YAZARLAR

Başarılı olamayacaksınız aymazlar korosu!

Siz aymazlar korosu, nasıl ki bundan önce spor üstünden vurma çabalarınızda başarılı olmadınız, bu sefer de yine başarılı olamayacaksınız. Siyaset sporun asıl sahibidir. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp siyaset spora bulaştı deyip durmayın. Bu federasyonlara ve sporculara parasını veren siyasettir.

Efendim malum seçimler geliyor. Nifakçılar da hemen kendini belli ediyor. Siyasetin sporu ne kadar desteklediğini, spor için siyasetin olmazsa olmaz olduğunu bilmeyen aymazlar, aylar öncesinden başladı kara propagandaya. Önce Cumhurbaşkanının haklı olarak övüne övüne kendisinin kurduğunu söylediği Başakşehir’in mevcut başarılarını sindiremeyenler korosu başladılar, şöyleydi böyleydi demeye. Efendim neymiş siyaset desteği varmış da o sebeple Başakşehir lidermiş. Hakemler, onları koruyormuş, rakipleri doğruyormuş. VAR sadece Başakşehir’e VAR’mış, mış mış…

Neymiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütün iştirakleri Başakşehir’e sponsormuş da o sebeple hiç borcu yokmuş, İstanbul’un artık en büyük takımının. Zaten bunu kıskananların çıkardığı söylentilerdi bunlar. Tabii ki Başakşehirimizin şanlı yürüyüşüne engel olabilecek zihin karıştırmasını yapamadığı gibi, işi siyasete sokmaya çalışanlar da ağzının payını aldı. Bu tevatürler geldi ve geçti.

Baktılar ne Başakşehir’i ne de mevcut iktidarı buradan yıpratamayacaklar, başladılar seçim sürecinde mitinglerde yer alan milli sporcuları gündeme getirmeye. Şer korosu yine tekrarladı aynı nakaratı: Sporun siyasetle ne işi var? Son olarak bu zihniyet, seçim mitingine Türkiye Tekvando Federasyonu Başkanı ve Olimpik Milli Takımın gitmesiyle hortladı.

TEK NEDEN BİLE YETER AMA...

Bu hadsizlere mantıklı iki sebeple hemen cevap vereceğim. Aslında bunlar cevaptan falan da anlamaz ya olsun. Ben üzerime düşen tarihi görevi yerine getireyim. Aslında şimdi belirteceğim neden bile yeter ama…

Bakın beyler, bu sporcular nasıl sporcular? Milli sporcular. Bakanlığın adında ne var? Türkiye ibaresi. O zaman bu siyaset bu spora her zaman karışır. Çünkü hem bu bakanlığa parasını veren bu siyasettir hem de bu sporcular yerli ve milli sporcular. Siyasetimiz nasıl bir siyaset? Yerli ve milli bir siyaset. O zaman tabii ki devletin en üstüne, tüm bütçeyi belirleyene tabi olacaklar. Gel derse gelecekler, git derse gidecekler. Bu, siyasetin spora karışması değildir. Siyasetin zaten kendisinde olanın halini hatırını sormasıdır. Madem bu sporcular Türkiye adına mücadele ediyor, o zaman bundan daha doğal bir görüşme olamaz.

BUNCA KOŞUŞTURMA ARASINDA NE YAPSAYDI?

Dedim ya aslında üstte gerekçe bu aymazlara, bu hadsizler korosuna yeter de artar bile. Ama benim bu yapılan haksızlıklar karşısında içim soğumadı. O yüzden şu önemli gerekçeyi de buraya yazmak zorundayım. Yazının başında bahsetmiştim. Seçim dönemindeyiz. Türkiye’nin 81 ilinde büyük bir seçim bizi bekliyor. Tabii ki seçim sürecinde tüm illeri dolaşılıyor. Bu zaman sıkışıklığında bile sporu göz ardı etmeyen bir cumhurbaşkanı var diye gururlanmıyorlar da, neymiş efendim seçim mitinglerinde milli sporcuların ne işi varmış diye soruyorlar.

Efendiler, efendiler. Ne olacaktı? Bunca koşuşturma arasında, önemli mitinglerin arifesinde her şey bırakılıp da sporcuların ayağına mı gidilseydi? Tekvandonun son durumu hakkında bilgi almak için seçim programları mı bozulsaydı? Bunca yoğunluğun arasında tabii ki sporcuları mitinge gelecekti. Başı boş olmadıkları, hangi ile geldiği önemli olmayan bir mitingde gösterildi sadece.

ZORUNUZA MI GİTTİ?

Ama siz aymazlar korosu, nasıl ki bundan önce spor üstünden vurma çabalarınızda başarılı olmadınız, bu sefer de yine başarılı olamayacaksınız. Siyaset sporun asıl sahibidir. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp siyaset spora bulaştı deyip durmayın. Bu federasyonlara ve sporculara parasını veren siyasettir. O sebeple istenilen her yerde istenilen bilgiler verilmek zorundadır. İster Saray’da ister mitingde. Zorunuza mı gitti?

*Yazının tamamen ironilerden oluştuğunu yazmazsam, Türkiye’de yaşadığımı inkar etmiş olurum sanırım.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’