YAZARLAR

AKP betona beton, asfalta asfalt dökecek!

AKP’nin bu seçimlerdeki tek vaadi betonun üstüne beton, asfaltın üstüne asfalt dökmek. Bütün devlet aygıtı ellerinde olmasına rağmen bunu bile konuşamıyoruz, poşeti konuşuyoruz. İktidarın ilgi çekmeyen seçim kampanyası ve Özhaseki’nin ilgi çekmeyen seçim proCeleri bunun örneği.

Ne kadar renksiz bir seçime giriyoruz değil mi? İktidar devlet aygıtını da yanına alarak erkenden başladığı seçim sürecinde pek gündemi tutturamıyor. Düşünsenize seçime üç aydan az kalmış ve geçen hafta halkımız seçimleri değil poşeti konuşuyordu.

Ama karşımızda bir o kadar da renkli bir seçim süreci var. Binali Yıldırım değil, anayasayı delmesi gündem. Hem de kendi anayasalarını. Mehmet Özhaseki Ankara’ya aday ama yaprak kımıldatamıyor. Eskiden başında olduğu bakanlığın poşetten bile para alıyor olması daha çok konuşuluyor. (1)

Bu yaklaşım size inandırıcı gelmezse diye sadece poşetten bir örnek vereyim. 9 Ocak Çarşamba günü Erdoğan, Atatürk Orman Çiftliği'ne yaptırdığı tesiste "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu" düzenledi. Orada bile poşet konuştu (1). Konuşmasına “Son zamanlar bu plastik poşetler vb. birçok ürünlerle ilgili olarak bir savaş başlattık.” diye girdi ve ardından “Anacığım evde file dokurdu. File ile alışveriş yapar gelirdik. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bunlar kenevirden yapılırdı.” diyerek sürdürdü. Yani yerel yönetimler sempozyumunda poşet-kenevir bağlantısı kuruldu. Ekonomik krizi mi yoksa siyasi kriz mi var diye insan sormadan edemiyor.

BELEDİYECİLİK KRİZİ

Bu kriz sadece iktidarın değil muhalefetin de krizi. Muhalefet partilerinde bile “İklim değişikliğinin farkındayım ve bu yüzden..” diye cümle kuran bir kişi olmadı. Asfalt ve beton konusundaki saplantıyı dile getiren, “İmar artışına değil çocuklara/iklime/doğa ve topluma ayıracağım” diyen kimse yok. Varsa yoksa asfalt ve beton belediyeciliği. Muhalefetin küçük iktidar gibi hissedip iktidarın kopyası olması muhalefetin beceriksizliği ile açıklanamaz. Olsa olsa krizin belediyeciliğe yansımasıdır. Sonuçta bu kriz tek taraflı değil.

YENİ ASFALT VE BETON BELEDİYECİLİĞİ

Ortada bir kriz var dedik ya, bir başka örnek verelim. Geçenlerde Erdoğan adaylarda aradıkları özellikleri açıkladı (2). Açıklamasında aynen şöyle dedi: “Bu işin ehli, liyakatlisi kim, kimin yüzü gülüyor, kimin kapısı açık, kim kesesinden yedirmiş, içirmiş, kesesinden ikram etmiş, adamlığıyla nam salmış ona baktık.” Hakikaten “kesesinden ikram etmiş” dedi. Hiç polemik yapmayacağım, bu ifade bile açık sözlülükle açıklanabilecek bir ifade değil.

İşin aslı AKP sadece ve sadece eskiden döktüğü asfalt ve betonun üstüne yeniden asfalt ve beton dökmek dışında bir belediyecilik öneremiyor. Bunun böyle olduğunu geçen hafta “projelerini” açıklayan Özhaseki’den anlıyoruz.

AK-PROCECİLİK! 

Öncelikle yeni bir kavramı açıklayarak başlayalım. Belediye seçimleri bir politika yarışıdır. Yani politikalar yarışır. Bir proje yarışı değildir. “Projecilik” proje yönetimi yapan profesyoneller için bir hakarettir. Proje dediğinizde içinde zaman, kaynak ve kapsam gibi kısıtlarınız olur. Projenin kapsamında toplum ve doğa yoksa ve sadece çıkar varsa buna proje demeyelim. Benzer şekilde kaynak meselesinde işçiliğe gelince iş sağlığı ve işçinin güvenliği yoksa buna da proje demeyelim. Bu nedenle buna proCe, Ak-ProCecilik demek lazım.

Nitekim Özhaseki 13 konuda hazırladığı 111 proCe için “insan odaklı proje” demiş (3) ve kültür yolu projesi için “tek tek ben çalıştım” demiş. (4) Yani Erdoğan’ın dediği “kim kesesinden yedirmiş, içirmiş, kesesinden ikram etmiş” kriterlerini en iyi karşılayan Özhaseki tek tek kendi proCesini yapmış.

PROCECİ ASFALT VE BETONCULUK! 

Özhaseki’nin listedeki bazı proCeler işin rengini veriyor;

  • Mahallede kaldırım ve park kalmadığı için daha çok asfalt kullanımı sağlayarak gidebilecekleri çocuk köyleri,
  • Hayvanat bahçesi ve stadyumu yıktıktan sonra yeniden yapma işi, yani yık-yap proCeleri,
  • Gökçek’in geçen seçimlerdeki proCesinin kopyası olduğu belli Kanal Ankara,
  • Kentin yeşil kalan son 13 alanını rezidansların parkları haline getirip parsellemeyi sağlayacak ve yarısına beton dökülecek millet bahçeleri,
  • Yarattığı yoksulluğu ve mutsuzluğu derinleştirmek için şehrin 70 km. dışına madde bağımlılığı rehabilitasyon merkezi kurma,
  • Adından bile çocukları hayata küstürmeye yetecek “çıkmaz sokaklara çocuk sokağı” proCesi,
  • Gençlik Parkı havuzlarında yetişen çocukların cumhuriyetin ilk döneminde yüzme şampiyonu olduğunu bilmiyormuş gibi 2019 yılında Ankara plajı proCesi.
  • Tarihi betonla baştan yapma mantığı ile Yahudi Mahallesi'ni “yenileme” proCEsi sadece birkaçı.

Şu hâli ile Özhaseki’nin proCeleri fazla beton, daha fazla asfalt demek. Hatta asfalt ve beton üstüne bir kez daha asfalt ve beton dökmek anlamına geliyor.

ÖZHASEKİ'NİN SIRRI

Özhaseki uzun yıllar Kayseri Büyükşehir Belediyesi başkanlığı yaptı. Sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapan Özhaseki şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday. Bu adaylığa adım adım geldi yani. 2018 bütçeleri ile örnek verecek olursak, 1,15 milyar TL bütçesi (5) olan Kayseri Belediyesi’nin başında iken sonrasında 1,92 milyar TL bütçesi (6) olan bir bakanlığın başına geçti. Şimdi başına geçmek istediği Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ise 2018 yılı bütçesi ise 8 milyar TL. Yani Ankara Belediyesi dört tane Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Ankara’nın başına geçtiğinde sadece asfalta harcayacağı para bakanlığının bütün ülkenin çevre koruma hizmetlerine ayıracağı paranın iki katı!

Bu sürecin sonucunda Özhaseki Binali Yıldırım'dan sonra ikinci büyük betoncu ve asfaltçı belediye başkanı olacak.

FARK YARATAN ADAY

Ekonomik bir sıkışmışlık varsa siyasi bir karşılığı olacaktır. Bugün alası var. Kriz biraz şerbet gibidir. İçerseniz keyif alırsınız, dökerseniz yapış yapış olursunuz. Yani bu kadar kriz tartışması yapmamızın, yerel yönetimler sempozyumunda poşet konuşulmasını anlatmamızın, iktidarın asfalt ve betondan başka bir şey söyleyememesinin, Özhaseki’nin proCecilik yaklaşımının nedeni kara bir tablo değil, iktidarın çaresizliği. Kriz bu kadar derinken tabii ki iktidar daha çok asfalt ve beton diyor ve bu yüzden 1,9 milyar TL’lik bütçesi olan bir bakanlığın başındaki kişiyi 8 milyar TL’lik bütçesi olan bir şehrin belediye başkanlığına aday yapıyor.

Seçim sadece bir seçim değildir, sermayenin kime aktarılacağı seçimidir. Bütün adaylar sermayeyi iktidara aktaracaksa, bütün adaylar proCecilik yapacaksa günün sonunda kazanacak olan iktidardır. Düşünün başkent Ankara’nın baş ilçesinde CHP’li belediyenin başkanı iş yaratarak Mülkiyeliler Misafirhanesi'nden konut kooperatifine (7) kadar bütün inşaatları AK Partili müteahhitlere vererek iktidara sermeye aktarımı işini tam gaz sürdürüyor.

Meselenin bir de diğer tarafı var.

Muhalefet bile iktidara çalışıyorken bir aday çıkarsa ve “halktan toplanan sermayeyi topluma ve doğaya aktaracağım” derse o zaman hayat daha yaşanabilir, daha tatlı olmaz mı? Çok açık ki beton ve asfalta dayalı belediyeciliğe artık yer olmadığını bilen bir aday, toplumu ve doğayı gözeten bir aday fark yaratır. Bugün İstanbul’daki belediyeciliğin abc’sinin İsvan’ın, Ankara’da Dalokay’ın olduğunu bilen, 89 dönemi belediyeciliğini bilen bir aday çok şey değiştirebilir.

AKP’nin bu seçimlerdeki tek vaadi betonun üstüne beton, asfaltın üstüne asfalt dökmek. Bütün devlet aygıtı ellerinde olmasına rağmen bunu bile konuşamıyoruz, poşeti konuşuyoruz. İktidarın ilgi çekmeyen seçim kampanyası ve Özhaseki’nin ilgi çekmeyen seçim proCeleri bunun örneği. Bu durumda fark yaratan bir muhalefete bile gerek yok, tek bir aday dengeleri değiştirebilir.

(1) https://www.haberturk.com/son-dakika-cumhurbaskani-erdogan-dan-aciklamalar-2286361

(2) https://www.memurlar.net/haber/801201/erdogan-baskan-adaylarini-secerken-bunlara-bakmis.html

(3) https://www.sabah.com.tr/ankara-baskent/2019/01/04/insan-odakli-baskent-projeleri

(4) https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2018/12/29/iste-ozhasekinin-en-onemli-projesi-sabaha-acikladi

(5) https://www.kayseri.bel.tr/uploads/pdf/performans2018.pdf

(6) http://www.bumko.gov.tr/Eklenti/10848,2018yilimybkanunutasarisipdf.pdf?0

(7) http://www.spo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=9617&tipi=3&sube=1


Önder Algedik Kimdir?

Proje yöneticisi, enerji ve iklim uzmanı. Çeşitli sektörlerde proje yöneticiliği yaptıktan sonra son yıllarda iklim değişikliği ve enerji alanında uzman olarak çalışmaktadır. İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği başkanı olup 350ankara.org iklim aktivist grubunun kurucularındandır. Raporlarına ve arşivine http://www.onderalgedik.com/ adresinden ulaşılabilir.