YAZARLAR

Satılık damaklar için yolun sonu gelir mi?

Görsel olarak güzel görünen bir yemek, örneğin üzerine kareler şeklinde ne idüğü belirsiz o çedar soslarından sıkılmış bir pizza, bu satılık damak arkadaşların bize attığı bir kazıktan başka bir şey değil.

Beni takip ediyorsanız farkındasınızdır, para karşılığı içerik üreten “fenomen” veya “influencer” müessesesine son derece karşıyım. Bu öyle bir hale geldi ki, restoran sahibi tanıdıklarım kendilerine gelen ahlaksız tekliflerden son derece rahatsız durumda olduklarını söylüyorlar. Ama çarklar şu anda öyle bir halde ki, gayet vasat bir iş yapıp, iki tane çakma Instagram gurmesine gerekli ödemeyi yaptınız mı (bir de mümkünse bir şeyler üzerine çedar sosu dökün lütfen) gelsin beğeniler, gelsin müşteriler.

Ancak bu iş gerçekten dürüstlüğü ve nitelikli yiyeceklere erişme imkanını azaltıyor. Yukarıda da bahsettim ya, görsel olarak güzel görünen bir yemek, örneğin üzerine kareler şeklinde ne idüğü belirsiz o çedar soslarından sıkılmış bir pizza, bu satılık damak arkadaşların bize attığı bir kazıktan başka bir şey değil bile. Bakın, o işim dolayısıyla son iki senede 20’den fazla sefer İtalya’ya gittim ve inanın çok fazla pizza yedim, o saçma sapan çedar soslarına asla rastlamadım bile. Bu tamamen beğeni için görsel içeriğe yüklenip lezzeti ikinci plana atmak, restoran sahiplerinin bu hatadan çok kısa bir zamanda vazgeçmesi gerekiyor.

Ben bu saçma sarmaldan restoran sahiplerinin akıllanmasıyla çıkacağımızı düşünürken, bu hafta gerçekten bu konuda iki iyi haber okudum. Birincisi, sanıyorum şikayetler çok artmış olmalı ki, Instagram yakında içeriklerin kaç beğeni aldığını sadece içerik sahibinin göreceği bilgisini verdi. Bu önemli bir gelişme olsa da işi tek başına çözemez çünkü bu satılık damak arkadaşlar takipçi sayısı üzerinden kendilerini pazarlıyorlar, ama en azından bu beğeni sayısı hastalığından kurtulmak bence iyi haber.

Daha iyi haber ise, yavaş yavaş restoran sahiplerinin, şeflerin bu satılık damaklara karşı bir duruş sergilemeye başlaması. Bizde ben henüz bir örneğine denk gelmedim, ancak bu hafta Guardian’da yer alan bir makalede Avustralya’da bir restoran sahibi geçtiğimiz nisan ayında kendisine mail atıp bedava yemek karşılığında (bizim gurmelere göre ne kadar naifmiş, sadece bedava yemek istemiş) hakkında olumlu içerik yazmayı teklif eden bir “influencer” arkadaşı ifşa etmesi, ve bunun gibi İngiltere, Amerika ve Avustralya’dan çeşitli örneklerden bahsediliyordu. Bu tür haberlerin çoğalması, influencer denilen arkadaşlara restoran sahiplerinin karşı durabilmeleri açısından bence fevkalade önemli, umarım devamı da gelir.

Bu konuda Türkiye’de henüz kapsamlı bir haber görmüş değilim. Yakın zamanda bu konuda bir çalışma yapmayı planladığımı da buradan söyleyeyim.

Görsel içerik ile değil, kaliteli yemekleriyle ayakta kalan restoranlarımızın sayısının artması dileğiyle, sizlere mutlu bir hafta dilerim.


Evren Aybars Kimdir?

1978'de Ankara'da doğdu. Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi ve ODTÜ Makina Mühendisliği'nde okuduktan sonra iş hayatına atıldı. Çalışırken aynı zamanda çocukluk yıllarından beri merakı olan yemek yapma konusunda da kendini geliştirmeye başladı. Bir blog sayfası ile başlayan yemek tarifleri macerası, 2014'te Özge'yle evlendikten sonra evinde çekimlerini yaptığı 10 Numara Mutfak adlı Youtube kanalı ve Radikal gazetesinde gastronomi yazıları ile devam etti. 2015 yılında Uğur Deniz'in babası oldu. 2016 yılından bu yana da Gazete Duvar da gastronomi yazılarına ve bir yandan da makina mühendisi olarak kariyerine devam etmektedir.