YAZARLAR

İYİ Parti kadın karşıtı nafaka önerini geri çek!

Lafla kadın partisi olunmuyor. Sadece başkanının kadın olmasıyla da kadın partisi olunmuyor. Kadını güçlendiren yasaların geliştirilerek sürdürülmesine hizmet etmekle kadın partisi olunabilir. Eşitliği savunmak ve eşitliği sağlayacak düzenlemeler önermekle olur. Kadınların nafaka hakkını savunmakla olur.

İktidarın yıllardır gündemde tuttuğu halde kanuni düzenlemeden kaçındığı nafaka konusunda ilk yasa teklifi İYİ Parti'den geldi. Önerinin kadın düşmanlığı içermesi bir hata ve ikinci hata önerinin anti demokratik usullerle hazırlanması ve üçüncüsü de iktidarın değirmenine su taşınması. Nafaka gibi hassas bir konuda sadece erkeklerin cüzdanını önemseyerek yasa teklifi hazırlanması da ciddi sosyal yaralara sebep olacağı için siyaseten korkunç sorumsuzluk örneği. İktidar iki yıldır nafaka karşıtlarını bugün, yarın diyerek oyalar, yasal düzenleme vaatlerini sürekli ertelerken ön alma çabası da siyaseten basiretsizlik. Meclise sunulduğu sosyal medyadan ilan edilen bu yasa önerisi, derhal geri çekilmeli. Yıllardır iktidarı, demokratik yasa yapım süreçlerini işletmeyişi nedeniyle haklı olarak eleştiren muhalefet partileri, kendi yasa önerilerini, çoğulcu ve kapsayıcı katılımın sonucunda hazırlamalılar. Aksi takdirde içinde bulunduğumuz anti demokratik ortamı değiştirmeyi vaat etmiş olmazlar. Ve bunu vaat etmeden, gerçekleştireceği ümidini güçlendirmeden iktidar alternatifi olarak görülmeleri mümkün değil. Yoksulluk nafakasına ilişkin yasa önerisi ise eşitlik ve demokrasi açısından beklentileri karşılamaktan fersah fersah uzak. Hem yasa önerisinin hazırlanmasında sadece konunun tek tarafının iddialarının dikkate alınmasıyla hem de eşitlik karşıtı içeriğiyle anti demokratik yöntemlerde iktidarla yarışılmış, İYİ Parti'nin nafaka önerisinde.

İYİ Parti'nin Antalya milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi Feridun Bahşi, 10 Mayıs'ta sunduğu yasa önerisini Twitter hesabından paylaşırken nafaka karşıtı platformları etiketlemeyi de ihmal etmemiş. Toplum yararını gözetmeyip sadece nafaka karşıtı lobiyi mutlu etmeyi hedefleyen bir teklif sunduğunu ilan etmiş yani. Yasa teklifinin içeriği ise hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, süre kategorisiyle dikkat çekiyor. Kısa, orta, uzun vadeli olarak üç kategori oluşturulmuş evlilikler için. Yoksulluk nafakası için azami süre sınırı da buna göre üç vade olarak belirlenmiş. En fazla bir, üç ve beş yıl olmak üzere süre sınırı önerilmiş, yoksulluk nafakasına. Beş yıldan az olan evliliklere kısa süreli evlilik denmesinin ve en fazla bir yıllık nafaka önerisi getirilmesinin tutarlı ya da tutarsız hiçbir açıklaması yok. Neye göre beş yıldan az, beş ile on yıl arası ve on yıldan fazla evlilik süreleri kategorisi oluşturulduğu, hukuken dayanaksız. Sosyal gerçeklerden kopuk ve bilimsel açıklamadan yoksun. Süresiz ibaresinin kaldırılması gibi nafaka kavramının da kaldırılması öngörülmüş. Medeni Kanun'un ilgili bütün maddelerinde nafaka ibaresi yerine “evlilik bitimi sonrası katkı” ifadesi öngörülmüş teklifte.

Yasa önerisinin iki sayfalık genel gerekçesi ise nafaka ibaresinin değiştirilmesi önerisine açıklık getirmekten uzak. Nafaka kavramının kadını rencide ettiği şeklindeki laf kalabalığıyla, kadının nafakasına göz dikildiği gerçeği, perdelenmeye çalışılmış görünüyor. Ayrıca yoksulluk nafakasına getirilmesi istenen süre sınırıyla evlilik süresi arasında ilişki kurulmasına yönelik, açıklama yer almıyor, gerekçede. Evlilik süresi ile nafaka süresi arasında ilişki kurulmasına dair hukuki dayanak sunulmuyor. Bırakalım hukuki dayanağı, mantık ilintisi bile kurulmamış. Kurulamazdı zaten. Çünkü tevili imkansız yaygaralardan birisi bu. 2016 Mayıs'ında görev süresini tamamlamış olan BoşanMA Komisyonu tarafından ortaya atılmıştı ilkin. Bu komisyon raporunu adeta gizli hükümet programı gibi kullanarak dönem dönem farklı kısımlarıyla gündem saptıran iktidar mensupları bile evlilik ve nafaka süresi saçmalığını bu kadar açık şekilde dile getirmeye cüret edememişlerdi. İYİ Parti bu yasa önerisiyle BoşanMA Komisyonu'nun borazanlığına soyunmuş halde.

Siyasi hayattaki ve parlamentodaki varlığı, iktidarın değirmenine su taşımakta MHP’nin önüne geçmek mi, demokrasi kanadında yer almak mı, İYİ Parti bunu sorgulamalı. Eşitlik kavramını içkin olmayan hiçbir politika demokratikleşmeye hizmet etmeyeceği için bu yasa önerisi İYİ Parti'yi bir yol ayırımına getirmiştir. Yıllardır gündemde tutulan ama yasa önerisi sunma aşamasına iktidar ve ortağı tarafından getirilmemiş nafaka konusunda erkek iddialarıyla kadın karşıtı öneri sunmak, demokrasiyle bağdaşmaz. Kadınların ve gençlerin güçlenerek her alanda söz sahibi olmasını sağlamayacak politik öneriler de siyasete yeni ve iyi bir katkı sunamaz. Nafaka düzenlemesi, kadınların güçlenmesine hizmet eden yasalardan biri olduğu için ırkçıların ve kadın düşmanlarının hedef tahtası haline gelmişti. Medeni Kanun'un pek çok hükmüne ve şiddetle mücadele mekanizmalarına da sırf kadının güçlenmesine karşı oldukları için itiraz edenlerin nafaka tuzağına düşülüyor. Yoksa tuzağa düşmek değil de kadın düşmanlığında ortaklaşmak mı, İYİ Parti karar vermeli.

Lafla kadın partisi olunmuyor. Sadece başkanının kadın olmasıyla da kadın partisi olunmuyor. Kadını güçlendiren yasaların geliştirilerek sürdürülmesine hizmet etmekle kadın partisi olunabilir. Eşitliği savunmak ve eşitliği sağlayacak düzenlemeler önermekle olur. Kadınların nafaka hakkını savunmakla olur. İYİ Parti demokrasiyi savunuyorsa, kadının güçlenmesini istiyorsa, hadi bunları da geçelim gerçekten muhalefet partisiyse bu öneriyi derhal geri çeker. Çünkü ekonomik eşitlik gerçekleşmeden yoksulluk nafakasında değişikliğe gidilmesi, mevcut eşitsizlik uçurumunu daha da derinleştirir.


Berrin Sönmez Kimdir?

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi mezunu. Aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak akademiye geçti. Osmanlı Devleti’nin 1. Dünya Savaşı’na giriş süreci üzerine yüksek lisans tezi yazdı. Halkevi ve kültürel dönüşüm konulu doktora tezini yarıda bırakarak akademiden ayrılıp öğretmenlik yaptı. Daha sonra tekrar akademiye dönerek okutman ve öğretim görevlisi unvanlarıyla lisans ve ön lisans programlarında inkılap tarihi ve kültür tarihi dersleri verdi. 28 Şubat sürecindeki akademik tasfiye ile üniversiteden uzaklaştırıldı. Dönemin keyfi idaresi ve idareye tam bağımlı yargısı, akademik kadroları “rektörün takdir yetkisine” bırakarak tasfiyeleri gerçekleştirdiği ve hak arama yolları yargı kararıyla tıkandığı için açıktan emekli oldu. Sırasıyla Maliye Bakanlığı, Ankara Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde ortalama dört-beş yıl demir atarak çalışma hayatını tamamladı. Kadın, çocuk, insan hakları, demokrasi ve barış savunucusu, feminist-aktivist Berrin Sönmez’in çeşitli dergilerde makale ve denemeleri yayınlanmıştır.