YAZARLAR

Rus basınında geçen hafta (16-22 Şubat): ABD Avrupa'ya canlı kalkanlık mı önerdi?

Voyennoye obozreniye sitesi yazarı Boris Cereliyevskiy, Suriye’den çekilen Amerika’nın Avrupalı müttefiklerine Türkiye ile Kürtler arasında “canlı kalkan” oluşturmayı teklif ettiğini öne sürdü. Washington’un planına göre Amerikan askerleri ülkeden çekilir çekilmez yerini Avrupalılar alacak.

İzvestiya gazetesinde Andrey Ontikov İdlib’deki olası gelişmeleri kaleme aldı. Soçi zirvesi gündeminde İdlib’in ağır bastığını öne süren Ontikov, şu an bölgenin yüzde 90’ı en-Nusra’nın elinde olduğu için sık sık askeri müdahalenin gündeme geldiğine dikkat çekti.

Ne var ki insani felaket ihtimali üzerinde duran Türkiye, bugünkü statükosunu koruma ile uğraşıyor. Bundan önce basın, İdlib-Fırat’ın doğusu takasından bahsederken Soçi’de güvenli bölgeden hiç bahsetmeyen Putin, Rusya’nın bu projeye olumsuz yaklaştığını hissettirdi. Buna rağmen Erdoğan güvenli bölge planının hâlâ güncelliğini koruduğunu söyledi.

Yazara göre Soçi’den ne İdlib ne tampon bölgesi kararı çıktı. Ancak Amerikan askerlerinin çekilişi netleşince genel durum az çok belli olacak. Yazıyı bitirirken Ontikov, Soçi zirvesinin ana sonucu Rusya, Türkiye ve İran arasındaki koordinasyonun devam edilmesi, dedi.

Tsargrad TV kanalı yorumcusu Aleksandr Pokrovskiy, bugünlerde IŞİD'in son yuvasını da yıkan “Amerika yanlısı Kürtlerin” geleceğinin hâlâ belirsiz olduğunu savundu. Yorumcuya göre “Amerika’nın doğrudan veliliği ve baskısı” sonucunda kurulan SDG, başta Kürt olmak üzere Arap, Nusayri, Hıristiyan ve Ermeni militanlardan ibaret. Onların başında, Washington’dan finansman alan Kürt komutanlar ve birkaç “Arap maceracı” var.

Hayatta kalan IŞİD’çiler Amerikan komandoları tarafından sık sık “belirsiz yerlere” götürülüyor. Pokrovskiy’in deyişiyle “Suriye’de herkesin bildiği gibi” kurtarılan İslamcılar el Tanf üssünde eğitim aldıktan sonra “Suriye ordusu ile savaşan nispeten daha az iğrenç örgütlere tayin edilir, yerel iktidara sokulur veya Nijerya’dan Endonezya’ya uzanan geniş coğrafyadaki sıcak bölgelere gönderilir”.

Bu arada “ABD’nin çatısı altında” savaşarak Fırat’ın doğusunu kontrol altına alan Kürtler tehlikeli bir duruma geldi. IŞİD ile savaşırken ABD’den destek alan Kürtler birdenbire birkaç problem çözmek zorunda oldu.

Birincisi, çoğu Arap “Sosyalistvari PKK’nin yönettiği Kürt kantonlarında” yaşamak istemez. İkincisi, Kürtlerin kontrol ettiği bölgeler Suriye topraklarıdır. Ülkenin bütünlüğünü savunan Rusya, Türkiye ve İran Kürtlere dost değil. Sebebi, uzun süredir Kürtlerin dar görüşlü politikayı yürütmesi. Üçüncüsü, Erdoğan eninde sonunda İdlib’deki teröristleri yok etmek isteyen Rusya ve İran’a karşı çıkmaktan vazgeçince Moskova ile Tahran, “Kürt sorununu kökten çözmeyi arzu eden” Ankara’yı durdurmak istemeyecek.

Pokrovskiy, "uçurum kenarına gelen Kürtler acaba ayakta kalabilecek mi?" sorusu ile röportajı noktaladı.

Nezavisimaya gazetesi yazarı Vladimir Muhin, Münih konferansını Suriye açısından değerlendirirken Rusya, Türkiye ve İran’ın İdlib’de ortak operasyon hazırlığına girdiklerini yazdı. Son günlerde Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yaptığı açıklamalar bu yönde. Ayrıca Washington Post’a atıfta bulunan Muhin, Fırat’ın doğusu üzerinde kontrol kaybetmemeye çalışan ABD’nin İngiltere, Fransa ve Almanya ile beraber tampon bölge kurabileceğini iddia etti. Rusya’nın tampon bölgede sadece Türk askerlerini görmek istediğini öne süren yazar, Adana Mutabakatı'na değinerek “Türkiye’nin teröristlere karşı savaşma hakkı var” diyen Lavrov’un, herhalde IŞİD’in yanı sıra YPG'yi de kastettiğini öne sürdü.

Kommersant gazetesi yazarı Kirill Krivoşeev, S-400’ün "Patriot”a karşı Türkiye savaşını kazandığını" savundu.

Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir’e göre ABD’nin “Patriot” teklif şartları “kabul edilmez” iken S-400 sevkıyatı temmuz ayında bekleniyor. Bir senedir S-400 NATO silahları ile uyumsuz diye Ankara’nın Rus malını satın alma kararını değiştirtmeye çalışan ABD sonunda “Patriot” füzeleri teklif etti. Bu da iki ülke arasındaki ilişkilerin iyileşme sinyali olarak değerlendirildi. Ne var ki bugün durumun iyiye gitmediğini görüyoruz.

Çağdaş Türkiye Araştırma Merkezi Müdürü Amur Gaciyev, Ankara ile Washington arasındaki güvenin azalmaya devam ettiğini öne sürdü. Kendisine göre S-400’ün Türkiye’ye gelişiyle “Patriot”a ihtiyaç kalmadığı için müzakere rafa kaldırılacak veya yavaşlayacak.

Rusya Uluslararası İşler Konseyi Uzmanı Timur Ahmetov ise Ankara’nın S-400’ü seçmesi, Rusya ve Türkiye’nin savunma alanında ulusal çıkarlarının bağdaştığını gösteriyor, o kadar. Bununla beraber ABD’nin Türkiye üzerinde nüfuzu hâlâ çok büyük. Yani Türkiye’nin birkaç füze sistemi yüzünden Amerikan şirketleriyle işbirliğinden vazgeçip vazgeçmeyeceği tartışılır, dedi.

Voyennoye obozreniye sitesi yazarı Boris Cereliyevskiy, Suriye’den çekilen Amerika’nın Avrupalı müttefiklerine Türkiye ile Kürtler arasında “canlı kalkan” oluşturmayı teklif ettiğini öne sürdü. Washington’un planına göre Amerikan askerleri ülkeden çekilir çekilmez yerini Avrupalılar alacak.

Bugüne kadar Kürt militanları ABD’nın himayesi altında kaldıkları için Amerikan askerleri ile sıcak temasa girmekten çekinen TSK, Fırat’ın doğusuna kapsamlı taarruzdan vazgeçiyordu. Bundan sonra “Avrupalı kalkan” aynı işi görecek. Amerika ise hem karşısına Türkiye’yi almayacak hem ülkenin kuzey-doğusunu Esad’a iade ettirmeyecek.

Yazıyı bitirirken Cereliyevskiy, Amerika’nın bu adımı Ankara tarafından “dostça olmayan” davranış olarak algılanacak ifadesini kullandı.

VTsİOM araştırma ajansının yaptığı ankete dayanarak EADaily Haber Ajansı, Rusya vatandaşlarının yüzde 62’sine göre ülkede “dürüst” girişimcilik yapmanın mümkün olmadığını bildirdi. Vatandaşların yüzde 6’sı genel olarak özel girişimciliğe karşı çıkıyor ama 2009’da bu rakam yüzde 20’ye dayanmıştı. Ankete katılanların yüzde 25’i kendi işini kurmak istiyor, yüzde 10’u ise zaten kendi işini yapıyor.

Girişimcilerin karşı karşıya geldiği başlıca zorluklar ise yüksek vergi (yüzde 25), bürokratik engeller (yüzde 22) ve mali kaynak yetersizliği (yüzde 16).


Andrey İsaev Kimdir?

Moskova Devlet Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun. Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü ile Kazan Devlet Üniversitesi'nde çalıştı. Toplam 17 yıl çeşitli görevlerde Türkiye’de bulundu, Çin ve Hindistan’da çalıştı. Gazetecilik, araştırmacılık ve çevirmenlik yapıyor. RS FM radyosu kurucularından ve ilk genel müdürü.“Eski Çağ Türkiye tarihi” ve “Hint-Avrupa Mitolojisi: bir inceleme denemesi” adlı kitapları var.