YAZARLAR

Narcos ve Bolivar'ın kılıcı

Televizyon dizilerinden bir demet olarak süren, Türkiye-Venezuela dış ilişkilerinde yeni bir adım atıldı. Geçen aylarda Ertuğrul’u sevmekle başlayan Netflix hariciye bakanlığı, bu hafta, yine bir diziden ‘Narcos’dan alınmış bir sahneyle, ‘Bolivar’ın kılıcı’ ile devam etti

Bu adam beni öldürecek. Hani bugünlerde, mesela Paris sokaklarında ‘Sarı Yelekliler’ eylemleri sırasında, yüzüm sararmış solmuş -yelek rengi- ve nefesim tıkanmış, bir köşede yığılmış bulursanız bunun sebebi, Maduro’nun yorgun düşürdüğü kalbimden başka bir şey değildir. Geçtiğimiz günlerdeki Nusret’te tuz seremonisi yetmedi, bir de Bolivar’ın kılıcı düştü başımıza…

Ülkelerin dış politika yöntemleri de gittikçe televizyon dizilerine dönüşüyor. Hani eskiden şaşaalı mekteplerde yetişmiş hariciyede, öncelikle Fransızca bilen diplomatlar tarafından yazılmış ülke raporları, James Bond olma sevdasında genç ajanlar, kimse dinlemesin diye parazit yayan ses dalgaları ya da en azından çeşme başı sohbetleri filan kenarda köşede kaldı. Şimdi devlet başkanları, başta dünyanın sınıf mümessili Trump olmak üzere, alıyor eline telefonu, bir tweet atıyor, mesela ‘Ben Kuzey Kore devlet başkanına aşığım’ diye, alın size dış politika. Bundan ‘ABD ile Kuzey Kore arasında yumuşama devam ediyor’ gibi sonuçlar çıkarmak kalıyor geriye bize de.

Televizyon dizilerinden bir demet olarak süren, Türkiye-Venezuela dış ilişkilerinde de yeni bir adım atıldı. Geçen aylarda Ertuğrul’u sevmekle başlayan Netflix hariciye bakanlığı, bu hafta, yine bir diziden ‘Narcos’dan alınmış bir sahneyle, ‘Bolivar’ın kılıcı’ ile devam etti. Dizide M19 gerillalarının elinde, muhtemel ‘Özgür ve Birleşik Latin Amerika’ simgesi olarak var olan kılıç, ‘Narcos’un eline geçtiğinde, durdurulamaz bir güce ulaşma hedefine dönüştüyse, aynı şekilde elden ele, başka manalarla dolaşmaya devam ediyor. Yani kılıç değil muz sanki. Kimin elindeyse onun tadını veriyor. Hariciye’nin televizyon dizilerine dönüşmesinin iyi bir örneği de, yakından bildiğiniz gibi İstanbul’da bir başkonsoloslukta bir korku filmi olarak yaşandı.

Bu yaşananlar ne kadar sürükleyici olsa da, G20 toplantısında, dünya liderleri, bunun sadece seyirlik bir dizi olduğunu cümle aleme gösterdiler. Biliyorsunuz dizilerde çok reyting alan kahramanlar, hiçbir zaman ölmez. Bu yüzden sanırım yeni bölümlerle devam edecek bu gerilim dolu korku dizisi… Çivisi çıkmış dünyanın çivisi çıkmış dışişleri karikatüründen bize ne diyebilirsiniz ama simgeler ve sembollerle yürüyen politika dizilerinde, ismi sol olan başkanların ne yaptığının ceremesini biz çektiğimizden, bizim sancımız.

Nasıl ki saraylarda değil de, kendi çiftlik evinde oturan eski gerilla ve eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica bize keyif veriyorsa ya da en fazla sosyal demokrat yeni Meksika Devlet Başkanı Obrador’un başkanlığı devraldığı gün sarayı müze haline çevirmesi içimize su serpiyorsa, kendisine sosyalist diyen Maduro’nun bizi “maduro” etmesi de bundan.

Yoksa tabii ki Maduro’nun yaptıkları bizi sarartmaz, yelek o gördüğünüz…

Ve biz de biliyoruz Bolivar’ın kılıcı replika, Maduro da öyle…


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...