YAZARLAR

Asfalt beton gönül işi

Kriz çok derin ve derinliğini AKP’nin “memleket işi, gönül işi” demesinden, asfalt-beton belediyeciliğini reddetmesinden görüyoruz. 20 milyon insanın siyaseten umutsuzluğunu çok iyi görüyor ve onların başkasına gitmemesi için kendini reddediyor.

AKP yerel seçim programını şatafatlı bir etkinlikle açıkladı. O kadar şatafata rağmen AKP Genel Başkanı konuşmasına marka kentler, mega projeler lafı etmedi. Asfalt ve betona karşı durdu. Öyle ki iyi olduğu asfalt-beton belediyeciliğini külliyen reddetti. Kendisi anayasaya uymayabiliyorken kentlerin anayasasının olacağını söyledi.

ÇÖP, ÇUKUR, ÇAMUR

Erdoğan önce besmelesi olan “Ce Ha Pe” diyerek başladı ve çöp, çukur ve çamurun olduğu kentleri emanet aldıklarını ve ilerlettiklerini anlattı. Devamında şehirlerin böyle olmasında insan fıtratının yok sayılmasının büyük etkisi var, dedi. Hatta coştu ve “denetimsiz planlamayı ortadan kaldıracağız” dedi.

MUHALEFETİ OKUMAK

CHP geçen haftayı başarı ile seçilmiş belediye başkanlarını değiştirmek, kente karşı suç işleyen adayları kollamakla geçirdiği için konuya henüz dahil olamadı. İYİ Parti ise hâlâ bitmeyen müzakereler içinde ve belediyesi olmadığı için benzer bir tartışmayı yapamıyoruz. HDP ise doğuda daha yeni adaylarını açıkladığı, batıda daha hiç aday açıklamadığı için bir belediyecilik programı koymuş değil.

AKP dersine iyi çalışmış ve sandığa gitmeyi düşünmeyen 20 milyon seçmeni görmüş. Yetmemiş kendisine yönelik itirazlara çalışmış ve tersini yani kendi antitezini içeren 11 maddelik manifestoyu açıkladı.

Kaldı ki Saadet Partisi de geçen hafta sonu açıkladığı seçim programında sandığa gitmek istemeyen 20 milyonu hedefine koymuştu. Hatta asfalt-beton belediyeciliği yapmayacağını açık açık ve en üst seviyeden telaffuz etmişti.

Ortada yerel seçimlerde 20 milyon beklentisiz seçmeni ve asfalt-beton belediyeciliği itirazını gören SAADET, AKP ve 3-4 aday dışında kimse yok gibi. AKP işte buraya oturmaya çalıştı.

11 KUTSAL TAAHHÜT

Erdoğan 11 taahhütte bulundu:

1. “Şehirleri planlayacağız, şeffaf olacağız.” dedi ve neden 25 yıllık belediyecilik geçmişinde ve 17 yıllık iktidarında yapmadığını söylemedi.

2. Altyapı ve ulaşım sorununu çözeceğiz dedi. Ama neden İstanbul adayının yıllarca Ulaştırma Bakanı olduğu gerçeğini unuttuğu anlaşılamadı. Hızını alamadı “Böylece sokaklarımızdaki araç istilasına son verip kaldırımlarımızı sadece yayaların hizmetine sunacağız.” bile dedi.

3. “Kentsel dönüşüm projelerini, şehirlerimizi hem deprem riskinden hem de çarpık yapılaşmadan kurtarmaya dönük olarak geliştireceğiz.” dedi. Hem de depremden 20 yıl sonra bunu dedi.

4. Benzersiz şehirler hedefi. Her şehrin kendi coğrafyasına, iklimine, tabiatına, tarih ve insan dokusuna, büyüme alanlarına uygun gelişme modelleri hazırlayacağını söyledi.

5. “Akıllı şehirler ile şehircilikte yeni ufuklar”dan bahsetti.

6. “Çevreye saygılı şehirler” dedi. Canlı veya cansız tüm varlıklarla birlikte uyum içinde bir hayat sürdürebilmeyi sağlayacağız derken müteahhitleri nereye koyduğunu söylemedi.

7. Sosyal belediyecilik anlayışını savundu.

8. Yatay şehirleşmeye dem vurdu. Ama o kadar siteyi başkası yapmış gibi, o kadar betonu başkası dökmüş gibi “Şehirlerimizi toprakla daha çok buluşan, mahalle kültürünü yaşatan, komşuluk ilişkilerini canlı tutan yatay mimari anlayışıyla geliştireceğiz.” dedi.

9. Halkla birlikte yönetmekten bahsetti. Öyle ki şehirli hakları bildirgesi hazırlamaktan bahsetti.

10. Tasarruf ve şeffaflık dedi.

11. Finali ise marka şehirler dememek için değer üreten şehirler söylemiyle bitirdi.

AKP’NİN ANTİTEZİ AKP 

Çok açık ki AKP şimdiye kadar yapmadıklarını tek tek çalışmış ve “bunları yapacağım” diyen 11 maddelik bir seçim manifestosu hazırlamış. Öyle ki “Belediyelerimizde hukuka aykırı davranan hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız.” demekten bile çekinmemiş ama kendisinin oturduğu binaların AOÇ’ye, mahkeme kararına rağmen yapıldığını görmememizi istemiş.

AKP'NİN SENTEZİ MUHALEFET DEĞİL

AKP seçim manifestosu ile kendi yaptıklarına külliyen karşı çıkmış. Yetmemiş mega projeler, marka şehirler lafını zerre etmemiş. Öyle bir noktaya gelmiş ki 25 yıldır belediyelerde ve 17 yıldır iktidarda yaptığı her şeye karşı çıkarak kendi muhalefetini yapmış ve muhalefete yer bırakmamış. Çünkü şu ana kadar asfalt ve beton dışında bir belediyecilik örneği olmadığını çok iyi biliyor. Ovacık örneği bu kadar yalnız kalmasaydı, Osman Özgüven tekrar aday olarak Dikili’deki işlere devam etseydi ve bir tane daha Dalokay-İsvan-Alyanak-Bagatur belediyeciliği yapacak aday çıkarsaydı iktidar bunu yapabilir miydi?

Çok açık ki muhalefet partilerinin sicilinde kent suçları değil de 73 belediyeciliğinden bir tane daha örnek olsa resim değişecekti.

AKP'NİN SENTEZİ: SÖZEN

Kriz çok derin ve derinliğini AKP’nin “memleket işi, gönül işi” demesinden asfalt-beton belediyeciliğini reddetmesinden görüyoruz. 20 milyon insanın siyaseten umutsuzluğunu çok iyi görüyor ve onların başkasına gitmemesi için kendini reddediyor.

AKP’nin krizi aslında siyasetin krizi. AKP’nin antitezi muhalefet bile değil, yine AKP.

AKP’nin politikalarının sentezi ise 1973 belediyeciliği, 89’daki Sözen belediyeciliği.

Erdoğan çöp, çukur, çamur diyerek Sözen’e laf ediyor. Neden? Çünkü Sözen başbakanların kaçak konutlarını yıkan bir belediye başkanıydı. Sözen, halkın yanında olan bir belediye başkanıydı. Biliyor ki siyaset Sözen’i savunmaz. Siyaset 94’te Sözen’i hep beraber saf dışı bıraktı. Sözen’i savunmak, AKP’nin sentezini savunmak, siyasetin değil halkın işi. Sözen’den iktidarı aldıklarında Türkiye’nin 17 milyon 760 bin ton belediye atığı vardı. Şimdi ise çoğu poşet, ambalaj malzemesi, şişe vs. olmak üzere 32 milyon tona yakın. AKP o zaman ortalıkta çöp olduğundan bahsediyor. Peki bugün durum ne? Bugün 19,3 milyon ton depolama sahası, 9,1 milyon tonu belediye çöplüğü olmak üzere 28 milyon ton çöp toprağa karışıyor. Yani AKP görünen üstünden politika yapıyor ama gömüleni yok sayıyor.

AKP belediyeleri insanla buluşturacağım derken yanındaki ustaya kazık atarak yükselmiş, yanındaki müteahhide belediyeden imar artışı alarak fark atmış insanı kastediyor. AKP’nin memleket işi asfalt-beton işi. 25 yıllık belediyecilik ve 17 yıllık iktidarında o memleketin işi gönül işi denilen şeyin, o gönlün asfalt-beton olduğunu hepimiz öğrenmedik mi?

Muhalefet edemeyen partilere rağmen iktidar kaybetme korkusu nelere kadir.


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.