YAZARLAR

Erdoğan Maduro'yu neden destekliyor?

Size ilginç gelecek belki ama bana göre Erdoğan’nın Maduro’yu desteklemesinin nedeni, birbirlerine benzemesi, Venezuela ile Türkiye’nin çok gelişkin bağları olduğu için değil, tam aksine hiçbir önemli bir ilişkisinin olmamasıdır.

Son üç-dört gündür dış basın, bize hep bunu soruyor. ‘Erdoğan, Maduro’yu neden destekliyor ?’ Garip bu gazeteciler. Sanki her şeyin bir nedeni olması gerekiyormuş gibi. Sadece ahlaki ve doğru olan şeyi yapar halbuki devlet başkanları. Hepsi öyle. Hepimize örnektirler.

Gazetecilerin merakını giderecek, kolay cevap şudur: Çünkü Erdoğan da bir askeri darbe ile alaşağı edilmek istenmiştir. Bu işin içinde muhtemelen ABD parmağı da var diye defalarca söylenmiştir. İşte bu yüzden, fevkalade müşterek kader hissiyatıyla, dünyanın iki ucundaki iki lider, birbirlerine destek olmaktadır. Çok duygusal. İnsanın gözleri yaşarıyor. Demokrasi, deyip deyip sarılası geliyor insanın. Kısaca mukadderat bu cevabın adı.

Bu ahlaki yaklaşımın mesela hemen yanı başımızda, Suriye’de Esat rejimi için neden uygulanmadığını bilemedim tabii ki. Seçilmiş başkan Esat’a sadece öyle ambargo filan değil, açıkça ordular, tanklar, tüfekler ve kılınacak namaz için konum göndermeler dahil, her şey yapılırken bir ‘darbe’ yapılıyor fikri yeterince uyanmadı sanırım. Belki o esnada isim değiştirilmesi, Esat’ın Esed’e dönüşmesi bir karışıklık yaratmış olabilir.

Demokrasilerde seçilmiş olmanın önemi ve oy vermenin kutsallığı, mesela ‘Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin yaptığı referandumda, bağımsızlığın yüzde 93 ile kabul edilmesi neticesi doğurduğunda, ülkenin yüksek menfaatleri göz önüne alındığında bir teferruattı!

Yine bizi çok ilgilendirmese de ne olur ne olmaz, Katalonya da bir bağımsızlık referandumu düzenledi ve kabul gördüğü için, Katalan yönetimin cezaevine atılması da memnuniyet ifadeleriyle karşılanmıştı.

Sanırım her oy ve seçilmişlik, makbul olmayabiliyor.

O zaman şu ahlak, demokrasi, seçilmişlik meselesini bir tarafa koyalım, hani şu binbir gece masallarının olduğu rafa.

Şimdi hep beraber, ekonomik çıkarlar arıyoruz altında. Şu karşılıklı ticaret anlaşması, ucuz ham petrol ve son günlerde ağzımızı sulandıran altın meselesi. İşte bu yüzden Erdoğan, Maduro’yu destekliyor.

Mantıklı geliyor insana, iktisadi ve sınıfsal gibi.

Yalnız başka bir şeyler daha hatırlıyorum ben. Erdoğan yine Latin Amerika ülkelerinin en büyüğünün, Brezilya’nın Başkanı Lula ile de bu tür anlaşmalar imzalamıştı. Karadeniz’de ortak petrol aramaları, tarım ve sanayi işbirliğini öngören ve hatta birlikte uçak fabrikası kurulmasının da olduğu bir anlaşma.

-Bu arada Brezilya’nın gerçekten uçak fabrikası filan olduğunu hatırlatayım ki Venezuela’da toprak altından nasıl çıkarıldığını iyi bildiğim, altından daha gerçek olduğu anlaşılsın bu fabrika fikrinin. Ben her ne kadar, o zaman yine bunu yapamayacaklarını iddia etsem de bu başka mesele-

Ayrıca bir de İran’ın da içinde olduğu bir nükleer anlaşma.

Fakat sonra, Lula’nın halefi, Başkan Dilma, ABD’nin desteklediği bir meclis ‘darbe’siyle başkanlıktan indirildiğinde ve seçimlerde çok muhtemel yeniden başkan seçilecek olan Lula, seçim sırasında cezaevine atıldığında, Türkiye’den hiç ses duyulmadı. Yani Venezuela ile yapılmış ticaret anlaşmasının yanında, devasa bir işbirliği içeren bu anlaşmanın imzacıları, ABD destekli darbelerle iktidardan uzaklaştırıldıklarında, hiçbir şey yapılmadıysa, bu ekonomik anlaşma meselesi, ekonomik çıkarlar meselesi de biraz tutarsız gelmiyor mu size?

Bu arada Türkiye’nin Venezuela’da başta konut yapımına ilişkin iş insanlarının yatırımları ve oldukça alacağı da var ama Rusya ve Çin yatırımları yanında bu çok bir şey değil. Ve ABD’nin banka hesaplarına el koyması karşısında, Hindistan gibi petrol satın alarak tek başına Venezuela’yı ayakta tutabilecek bir kapasitesi de yok.*

Ayrıca iktidar değişse de bu işleri daha da çok yapabilir Türkiye. Mesela şu altın efsanesi doğru olsa bile, 1999 Chavez anayasasındaki ‘çevrenin korunması’ maddesine açıkça aykırıdır bu aramalar. Bu uygulama, doğrudan Chavez karşıtı bir iktidarla, çok daha kolaylaşacaktır.

Yani size ilginç gelecek belki ama bana göre Erdoğan’nın Maduro’yu desteklemesinin nedeni, birbirlerine benzemesi, Venezuela ile Türkiye’nin çok gelişkin bağları olduğu için değil, tam aksine hiçbir önemli bir ilişkisinin olmamasıdır. Bu sadece Erdoğan ruhunun derinliklerinde olan, ABD’ye muhalefet edebilme arzusunun, başka hiçbir yerde gerçekleşemeyeceği için, coğrafi ve stratejik olarak, Türkiye ile çok ilgisiz Venezuela’da yapabiliyor olmasıdır.

Bir arzu nesnesidir burada Venezuela!

Ayrıca, ABD ve dünyanın egemen ülkeleri bu haylazlığı hoş görebilirler çünkü neredeyse hiçbir pratik sonucu yoktur. Bu aynı zamanda, hem Türkiye’de hem dünyada, Erdoğan’nın 'ABD’ye kafa tutan lider!' imajını da biraz olsun besler. Son yıllarda Ortadoğu’da hızla kaybettiği imajını, çok az da olsa canlandırabilir, özellikle Kuzey Afrika’da.

Yani Erdoğan’nın Maduro’yu desteklemesinin esas nedeni, yakın ilişkiler değil çok uzak olmasıdır.

Yoksa ‘komünist Maduro’ Türkiye’de olsaydı, çoktan cezaevinde olurdu.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...