YAZARLAR

Tribünlerin sesini kısmak mümkün mü?

Toplumun bir parçası olanların oturduğu tribünlerden yükselen seslere kulak vererek ülkeyi futbol ile yönetmek mümkün olabilir. Tribünlere kulak verin ve iyi dinleyin, göreceksiniz her şey çok güzel olacak.

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin en önemli icraatı bugüne kadar inşaat oldu. Köprülerin, tünellerin, sahil yollarının yanında futbol da bu furyadan payına düşeni aldı. Ani gelişen atakla kısa sürede 20'ye yakın stadyum inşaası gerçekleştirildi. 2019 yılında inşaatlarının tamamlanması planlanan stadyum sayısı ise 13. Hoş bu ekonomik krizde nasıl bitecek, ekonomik krizin esas nedeni olan inşaatlar, o da yazının muamması olsun.

Yeni Batman, Yeni Hatay, Yeni Çorum, Yeni Elazığ gibi isimler konulması planlanmış bu stadyumlara. Yeni Türkiye'nin her şeyi yepyeni olsun. Bu stadyumların parası tabii ki havadan gelmiyor. Devletin kasasından çıkıyor. Devlet yapıyor, üst kullanım hakkını kiralıyor. Genelde bu işler böyle yürüyor. Yani stadyumların yüzde 90'ı devlete ait, devlet binası bile denebilir biraz abartırsak. Zira geçen hafta Erdoğan'ın dediği gibi bu statları onlar yaptı. Orada onlar ne derse onu yapmak gerekiyor. Yanlış yoldasınız. Ne yapıyorsanız kayda geçiyor.

AÇIK HAVA HAPİSHANELERİ

Erdoğan bu açıklamayla, tribünlerde "Her şey çok güzel olacak" tezahüratlarını söyleyenleri işaret etti açıkça. Onların stadyumlarında, onların tribünlerinde, onların aleyhine söylenen ne varsa artık stadyumda yasaklandı bu sözlerle. Yazılı olmasa da söz senettir misali. Stadyumların ne spor politikası olarak tesisleşme adına ne de inşaat sektöründeki şirketleri besleme amacıyla yapıldığını da ortaya koydu.Bu açıklama stadyumların, rızayla girilen açık hava hapishaneleri olarak kullanılarak devletin toplumu kontrol etme ve hizaya getirme alanı olacağı teorisinin nasıl pratik edileceğinin, kanıtı oldu.

Açıklamanın hemen ardından gazetelerde yer alan iki haberde bu kontrol işleminin mafya aracılığıyla gerçekleşeceğini öğrenmiş olduk. Sedat Peker, tribün liderlerini toplayarak bir davet verdi. Gezi direnişi sonrasında Çarşı davasında yargılanan Ayhan Güner, bir diğer Beşiktaşlı Harun Dulkara tarafından kurşunlandı. Dulkara daha önce de Alen Markaryan'ı yaralamıştı. Bu tür olayların ardında ne yattığına dair elimde net bir kanıt olmasa da, yapbozun parçalarını arka arkaya koyunca, Pi sayısının virgül sonrası bitmeyen basamakları kadar sayıda soru işaretleri oluşuyor kafalarda.

KULAK VER

Tribünlerden yüksek desibelde yükselen muhalif sesler yeni değil. Daha önce Galatasaray'ın Seyrantepe'deki stadyumunun açılışında Tayyip Erdoğan'a stadyumu terk ettirmişti tribün muhalefeti. Kadınlar WTA Tenis Turnuvası'nda, Basketbol Dünya Şampiyonası'nda gerçekleşen ödül törenleri sırasında ve özellikle >gezi sonrasında yapılan protestolar yeni değil. Yani uzun zamandır sesleri kısılamıyor.

Bu muhalif sesleri, belli bir tribüne, bir kulübe ya da şehre atfetmektense, bu sesleri toplumun talepleri olarak okumak gerek. Ülkeyi futbolu kullanarak yönetmek mümkündür derken, illa oyunu uyutmak amacıyla kullanmak gerekmez. Toplumun bir parçası olanların oturduğu tribünlerden yükselen seslere kulak vererek de ülkeyi futbol ile yönetmek mümkün olabilir. Ağız ve kulak tıkamaktansa kulak vermek de bir yöntem olabilir. Tribünlere kulak verin ve iyi dinleyin, göreceksiniz her şey çok güzel olacak.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.