YAZARLAR

Marmaray’ın yatan vagonlarının altında kimin imzası var?

Vagon fabrikamızı emekliliği bekleme yerine çeviren, Güney Kore firması ile AKP’li müteahhitlerin vagon pazarına çöreklenmesini sağlayan, kurdukları düzen ile yerli üretimi kendi ceplerine aktaranlar aynıdır. Asıl ilginci TUVASAŞ’ın arazisini veren, Hyundai Eurotem fabrikasının temelini atan, Marmaray ihalesine imza atan ve araç alım sözleşmesine de imza atan kişi aynı kişidir.

Geçtiğimiz perşembe günü basına Marmaray’da 478 milyon avroluk fiyasko haberi düşmüştü. İYİ Parti Vekili Lütfü Türkkan soru önergesine Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan cevap vermiş ve Marmaray’ın depoda bekleyen vagonları gündeme oturmuştu. Habere göre 478 milyon avro verilerek alınan 10 vagonluk 34 set ve 5 vagonluk 20 setten oluşan 53 setlik paketin 11 seti depolarda çürüyordu.

Konu konuşuldukça soru önergesine cevap veren bakan bir açıklama daha yaparak haberi bir anlamda yalanladı. Vagonların 20 setinin Kazlıçeşme-Ayrılık Çeşmesi hattı açılınca Ekim 2013’te hizmete girdiğini, Gebze-Halkalı hattı tamamlanınca da 43 setin çalışmaya başladığını açıkladı.

Haberden bir gün sonra soru önergesine cevap veren bakan basına bir açıklama gönderdi ve tren setlerinin çürüdüğü ifadesini reddetti. Bakanlığın açıklamasında vagonların 20 setinin Kazlıçeşme-Ayrılık Çeşmesi hattı açılınca Ekim 2013’te hizmete girdiğini, Gebze-Halkalı hattı tamamlanınca Mart 2019’da 43 setin çalışmaya başladığı, iki setin hâlâ raya indirilmediğini ve kalan dokuz setin ise yedek beklediğini ifade etti.

Durum böyle olunca 53 setin sadece 20’sinin 2013’ten bu yana çalıştığı, 6 yıl boyunca yatan 23 setin şimdilerde kullanılmaya başlandığı, 11 setin ise hiç kullanılmadığı ve böylece 478 milyon avro değil, yaklaşık 113 milyon avroluk vagonların atıl beklediği ortaya çıkıyor.

Sanki resim kötü ama o kadar kötü değil. Ama işin aslına, yürütülen politikaya bakarsanız ortada 478 milyon avro değil, 113 milyon avro da değil, belki 2 milyar avroluk bir tezgâhı görebilirsiniz.

YERLİ MALI, KİMİN MALI?

Türkiye Vagon Sanayi A.Ş. TUVASAŞ 1951’de kurulmuş, 1964’ten bu yana vagon üreten, kuruluşundan bu yana 2 bin 258 adet yolcu vagonu imal eden, yenileyen ve 38 bin 136 adet yolcu vagonu onarmış bir kuruluş. 1999 depreminde fabrikası zarar gördü ve yıllarca kendi imkânları ile yaralarını sardı. O yaraları ile uğraşırken devlet onu bitirmekle uğraştı.

İktidarın amacı üretimi dar bir kesimin eline geçmesini sağlamaktır. İktidar TUVASAŞ’a dokunmaz. Bilir ki toplu taşıma yatırımları yapılacaktır ve bu pazardan sermaye transferi yapılmalıdır. TUVASAŞ’ın bahçesine Kore firmasına göstermelik bir tesis kurdurur. Adı da Hyundai Eurotem A.Ş.’dir. Bu yeni şirketin yüzde 50,5 ortağı Hyundai Rothem firmasıdır. Arsa sahibi olduğu için koca vagon fabrikasına yüzde 15 hisse verilir. Kalan yüzde 35 Asaş Otomotiv’in, yüzde 15’i TCDD’nin ve yaklaşık yüzde 1’i ise Haco Grubu’ndur. Böylece yerli malı vagon üreticisi bir şekilde Kore-AKP konsorsiyumuna geçer.

AK KONSORSİYUM

En küçük ortak, aslında küçük bir danışmanlık şirketinden ötedir. Yüzde birlik ortak adeta çorbadaki tuz gibidir. Her çorbada vardır. Danışmanlık şirketi hem 3. Köprü'nün hem Avrasya Tüneli’nin hem de 1000 MW’lık YEKA güneş ihalesinin danışmanıdır. Bütün bu projelerin ortak yanı Güney Kore sermayesi ile hükûmete yakınlıkları olabilecek şirketleri birleştirmesidir. Yani ülkenin üretimi artık bir grup yerli ve yabancı sermayenin cebine transfer olmuştur.

VAGON ÜRETMEDEN BÜYÜMEK!

İş aslında bundan sonra başlar. 2006’da temel atıldığında dönemin TCDD Genel Müdürü bu yatırım ile teknoloji transferi olacağını, yerli üretim payının artacağını söyler. Hyundai Eurotem ne vagon üretir, ne de vagon fabrikasına ürettirir. Sadece küçük montaj işleri ve bakım ile yetinir.

O kadar çok sipariş alır ki, ona rağmen üretim yapmaz, yaptırmaz.

MARMARAY İLE YÜRÜ YA KULUM!

Ne isabetli bir yatırımdır ki 2006’da vagon fabrikası bahçesine konan tesis 2007’de Marmaray ihalesine katılır. 10 Kasım 2008’de araç ihalesini kazanır. 478 milyon avroluk işle sınırlı kalmaz. O mütevazı atölye 80 adet lokomotif işi, İZBAN’ın vagon işi, İETT’nin Topkapı-Habipler hattı, Yenikapı-Hacıosman hattı, TCDD vagonları, hatta Adana’nın tramvayları olmak üzere 2014’e kadar 1,5 milyar dolardan fazla iş alır. 6 yıl gibi bir sürede bine yakın aracın üretilme işini almak kolay bir iş değildir. Bu kadar üretime koca bir fabrika lazım olur, belki 1000 belki 1500 işçi demektir. Ama öyle düşünüyorsunuz yanılırsınız. Web sayfasında da hiçbir bilgi yok ve ortalıkta 150 kişinin çalıştığına dair bazı bilgiler görürsünüz.

VAGON FABRİKASINDAN ARAZİ, AVRUPA'DAN FİNANSMAN

İYİ Partili Lütfü Türkkan aslında 2014’ten bu yana bilinen bir şeyi tekrar gündeme getirdi. O zamanlarda bile onlu vagon setlerinin dönüşüne uygun bir proje yapılmadığını, parça parça iş yapıldığını, vagonların çürümeye bırakıldığını Birleşik Taşımacılık Sendikası bas bas bağırmıştı. Yani bugün 478 milyonluk vagonların bir kısmının yattığı haberi aslında buzdağının görünen yüzüdür. Gerçekte olan milyarca dolarlık bir sermaye aktarımı, toplumu sefilleştirme programıdır. Öyle bir sefilleştirme programıdır ki nasıl fabrika için vagon fabrikasının arazisi kullanıldıysa, Marmaray vagon ihalesi için Avrupalıların parası kullanıldı. Avrupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan finansman ile bu ihale yapıldı. Muhtemelen bu borcun bir faizi var ve hem Marmaray’ı geciktirerek hem de vagonları yıllarca çalıştırmayarak faizi bize başka türlü ödettiler.

Vagon fabrikamızı emekliliği bekleme yerine çeviren, Güney Kore firması ile AKP’li müteahhitlerin vagon pazarına çöreklenmesini sağlayan, kurdukları düzen ile yerli üretimi kendi ceplerine aktaranlar aynıdır. Asıl ilginci TUVASAŞ’ın arazisini veren, Hyundai Eurotem fabrikasının temelini atan, Marmaray ihalesine imza atan ve araç alım sözleşmesine de imza atan kişi aynı kişidir. O kişi şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayıdır.

Marmaray vagon sözleşmesine imza atan diğer kişi ise dönemin DLH genel müdürü, yani bu soru önergesine cevap veren bugünün bakanı!

Ulaştırma Bakanlığı'nda gerçekleştirilen imza töreninden, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, DLH Genel Müdürü Ahmet Arslan, Hyundai Rotem Şirketi CEO'su. (Fotoğraf: İHA)

Saatte iki yöne 150 bin yolcu taşıma kapasitesi olan Marmaray’ın günde sadece 190 bin yolcu taşımasının 3. Köprü'yü kullandırmak için olduğunu biliyorduk. Şimdi ise neden vagon fabrikamızın öldürüldüğünü, üretimin Güney Kore’ye kaydırılarak paranın kimlere aktarıldığını daha iyi biliyoruz.


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.