YAZARLAR

Beşiktaş'ın etli pilavı

Futbol liglerine ara verilen dönemde Tolgay Arslan'ın pilavına daldık. Bilimsel bir açıklamayla yemenin yarar ve zararlarını aktarmanın yanı sıra o yenen pilav belki de oldukça uhrevi bir amaca hizmet ediyordu.

Tolgay Arslan görülmemiş bir şekilde protesto etti teknik direktör Şenol Güneş'i. Uzun dönemdir yedekte oturan Arslan kendisini Başakşehir karşısında da sahaya sürmeyeceğine inandığı Güneş'i, devre arasında etli pilav, dürüm, sandviç ya da her ne yemişse, yiyerek protesto etti! Büyük bir yaratıcılık içeren bu protestonun ardından Tolgay kadronun da dışına alındı. Halbuki Güneş'le arasını hamsili pilav yiyerek düzeltebilir diye düşünüyordum ben!

Olay ortaya çıktığından bu yana takip ettiğim televizyon programları bu konuyu konuştu da bilimsel bir açıklamayla devre arasında, yani aslında maç sırasında, yemek yenir yenmez mi sorusunun cevabını vereni pek duymadım. Maç sırasında yemek yemenin ne kadar da alakasız olduğunun muhakkak ki herkes farkında. Bu işin bilimsel açıklaması nedir acaba?

KANA KASLARDA İHTİYAÇ VAR

25 yıldır profesyonel futbol ve basketbol kulüplerinde görev yapan spor hekimi İsmail Başöz bu konuya açıklık getiriyor: “Devre arasında alınacak bu besin dürüm, sandviçler ya da her neyse, bu tür şeylerin hazmı çok zordur. Bu yediğimiz besini hazmetmek için hatırı sayılır miktarda kan sindirim işlemine katılmak için vücudun karın bölgesine gelecek. Ve önemli miktarda bu bölgeye toplanan kan kastan uzak kalacaktır. Biz ne istiyoruz? Sportif performansı gerçekleştirebilmek için kanın daha çok kaslarda olmasını istiyoruz.”

SINIRLI SEVİYEDE TAKVİYEDE

Zaman zaman bazı maçlarda futbolcuların bir şeyler yediklerini içtiklerini görüyoruz. Bunlar maç sırasında doktorların da tavsiye edebileceği oranlarda, yüzde 7-8 gibi, karbonhidrat içeren sporcu içecekleri. Sporcu eğer çok acıkmışsa özel hazırlanmış bir takım karbonhidrat jelleri, belki bir muz gibi sindirimi çok kolay besinler tüketilebilir. Etli pilav ya da döner dürüm gibi şeyler maç sırasında yenmesi önerilmeyen besinlerse de, maç sonunda tüketilmesi ideal yiyecekler. Çok yüksek bir efor harcanmışsa eğer karbonhidrat ve glikojen depoları tükenir ve bunu bir an önce doldurmak için maç sonrasında karbonhidrat ağırlıklı beslenme gerekli.

HAYIR DEMEK DE SORUNLU

Sporcuların ne zaman, ne yiyeceği, ne içeceği konusunda kulüplerdeki spor hekimlerinin yetki ve sorumlulukları ise sınırlı. Hatta neredeyse yok denebilir. Hekim sporcuya uygun diyeti öneriyor tabii ki ama sporcular buna uymak zorunda değil. Kulüp içinde yemek saatinde silah zoruyla gezen bir spor hekimi ya da diyetisyen yok yani. Bilimsel çalışmalara göre verilen önerileri dinlemek sporcunun elinde. Çoğunlukla sporcuların bu tarz önerilere daha rahat ettikleri için uyduklarını söylüyor Başöz ve çok önemli bir şeyin de altını çiziyor: “Beslenmenin bireyselliğini gözden kaçırmamamız gerekiyor. Sporcu 'Ben bunu yiyince çok daha iyi hissediyorum, artık 15 yaşında bir sporcu değilim ben bunu da yapacağım' diyor ve önermesek de yapabiliyor. 'Hayır asla yiyemezsin' diyemeyiz, dememek lazım. Hayır demenin psikolojik sıkıntısı bile daha büyük zarar verebilir.”

ARSLAN, ORMAN, MENDES

Bir süredir parasını alamadığı ve kendisine önerilen yeni sözleşmeyi kabul etmediği için performans göstermekten kendini alıkoyan Arslan ilk 11'e giremeyince, hocasıyla da arası bozulup pilavlı protestosunu gerçekleştiriyor. Sonunda da kadro dışı bırakılıyor. Bugüne kadar eminim ki devre arasında ya da maç öncesinde etli pilavdan daha sertini yiyerek maça çıkan bir sporcu olmuştur ama bu bilgi sızdırılmamıştır. Sızdırılsa da bu kadar olay olmamıştır. Fakat Yıldırım Demirören döneminden başlayan ve Fikret Orman döneminde de devam eden menajerlik ilişkilerinin ardından yatan gerçekler Der Spiegel dergisi tarafından Football Leaks operasyonu adı altında tek tek açıklanıyor. Taraftarların Fikret Orman'a sordukları “Paralar nerede?” sorusunun cevabı sızdırılıyor ama bir pilav kadar konuşulmuyor bu belgeler. Tolgay'a verilemeyen paralar Jorge Mendes'e ve Ahmet Bulut'a verilmesi gereken paralarmış meğerse. Bu nedenle belki de Tolgay'ın yediği o pilav aslında Beşiktaş'ın cenaze pilavı.


Volkan Ağır Kimdir?

1987 İstanbul doğumlu. 2006 yılından bu yana blog yazıyor. 2008 yılında Cumhuriyet gazetesi Spor Servisi'nde muhabirliğe başladı. O günden bu yana yoğunlukla spor muhabirliği yapıyor. Serbest muhabir olarak 2014 yılında Dünya Kupası'nı Brezilya'da, 2015 yılında Copa America'yı Şili'de takip etti. 2011 yılından bu yana Açık Radyo'da her pazartesi günü 19.30'da Efektifpas isimli spor programını sunuyor. Gazete Duvar'da haftalık, zaman zaman da çeşitli yayınlara özel konularda haberler hazırlıyor. Zaman zaman da kendisine dokunan sosyal ve toplumsal olaylar hakkında da yazıları ve haberleri çeşitli medyalarda yayınlanıyor. 2016 Ekim ayından bu yana Almanya'da Köln'de yaşıyor.