf sembolik diye fidan dikilmez. Hele gözünüz gibi bakmayacaksınız dikemezsiniz. Acıdı çünkü ağaç kesen bir altın madenine girip fidanı dikip onu orada bırakıp arkanızı dönüp çıkıp gitmezsiniz.

Kirazlı’da Alamos’un altın madeni meselesi sadece bir maden meselesi değildir, ekolojik yıkımın zirve noktasıdır artık. Kaz Dağları’nın Çanakkale tarafı ülkede en fazla altın madeni işi olan, en fazla kömür santraline, en fazla ekolojik yıkım projesine sahip. Öyle ki Kaz Dağları’nın Çanakkale tarafında 398 yerde maden aranıyor, maden çıkartılıyor. 398 yerde ağaç kesilmiş, kazma vurulmuş, iş makinesi doğayı parçalamış.

Sayılar çok şey anlatıyor. Bu sayılar Kaz Dağları’nın kazılmaya değil korunmaya ihtiyacı olduğu söylüyor.

(1) https://www.ttb.org.tr/kutuphane/kazdaglari.pdf

(2)  Duyuru: https://canakkale.csb.gov.tr/ced-olumlu-karari-duyurusu-duyuru-3520

(3) http://www.tema.org.tr/web_14966-2_1/entitialfocus.aspx?primary_id=1961&type=3&target=categorial1&detail=single&sp_table=&sp_primary=&sp_table_extra=


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.