YAZARLAR

Havlu atmayın yumurta atın!

Belki Anning gibi insanlar, Trump gibi başkanlar, dünya genelinde dikkat çekiyor ve iktidardalar. Ama bu, insanlık değerlerini korumak, onlara sahip çıkmak yerine havlu atmak anlamına gelmemeli. Uzak diyarlardan bir genç bir yumurtayla bize bunu göstermiyor mu?

Geçtiğimiz hafta Yeni Zelanda’da Avustralyalı bir teröristin iki camiye saldırısı sonucunda 50 kişi yaşamını yitirdi. Dünya kamuoyunda saldırı geniş yankı buldu. Saldırganın beyazların üstünlüğüne inanması ve Müslümanlar başta olmak üzere azınlıklara dönük nefret söylemi gözlerin yalnızca Yeni Zelanda değil Avustralya’ya dönmesine neden oldu.

Avustralya’da komşularında meydana gelen bu terörist saldırı büyük infial yarattı. Başbakandan ilgili bakanlara pek çok isim saldırıyı kınayan bir tutum içinde yer aldı, biri hariç. Fraser Anning, Avustralya Senatosu’ndaki senatörlerden biri. Anning, beyazların üstünlüğüne inanıyor ve her göçmeni bu üstünlüğe engel olarak görüyor. Tam da bu nedenle Anning, saldırı sonrasında kendisine uzatılan mikrofona 'beyazların tehdit altında olduğunu, bunun nedeninin artan Müslüman göçmenler olduğunu' söylerken 17 yaşında bir genç senatörün kafasına yumurta attı. Gencin demokrasi içinde değerlendirilebilecek protestosuna karşı, Anning, önce gence tokat attı, ardında da tartakladı.

Küresel olarak 'eggy boy' (yumurta atan çocuk) olarak gündemde yer edinen Will Connolly ve senatör arasında yaşananlar Avustralya siyasetine dönük önemli bir manzara sunuyor. Bu hafta Avustralya siyasetine ve partilerin göçmenlere dönük politikalarına mercek tutacağız.

BİR YUMURTA NELERE KADİR?

Aşırı sağcı senatöre yumurta atan 17 yaşındaki Avustralya vatandaşı Will Connolly isimli bir genç. Protestosu sonrasında senatör tarafından şiddet görmesi yetmez gibi bir de Connolly gözaltına alındı. Kısa süre sonra sosyal medya başta olmak üzere küresel düzeyde destek gördü. Öyle ki Connolly daha fazla yumurta alsın ve yargılanma masrafları için kullansın diye kendi için kısa sürede 42 dolar kadar bağış toplandı. Kendisine gelen destekten mutlu olduğunu söyleyen Connolly, yapılan bağışları, yakınlarını kaybedenlerin ailelerine vermek istediğini belirti. Connolly pazar günü hesabından şu tweet'i paylaştı: "İnsan olmaktan son derece gurur duyduğum bir andı. Şunu bilmenizi isterim ki Müslümanlar terörist değildir ve terörün dini yoktur. Müslümanların bir terör toplumu olduğunu düşünenlerin hepsi Anning gibi boş kafalıdır. Herkese desteği için teşekkür ederim. Bana 'egg boy' (yumurta atan çocuk) ismini verdiğinizi duydum”.

Bunun yanında protestocu genç, 'siyasilere yumurta atmamak gerekiyormuş bunu acı şekilde öğrendim' diyerek de akranlarına da tavsiye de bulundu.

Connolly’nin Avustralya’daki protestosuna konu olan aşırı sağcı ifadeler ve dışlayıcı dil, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi umut yolculuklarının durakları açısından bir karşılığa sahip.

GÖÇ DURAĞININ MERKEZİ AVUSTRALYA

Dünyadaki Müslüman nüfus 1.8 milyar, bunun 2060’ta 3 milyara çıkması bekleniyor. Müslümanların ağırlıkta yaşadığı ülkelerin yanında azınlıkta oldukları yerler de var. Örneğin 24,6 milyon nüfuslu Avustralya'nın yüzde 2,6’sı yani 604 bin kişi kendisini Müslüman olarak tanımlıyor. Müslümanların yanı sıra Avustralya’da nüfusları yüzde 3 düzeyinde olan Aborjinler var. Avustralya İstatistik Dairesi 2017 verilerine göre toplumun dinsel tanımlama ışığında nüfus dağılımı şöyle, Hıristiyan yüzde 52, ateist yüzde 30, Müslüman yüzde 2,6, Budist yüzde 2,4 ve diğer dinler kalan yüzdeyi oluşturuyor.

Avustralya, nüfusun yaşlanması, kalifiye işgücü gibi ekonomik gerekçelerle dışarıdan göç alıyor. Ülkenin göç ve vatandaşlık politikası sık sık çeşitli tedbirlerle değiştiriliyor. Yine de ülkeye göç, 2010’dan beri artıyor. 2015’te ülkeye 190 bin kişi kayıtlı biçimde göç etti. Göçmen sayısı 2016 ve 2017’de yüzde 27 artış gösterdi ve yıllık 260 bin düzeyine ulaştı.

Avustralya İstatistik Dairesi verilerine göre, kalıcı oturma izni alan kişilerin nüfus içindeki oranı yüzde 28,2. Avustralya’ya göç iki program dahilinde gerçekleşiyor: Kalifiye göç ve insani göç. Kalifiye göç ekonomik sebeplerle yetenekli kişilerin Avustralya’ya kazandırılmasına dayanıyor. Kotalarla göçmen alınan insani göç ayağıysa sığınmacı ve mültecileri kapsıyor. Avustralya kotaların üzerinde göç dalgası geldiğinde ya göçmen gemilerini geri yolluyor ya da çeşitli adalardaki kamplara yolluyor.

YÜKSELEN AŞIRI SAĞ VE OKYANUS ÖTESİNDE SİYASET

Dünya genelinde ekonomik eşitsizlik, savaş, siyasi baskı, insanca ve rahat bir yaşam için uzak coğrafyalara doğru yolculuğu akıllara getiriyor. Avustralya işte bu rotalardan biri. Ancak göçmenlerin başka bir ülkede daha umutlu bir dünya arayışı ya da insani sebeplerle Avustralya kıyılarına gelmeleri Avustralya’da herkes tarafından memnuniyetle karşılanmıyor.

Göçmen karşıtlığında başı, siyasette etkisi sınırlı olsa da siyasi performansı etkisini hissettiren Tek Millet Partisi (One Nation Party) çekiyor. Tek Millet’in iki kanatlı parlamentonun Temsilciler Meclisi’nde üyesi yok. Buna karşı Senato’da 4 üyeye sahip. Parti, ırkçı olduğunu reddetmekle beraber, özellikle göçmenlere ve azınlıklara dönük sert ve hedef gösteren söylemleriyle biliniyor.

Göçmenler ve azınlıklara verilecek haklar konusunda en barışçıl program, Avustralya Komünist Partisi’ne ait. Parti yasama ve yürütmede etkili değil, ancak toplumsal güçleri var. Göçmenler, çevre, yerli halklar, eğitim, sağlık ve dış politika konusunda Avustralya’nın farklıkları kucaklayıcı, eşitlikçi bir sosyalist yönetiminin olmasını savunuyor. Yumurtacı Çocuk olarak ünlenen Connolly’nin de bu partiyle bağı olduğu iddia ediliyor. Connolly bu konuda konuşmasa da tweetleri ve tavrı partinin programı ve ırkçılıkla mücadele, farklılıklara saygı ilkeleriyle uyumlu.

Komünist Parti kadar eşitlikçi yanı olmamakla beraber Avustralya’da en etkili partilerden biri Avustralya İşçi Partisi (Avustralia Labor Party-ALP). Avustralya’da tek başına iktidar dönemleri olan ALP, 2013-2016 döneminde Yeşiller ve birkaç bağımsız vekilin de desteğini alarak azınlık hükümeti kurabilmişti. İşçi Partisi, 150 sandalyeli Temsilciler Meclisi’nde 69 sandalyeye sahip. Bu aritmetik, partiyi en büyük muhalefet grubu yapıyor.

ALP, sosyal devlet çizgisinde; eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi temel başlıklarda asli rolü devletin üstlenmesini savunuyor. Göçmenler konusunda 2013’te insani göç dalgasını kamplara yollamak yerine doğrudan ülkeye kabul edilmesini savunmuş, ancak gelen tepkiler sebebiyle çıkardığı yasa ancak bir yıl uygulanabilmişti. Parti özellikle kalifiye göç konusunda atılgan bir tutuma sahip. Hükümetin belirli niteliğe sahip işçilerin Avustralya’ya gelmesi için daha aktif rol üstlenmesini istiyor.

Mayıs 2019’da üç yılda bir yapılan Temsilciler Meclisi seçimleri var. Halihazırda iktidarda Avustralya Liberal Partisi ve Ulusal Parti’den oluşan muhafazakar koalisyon var. Koalisyona Scott Morrison başkanlık yapıyor. Morrison, Yeni Zelanda saldırısı sonrasında itidal mesajları verse de daha önce pragmatist politikalar izlediği ve göçmenlerden çok da hoşnut olmadığı biliniyor. Morrision ve hükümetin azınlık haklarına dönük son üç günde ortaya koydukları görüntüde gerek toplumda ayrımcılığa karşı biriken öfke gerek bölgesel ve küresel olarak gelecek tepkinin etkili olduğunu söylemek lazım. Çünkü aynı hükümet, sığınma için kıyıya gelen gemileri geri yollama veya ülke dışındaki mülteci kamplarına gönderme pratiklerini sıklıkla uyguluyor.

Avustralya’da ırkçı sözleriyle dikkatleri üzerine çeken ve en sonunda on yedi yaşında bir gencin yüreklere su serpen eylemiyle cevabını alan Fraser Anning, Queensland adına bağımsız senatör. Tek Millet Partisi’yle yakın bir ilişkisi olsa da onları da aşan insanlık dışı söylemleri mevcut. Avustralya’da son iki seçimde henüz meclise girecek çoğunluğu elde edemeseler de dünya genelinde olduğu gibi aşırı sağ siyasette yükseliş var. Örneğin Queensland’de Tek Millet Partisi’nin oyları yüzde 22’ye kadar çıkıyor. Bunun en büyük sebebi, ekonomideki sıkışma ve küçülmenin nedeni olarak derinlikli analizler yerine sloganların ve hedef göstermelerin kulağa daha tatlı gelmesi. Her ekonomik sorunda gözleri Suriye’den gelen mültecilere dönenlerin benzerleri Avustralya’da da var. Burada da gözler göçmenlere dönüyor.

Belki Anning gibi insanlar, Trump gibi başkanlar, dünya genelinde dikkat çekiyor ve iktidardalar. Ama bu, insanlık değerlerini korumak, onlara sahip çıkmak yerine havlu atmak anlamına gelmemeli. Uzak diyarlardan bir genç bir yumurtayla bize bunu göstermiyor mu?


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzadığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.