Galatasaray'da borç yapılandırması ve uzantıları
Beşiktaş, borç yapılandırmasına gittiğinde Galatasaray yönetimi Galatasaray'da henüz böyle bir şeyin yaşanmayacağını bildirmişti. Neden? Çünkü Falcao'nun transfer gündemi daha yeni yeni filizleniyordu. Transferde yol alınmamıştı. İlk bakışta çok akıllıca görünebilir.
Araç sürerken her ne kadar şeritleri yutmamaya çabalasanız da veya hız seviyenizi belirli bir ortalamada tutsanız da bazen ters yönde son sürat gelen aracın size çarpmasına mani olamazsınız. Bundan tam üç hafta önce bir haber düşmüştü bütün spor kanallarının kırmızı şeritlerine ve birçok gazetenin manşetini süslemişti. Beşiktaş borç yapılandırmasına gitmişti. Bankalar Birliği ile beş yıllık bir sözleşme yapmıştı. Bu konuyu köşemde işlemiştim hatta katıldığım TV ve radyo programlarında da anlatmıştım. Daha sonra bu meseleyi rafa kaldırmaya karar vermiştim ki “bam” haber klavyemin tam üstüne düştü. Galatasaray borç yapılandırmasına gitti ve bunu resmi sitesinden de kamuoyuna duyurdu.
Beşiktaş'ı ele alarak bu konuyu enine boyuna tartışmıştık hatırlarsanız. Borcun birkaç sene içinde nasıl bir hacimden ne gibi bir hacme ulaştığını bütün rakamlarıyla açıklamıştık. Mutlaka “Türk futbolunda kaçınılmaz son: Sahiplik” yazısına bir göz atmalısınız. Ben çok kısa bir süre zarfında Galatasaray Kulübü'nde de bunun yaşanacağını iddia etmiştim. Her ne kadar Galatasaraylı yöneticiler mevcut durumda buna gerek duymadıklarını açıklasalar da. Yani kısaca “ben demiştim” diyebilirim.
Beşiktaş Kulübü, borç yapılandırmasına gittikten sonra en azından gayet şeffaf bir yönetim politikasıyla sözleşmenin detaylarını ve hatta rakamlarını açıklamıştı. Oysa Galatasaray'ın borç yapılandırmasıyla alakalı gerçek anlamda hiçbir şey bilmiyoruz. Hatta Galatasaray yönetiminin KAP'a yani Kamuyu Aydınlatma Platformu'na bildirdiği açıklamayı şuraya hemen bırakalım:
“Şirketimiz, Aktif Bank, Denizbank ve Ziraat Bankası'ndan oluşan konsorsiyum ile mevcut finansal borçlarını 2 yılı anapara ödemesiz olmak üzere 5 yıl vade ile yapılandırma sözleşmesi imzalanmıştır. Hem Kulübümüz hem de Türk Futbolu için hayırlı olmasını dileriz”
Aslında bu Beşiktaş Kulübü'nün KAP'a gönderdiği açıklamanın bir nevi “copy-paste”i ama en azından orada rakamlar medyaya ulaştırıldı. Tutun ki yarın bir gün Galatasaray Kulübü de bir şekilde öyle ya da böyle bu rakamları servis etti diyelim. Ne fark edecek? Gerçek resmin detayı bu bile değil. Bu sadece işin kenar süsleri.
Asıl meseleye dönecek olursak Galatasaray Kulübü son bir aydır kimi transfer etme çabasında? Monaco'nun Kolombiyalı yıldızı Radamel Falcao. Beşiktaş, borç yapılandırmasına gittiğinde Galatasaray yönetimi Galatasaray'da henüz böyle bir şeyin yaşanmayacağını bildirmişti. Neden? Çünkü Falcao transfer gündemi daha yeni yeni filizleniyordu. Transferde yol alınmamıştı. İlk bakışta çok akıllıca görünebilir.
Geçen günlerde Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, transfer ve harcamalarla ilgili sorulara Ajax örneğini vererek bir açıklama yapmıştı. Avrupa'daki takımlar ve bütçelerle ilgili konuşmuştu. Ya orada bir muhabir çıkıp sormuyor ki 'Ajax'ın ne kadar borcu var?' veya 'Ajax, Bankalar Birliği ile herhangi bir borç yapılandırmasına gitmiş mi?' Hatta daha ileri gidiyorum: 'Ajax, batık pozisyonunda mı?' Evet, şu anda futbol ekonomik düzeninde gerçek şu ki birkaç kulübün dışında bütün kulüpler 'batık' pozisyonda.
Şimdi biraz rakamlara göz atalım. Şu anda Bankalar Birliği ile ne kadarlık bir anlaşma yapıldı bilmiyoruz ama geri kalan rakamlar şöyle: Galatasaray Kulübü'nün şu an itibariyle 1.4 milyar lira net borcu, 3 milyar 19 milyon 200 bin lira ise toplam borcu var. Galatasaray son iki sezonun şampiyonudur. Şampiyonlar Ligi gelirleri, şampiyonluk gelirleri, TV yayın gelirleri ve sponsorluk gelirlerine rağmen borçlar ciddi anlamda artış göstermiştir. 2017 yılında belirtilen net borç 1 milyar 265 milyon 435 bin lira, toplam borç ise 2 milyar 883 milyon liraydı. Şimdi beş sene geriye gidelim. Çünkü mevcut borç düzeninde yapılan sözleşme önümüzdeki beş yılın sonunu kapsıyor ya. Mevcut rakamlardan beş sene geriye gidelim ki bizi beş sene sonra neyin beklediğini az çok hayal edebilelim. 30 Eylül 2014'te Galatasaraya Divan Kurulu'nda açıklanan net borç 811,5 milyon lira. Gerisini siz düşünün.
Beş sene sonra şu anda Bankalar Birliği ile yapılan sözleşmenin şartları yerine getirilmediğinde nasıl bir süreç yaşanacak? Ben bu soruyu üç hafta önce de sormuştum. Televizyonlarda şu anda izleyicilere benim terimimle 'sosyal anestezi' uygulanmaktadır. Varsa yoksa Radamel Falcao gelecek mi gelmeyecek mi? Tamam gelsin. Gelsin de bakalım beş sene sonra Türk futbolunun başına ne gelecek? Bunlar son çırpınışlar. Daha önce söylemiştim, söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim; mezarlıklardaki “Her fani bir gün ölümü tadacaktır” yazısı gibi “Her kulüp bir gün sahiplik düzenini tadacaktır.” Ama bu gereklilik veya ekonomik profesyonelleşme ile alakalı değil, zorunluluk olarak gerçekleşecektir.
Yusuf Yazıcı için Lille doğru adres mi?