YAZARLAR

Genç sanatçıları desteklemeye devam etmek gerek

Onuncu yılı vesilesiyle özel bir seçkiyle karşımızda olan Genç, Yeni, Farklı sergilerini Zilberman Gallery’nin kurucusu Moiz Zilberman ve küratör Burçak Bingöl’le konuştuk.

2009 yılında Zilberman Gallery’nin genç sanatçıları desteklemek amacıyla başlattığı Genç, Yeni, Farklı sergileri onuncu yaşında. Galerinin sanatçılarından Burçak Bingöl’ün küratörlüğünü yaptığı Genç, Yeni Farklı 10: Devam Etmek Gerek sergisi şu ana kadar bu sergilerde yer almış sanatçıların (biri hariç) yeni işlerini bir araya getiriyor. Eda Aslan, Özgür Atlagan, Alpin Arda Bağcık, Zeynep Beler, Sevinç Çalhanoğlu, Nazlı Erdemirel, Gizem Karakaş, Zeynep Kayan, Gülşah Mursaloğlu, Ali Şentürk, Ezgi Tok ve Hasan Özgür Top’un işlerinin yer aldığı sergi 17 Ağustos tarihine kadar görülebilir. Galerinin kurucusu Moiz Zilberman ve küratör Burçak Bingöl’le GYF’nin tarihini ve onuncu yıl sergisini konuştuk.

Öncelikle Genç, Yeni, Farklı sergilerinin başlangıcına gidelim. 10 yıl önce GYF’ye başladığınızda genç sanatçılar için nasıl bir ortam vardı? Bir yandan başka kurumların genç sanatçılara yönelik yarışmaları, sergileri devam ediyordu. Sizin GYF'yi başlatmanızdaki sebep neydi? Diğer kurumlar yarışma formatında genç sanatçı etkinlikleri düzenlerken siz neden yarışma dışı bir format tercih ettiniz?

Moiz Zilberman: Ben her zaman genç sanatçılara inandım ve Türkiye’de çağdaş sanatın geleceğinin genç sanatçılara verilecek olan destekle bağlantılı olduğunu düşündüm. Bundan on yıl önce yapılan yarışmaların sayısının yetersiz olduğunu ve gençlere daha fazla olanak tanınması gerektiği düşüncesiyle yola çıkarak böyle bir seçki yapmayı istedik, galiba da çok doğru bir şey yaptık. Özellikle de GYF’yi yarışma olarak değil, seçki olarak tanımlamak istedik ve misyonumuz tam olarak gerçekleşti. Buradan genç sanatçılara İstanbul’da iyi bir galeride görünme imkanı vererek, onların sanatsal geleceklerinin ilk adımını veya başlangıçtaki adımlarından önemli bir tanesini atmalarına imkan vermeyi amaçladık. Nitekim oldu da, ‘Genç yeni Farklı 10’ da bunun bir ispatı.

Türkiye’de genç sanatçılara destek çoğunlukla bizim gibi tamamen özel sektör tarafından finanse edilen projelerle sağlanıyor ve benim bildiğim kamudan gelen herhangi bir destek yok. Son yıllarda gerçekleşen ve bildiğimiz Akbank Günümüz Sanatçıları ve BASE İstanbul gibi birkaç başarılı ve devam eden seçki var. Maalesef artık Siemens Sanat’ın Sınırlar Yörüngeler seçkisi devam etmiyor.

Mamut Art Project ve BASE İstanbul daha çok sayıda sanatçının ve işlerinin görüldüğü sergiler oluşturuyorlar. Şunu tekrar söylemek istiyorum ki bunlar elbette desteğin verildiğini gösteren etkinlikler, fakat en başta da dediğim gibi tamamen özel sektör finansmanlı desteklerden bahsediyoruz. Mamut Art Project bir fuar konseptinde gerçekleştiriliyor, BASE ise biraz daha uzun sürüyor ve konuşmalarla destekleniyor. Bunun doğru bir model olduğunu düşünüyorum. Bu tür proje ve yarışmaların genç sanatçılar üzerinde çok pozitif etkileri var: görünürlükleri artıyor, kendilerini ifade edebilecekleri platformlarda yer alıyorlar, diğer genç sanatçılarla, usta sanatçılarla ve koleksiyonerlerle tanışıyorlar. Pozitif etkiler bunlar. Negatif etki olarak ben bir tek şunu söyleyebilirim; bazı yarışmalarda parasal ödül ya da birincilik, ikincilik, üçüncülük çok fazla ön plana çıkartılıyor. Ödül olduğu zaman, yani bir sıralama olduğu zaman bunun bu sıralamaya giremeyen sanatçılar üzerinde moral olarak negatif etkileri oluyordur. Biz galeri olarak ilk günden beri bunu doğru bulmadığımız için bir ödül koymadık. Ama her zaman ‘Genç Yeni Farklı’ya katılan genç sanatçılara bir katılma ücreti ödüyoruz. Bu ücret işlerini üretmeleri için onlara destek oluyor. Satışlı bir sergi yaptığımız için de satış olduğu taktirde kendi paylarını alabiliyorlar. Dolayısıyla bunu doğru bulmadığımı söylemek istiyorum ama bu benim görüşüm tabii ki.

Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz.

Bu 10 yıla baktığınızda nasıl bir tabloyla karşılaşıyorsunuz? Şu ana kadar GYF'ye katılan sanatçılarla daha sonra da çalışmalar düzenlediniz mi? Ne gibi çalışmalar yaptınız sonrasında?

Moiz Zilberman: Galerinin ilk günden beri ilan ettiği misyonlardan biri genç sanatçıları desteklemek ve onların kariyerini inşa etmek olduğu için, benim için de çok anlam ifade ediyor. GYF’ye katılan birçok sanatçı ile uzun dönemli çalışma fırsatımız oldu. Alpin Arda Bağcık ve Zeynep Kayan ile hala devam ediyor birlikteliğimiz. Ama şunu belirtmek isterim ki, seçkilerimize işleriyle katılan sanatçıların bizimle çalışma gibi bir zorunlulukları yok. Ek olarak, GYF’nin her açılışında ve sergi süresince birçok galerici, koleksiyoner arkadaşımı burada görüyorum ve bu beni mutlu ediyor. Önceki yıllarda GYF’ye katılmış olan birçok genç arkadaşımız farklı galerilerde kendilerine bir yol çizdiler ve aralarında çok başarılı olanlar oldu. Nitekim şimdi 10. yılda da bu arkadaşlarımızdan oluşan bir seçki yapıyoruz. Dolayısıyla proje doğru yolda ilerliyor gibi görünüyor.

‘Genç Yeni Farklı’ rüştünü ispatlamanın ötesinde başarısını kanıtlamış bir proje olduğu için sadece galeriler ve galericiler tarafından değil, sanat dünyasında yer alan herkes tarafından takip ediliyor. Bunun da genç sanatçılar için önemli fırsatlar yarattığını düşünüyorum. Geçen yıl galerimizin de onuncu yılını kutladık ve bu yıl da GYF’nin onuncu yılını kutluyoruz. Bu bizim için çok değerli ve önemli. Bu da galerinin kuruluşundan iki yıl sonra projeye başladığımızı gösteriyor. Yukarıda da belirttiğim gibi ‘Genç Yeni Farklı’da işlerini ilk defa gösteren birçok sanatçı bugün kariyerlerinde çok güzel ve doğru yerlere geldiler, iyi galerilerle çalışıyorlar ya da bir galeriyle çalışmasalar da doğru sergilerde yer buluyorlar kendilerine. Demek ki bu galeri bir misyonunu yerine getiriyor ve sanat dünyasına bir katkıda bulunuyor.

Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz.

Şimdiki sergiyi hazırlarken 10 yıllık sürece tekrar baktınız. Bu 10 yıllık sürece baktığımızda genç sanatçıların üretimleri hakkında neler görüyorsunuz? Sizce genç sanatçıların üretimleri nasıl dönüşümler geçirdi? İlk yıllardaki işlerle sonraki yıllar arasında ne gibi farklar ve benzerlikler var?

Burçak Bingöl: On yılda değişmeyen ortak şeyin üretim tutkusu ve heyecanının kendisi olduğunu söyleyebilirim. Bana göre zengin bir iç dünyadan beslenen duyarlı bir üretim, malzemesi ne olursa olsun kendini her zaman gösteriyor. Bu üretimler de gerek jüri değerlendirmesinde olsun gerek de sergileme esnasında fark ediliyor. Bununla birlikte malzeme ve ifade şeklinin son derece dinamik bir biçimde değiştiğini ve geliştiğini gözlemlemek de zor degil. Bu ülkenin değişime açıklığı ve hızlı adaptasyonu sanatı da etkiliyor. İlk yıllarda fotoğraf oldukça yaygın bir malzeme olarak kullanılırken, son zamanlarda daha çeşitli malzemelerle daha deneysel yaklaşımın geliştiğini gözlemliyorum. Zaman zaman politik eleştiri ve kent ve mimariyi odağına alan işlerin yoğunluğu artarken, son yıllarda biraz daha içe dönük dinamiklerden besleniyor gibi hissediyorum. Zaman geçtikçe sunumların, başvuruların kalitesinin de arttığı bir gerçek. Sanatçılığın bir meslek olarak son yıllarda iyice tanımlanan doğası ve internet üzerindeki bilgi akışının hızı da belli bir profesyonelleşme getiriyor.

Bu senenin seçkisini nasıl hazırladınız? Hangi sanatçıların hangi işlerle katılacağını nasıl belirlediniz?

Burçak Bingöl: GYF’nin onuncu yılı sürdürme fikrini de yeniden ele almak için iyi bir zaman diye düşündüm. Bana göre yeni bir açık çağrı yerine bugüne kadar yapılan seçkilere bakmak için iyi bir fırsattı.

Göstereceğim işler arasında tematik ilişki özellikle belirlemedim, önceki edisyonlarda açık çağrının yerini bu sefer açık davet aldı. Sanatçıların güncel olarak üzerine yoğunlaştığı işler arasından, onların göstermeyi önerdikleri projeler üzerine beraber çalıştık. Birisi hariç diğer tüm işler ilk kez gösteriliyor ve çok büyük çoğunluğu bu sergi için hazırlandı.

Hasan Özgür Top
Iraq or Syria-Al-Dumayr-Iraq or Syria-Tripoli-Sana’a, 2018.

GYF’nin tarihinde oldukça güçlü sanatçılar var bu nedenle en zor kısmı sanatçıları seçmek oldu. Son üç yıldır tam-zamanlı sanatçıyım ama bunun öncesinde 2010-2016 yılları arasında Zilberman Gallery’nin sanat direktörlüğünü yaptım. Bu sayede pek çok sanatçıyı yakından tanıma şansım oldu. Yıllar içerisinde üretimlerini ilham verici bulduğum, üretimine devam eden, merakla yeni işlerini takip ettiğim sanatçılardan, mekanın fiziksel sınırları izin verdiği ölçüde bir seçim yaptım. Olabildiğince çok sanatçıyı bu onuncu yıla özel sergiye dahil etmek istedim. Onuncu yılın sanatçı seçkisini, önceki dokuz yılı olabildiğince karşılaması da önemsedim.

Zilberman Gallery çalışmalarını aynı zamanda Berlin’de de sürdürüyor. GYF sergilerini Berlin’de de açmayı düşünüyor musunuz? GFY’ye dair bundan sonraki planlarınız neler?

Moiz Zilberman: Seçkiyi Zilberman Gallery-Berlin’de gerçekleştirmek galeriyi kurduğumuz dönemde gündeme gelmişti. Biz de üzerinde düşünmüştük ama bunun için erken olduğunu farkettik. Çünkü biz her ne kadar hem İstanbul’da hem Berlin’de kurulu bir galeriysek de Berlin’de henüz yeniyiz. Aslında, Berlin’deki galerilerde bu tür bir gelenek de yok. Çünkü orada bir kamu desteği var. Üniversitelerin mezuniyet sergileri bir anlamda bu görevi/işlevi yerine getiriyor. Bizim böyle bir projeyi Berlin’de gerçekleştirmemizin oradaki genç sanatçılara, buradakilere sağladığı kadar katkı sağlayacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla henüz erken ama bu fikri reddetmiyorum yani bu yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Önümüzdeki dönemde bu konuyu tekrar değerlendireceğiz.