YAZARLAR

CHP bir muhalefet partisi mi?

Rahmetli babaannem bu sistemi, sistem içinde kalarak çözmenin sırrını vermişti bize "Oğlum bir baş ol da istersen soğan başı ol" diyordu. CHP irili ufaklı iktidar oldu hep, hep soğan başı...

Hemen hemen herkes CHP’nin muhalefet yapmadığından söz ediyor. Erdoğan iktidarını ‘Recep Bey’ ön adıyla anmayı bir ‘muhalefet’ olarak kabul etmiyorsanız, bunu, ‘muhalefet’ yapmadığını, pek tartışmaya da gerek yok aslında. Erdoğan’da ona ‘Bay Kemal’ diye hitap ettiğinde, yasalar karşısında tam olmasa da, temaşada eşitlik, gayet güzel oluyor.

Burada şaşırılmaması gereken şey, CHP’nin muhalefet yapmamasıdır. Çünkü CHP bir iktidar partisidir. Yani muhalefeti beceremediği için değil, muhalif olmadığı için yapmamaktadır. Sözünü ettiğim iktidar, ülkenin göbeğinden yükselen, birbirinin üstüne yaslanmış ve bu yüzden birbirine muhtaç iktidarların en üstünde, uzun yıllar başbakan ve şimdilerde cumhur reisi, olarak tecelli eden iktidar değil, çünkü zaten, neredeyse 1950 yılından itibaren bu iktidar piramitinin görünen zirvesinde pek olmamıştır CHP ya da tam tersinden tanımlamayla hep, iktidar da olmuştur boyuna göre.

-Rahmetli babaannem bu sistemi, sistem içinde kalarak çözmenin sırrını vermişti bize "Oğlum bir baş ol da istersen soğan başı ol" diyordu. CHP irili ufaklı iktidar oldu hep, hep soğan başı-

İktidar meselesini, başka zaman tartışmaya bırakıp, yazının ekseninde olan ‘muhalefet’ olma meselesine dönersek, CHP sadece, -yine yumuşatmak için bir ‘neredeyse’ ekleyip- sadece 1973-1977 yılları arasında muhalefet olmuştur. Çünkü muhalefet sadece iktidar olup, olmamak değil, var olanı değiştirmek, değiştirmeyi talep etmek, denemek, mücadele etmek ya da çaba göstermektir. Bu yüzden CHP, sadece bu yıllar arası, geniş bir kapsam içinde de olsa ‘muhalif’tir. Dikkatli olanların ve biraz yakın tarih bilenlerin okurken, hemen, ’işte seni yakaladık’ diye gülümsediklerini hissediyorum. Hayır, CHP’nin söylediğim yıllar arasında, 1974 Ocak- Kasım arasında koalisyon da olsa hükümet olduğunu, dikkatsizlikten atlamış değilim. Tam aksine hükümet olduğu dönemde de ‘muhalif’ olduğunun altını çiziyorum. İlk zamanlarda ‘Ecevit Pazarı’ diye anılan, cumartesi gününün tatil ilan edilmesi, fazla çalışma ücreti yani ‘mesai’ saatleri düzenlenmesi, en önemlisi emeklilikte yaş sınırının kaldırılması yani pratikte erkeklerde 45, kadınlarda 40 yaşına inmesi bu dönem olmuştur. Kooperatifler yasası, stratejik madenlerin kamulaştırılması, sendikal hakların, dernekleşme hakkının, geniş anlamda kullanılabilir olması, örgütlenmelerin sadece yasal anlamda değil, pratikte, fiili olarak işler olması da yine bu dönemdir.

ABD’nin baskıları nedeniyle durdurulan, haşhaş ekimi de yeniden başlatılmıştır. -ki bir şehrinin adı ‘Afyon’ olan bir ülkedir Türkiye-

CHP, bu dönem bayağı bayağı muhaliftir, gördüğünüz gibi.

Tabii ki bunun arkasında, Mahirler, Denizler, devrimci gençlik mücadelesi, halklarla bağlarını kurabilmiş eski Türkiye İşçi Partisi, dünyada esen özgürlükçü ve bağımsızlıkçı rüzgarlar, devrimler ve isyanlar vardır ama bu durumda da olsa muhafazakar partiler, milliyetçi paramiliter teşkilatlar ve iktidarları arasında muhalefettir işte CHP.

-Bir hatırlatma yaparak tabii ki devrimci değildir ama hakim sınıflara muhaliftir. ‘Ah bu onun sadece görüntüsüydü’ demeyin, partiler zaten gerçek kişiler gibi değil, imajları-görüntüleri üzerinden yürürler, Zizek’in kulakları çınlasın-

Bugüne gelirsek CHP muhalefet olmamakla kalmaz, iktidardır. İzmir, Kadıköy, Beşiktaş, Sarıyer, Ataşehir, Çankaya, Konak ve benzeri yerler iktidarıdır. Bu yüzden CHP’nin iktidar için hiçbir şey yapmadığı doğru değildir. Deyim yerindeyse, iktidar için çatır çatır savaşmaktadırlar ama bu iktidar kendi alanlarında, kendi iktidarlar iç savaşıdır. Buralar partinin var olduğu, kendini ve müteahhitlerini var ettiği, çeperini beslediği, finanse ettiği her şeyidir. Bu yüzden hakimiyeti-CHP alanlarında, aday savaşları kanlı ve acımasızdır.

Var olan iktidardan esas farkı, sadece sınırlar, iktidarımın kenarı meselesidir ki bu da bir kıtır tadı vermekten öteye, pek bir şey değiştirmez aslında.

Bu söylediklerim tabii ki CHP’ye oy veren, insanları anlatmaz. Büyük iktidarın günlük, sıradan faşizmi karşısında, soluk almaya çalışmak, her insanın nefsi müdafaa hakkıdır ama bu kayıkçı dövüşü, her geçen gün daha da kabak tadı vermektedir.

Öyle değil mi ?


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...