YAZARLAR

Yeni yılda her spor hak ettiği ilgiyi görsün

Hentboldan eskrime, kış sporlarından yüzmeye, artistik jimnastikten okçuluğa, motor sporlarından badminton'a… Haberimiz olsun ne yapıyorlar, nerede yarışıyorlar, ne başarılar kazanıyorlar, ne çetrefilli yollardan gidiyorlar. Büyük bir emek var ortada. Ailenin emeği, sporcunun emeği, karşına çıkan/çıkartılan engellerin aşılması için verilen emek, harcanan zaman, yıllar, belki ömürler… Her şey bir hedefe ulaşmak için.

Yıl bitiyor artık. Yeni umutlar, yeni beklentiler, yeni arzular. Malum geçen hafta geçen senenin anti-spor kahramanını sunmuştum size. Şimdi ise erken davranıyorum ve yeni yıl dileklerimi iletiyorum. Nasılsa gelecek haftanın konusu tamamen bu olacak. İşte 2019’dan beklentilerim:

FUTBOL

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Burak Özçetin, bir yemek yarışmasında ünlenip başka bir yemek yarışmasında zirve yapan, sonrasında bir papağanın ölümüne sebep olacak kişiden yola çıkarak şunu söyledi DW Türkiye’nin internet sitesine: Televizyondaki eğlence programları(!), izleyiciye bir yandan tahammül edilemez gelirken diğer yandan mazoşist bir hazla tüketiliyor. Aynı futbol gibi. Türkiye’de oynanan şey izleyiciye ne ilgi çekici geliyor, ne izlediklerinden keyif alıyorlar, izlenilen şeyin ne temeli ne de ekonomisi var. Ama ne başka spor izleyebiliyoruz, ne de futbolumuzun kötülüklerinden bahsetmekten vazgeçiyoruz. Mazoşist bir hızla tüketip, sadomazoşist bir hisle takip ediyoruz. Milli Piyango bana çıksın gibi bir istek ama yeni yılda futbol gerçekten hak ettiği kadar izlensin ve konuşulsun.

BASKETBOL

Basketbol futbolun eğlence alanı değildir. Fenerbahçe’nin futboldaki başarısızlığının tutunduğu bir can simidi de. Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı’nın son yıllarda yaptığı zamanında Efes Pilsen’in (sonradan Anadolu Efes oldu) yaptıkları, basketbolun aslında bu ülke için ne kadar önemli olduğunun net ispatıdır. Yeni yıldan beklentim başarıdan bağımsız konuşarak, salon adamlarının adını, kendilerini, yaptıklarını daha fazla gördüğümüz bir yıl olsun. Bir de fazla kişisel olacak ama ufak şiddet eğilimlerine karşın Obradoviç, Obradoviç’tir. Ne dilerse gerçekleşsin. Özellikle de şu dileği “Bence dünyada adalet yok. Bu nereden geliyor ve kim yarattı, bambaşka bir hikaye. Her insanın normal bir hayat yaşamaya hakkı var. En önemlisi bu. Daha iyi olacağına da inanmıyorum. Bari daha kötüye gitmesin.”

VOLEYBOL

Aslında yazacak/söylenecek çok şey var. Ama ne yazsak/söylesek az. Türkiye’nin en başarılı spor dalının bu denli değersizleştirilmesi mi daha kötü yoksa buna alışmamız mı bilemiyorum. Daha ne yapsınlar acaba ilgimizi çekmek için? Daha ne kadar dünya şampiyonluğu getirsinler, daha ne kadar Avrupa’nın zirvesine çıksınlar? Duygu Asena zamanında yazmıştı: ‘Kadının adı yok.’ Bu ülkede gerçekten de yok. Zaten 2018’in ilk 10 ayında 203 kadının erkek şiddeti nedeniyle hayatını kaybettiği bir ülkede bu başarıları getiriyor olmaları bile mucize. 2019’dan beklentim hem kadına şiddet azalsın hem başta kadın voleybolu olmak üzere voleybol daha çok konuşulsun.

ATLETİZM

Sporun temeli olduğunu herhalde dile getirmeme bile gerek yok. Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı ivme de ortada. Ama açın bakın bakalım kimilerine göre tesadüf olan ama aslında ardında yıllardır yapılan çalışmaların yattığı ‘tarihi’ başarılar dışında hiç atletizmden bahsedildiğini görüyor musunuz? Mesela koca bir basın dünyasında çıkaralım bakalım 2-3 ismi. Hadi Eurosport geleneğini de göz önüne alıp sayıyı 8-9 yapalım. Atletizm hakkında konuşabilecek kaç kişi kalır? Dolayısıyla 2019’dan beklentim, önce basında atletizmden anlayan insan sayısı artsın. Bu sayı artsın ki insanlar daha fazla atletizm görsün. Atletizm de gündem olsun.

DİĞER SPORLAR

Düşünün adı benim yazımda bile diğer sporlar olarak kalıyor. Hentboldan eskrime, kış sporlarından yüzmeye, artistik jimnastikten okçuluğa, motor sporlarından badminton'a… İşte onlar diğer sporlar. Demiyorum ki her gün manşet olsunlar. Ama haberimiz olsun ne yapıyorlar, nerede yarışıyorlar, ne başarılar kazanıyorlar, ne çetrefilli yollardan gidiyorlar. Büyük bir emek var ortada. Ailenin emeği, sporcunun emeği, karşına çıkan/çıkartılan engellerin aşılması için verilen emek, harcanan zaman, yıllar, belki ömürler… Her şey bir hedefe ulaşmak için. Bari bunca zorlu yolda, engellerinden bir kısmını temizleyelim. Zaten yoğun emek isteyen yolda tökezlediklerinde bize tutunabileceklerini hadi tutunmasınlar da dayanabileceklerini bilsinler. 2019’dan dileğim de bu olsun. Ama en büyük dileğim her zaman istediğim adalettir. Yeni yılda herkes ve her spor hak ettiği ilgiyi görsün.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’