YAZARLAR

Aranıyor!

Şimdi yeni bir ana yıldız arıyor atletizm sistemi. İşte. Bu boşluğun en büyük adaylarından bir bu topraklarda yaşıyor, bu topraklarda yarışıyor: Ramil Guliyev. Son Dünya ve Avrupa 200 metre şampiyonu.

Amatör sporlar yıldızlarına çok şey borçludur. Futbol ve basketbol her dönemine birden çok yıldız sıkıştırabiliyor olsa da yüzme, atletizm veya bisiklet genel itibarıyla bir güneş sistemi gibi işler. Ana yıldız yani bir güneş çevresinde dönen, aslen onun ışığından da yararlanan küçük gezegenler.

Yüzmede Michael Phelps sistemi vardır mesela. Sistemin güneşi olan Amerikalı yüzücü, etrafında dönen, Ryan Lochte’li, Adam Peaty’li, Katie Ledecky’li gezegenler halkayı kapıyorlardı. Phelps sonrası boşta kalan güneş konumu için ise ufak çaplı bir çekişme olsa da yerine biri illa gelecek. FINA da bunu ister zaten. Bulunan bir yıldıza da sıkı sıkıya sarılınır. Hatta daha da parlatılır.

Tabii parlatılırken bazı sıkıntılar da olabiliyor. Onu da bisikletten biliyoruz. Malum bisikletteki sistem tabii ki Lance Armstrong üzerine kuruluydu. O kadar ki bisiklet eşittir Lance’ti. Yanına gelenler Merkür’ün Güneş’e yakın olduğu kadar bile yaklaşamıyordu ona. Tabii bu parlaklığın aynalarla süslenmiş bir parlaklık olduğunu sonradan gördük. Uluslararası Bisiklet Federasyonu’nun kendisine de büyük ilgi devşiren Güneş’inin sağladığı avantajdan yararlanmak için neler yaptığını sonradan öğrendik. O sebeple Lance’in sönüşü ne kadar hızlı olduysa yeni güneşin bulunma süreci de o kadar sancılı oldu. Sancıları da hâlâ devam ediyor. Ama bir gerçek ortada duruyor. Bisiklet kendisinin dünya üzerindeki etkisini kuracağı yıldızı aramaya devam ediyor.

BOLT SİSTEMİ

Atletizmdeki sistem ise Usain Bolt’un üstüne kurulu. Bolt’un parlaklığı döneminin Lance Armstrong parlaklığına yakın. Zira bu ışıltının yanına girmeye çalışan nice atlet oldu. Ama muvaffak olamadılar. Hem Bolt hem de Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) kah bilerek kah bilmeden desteklediler bu düzeni. Bolt ne yaptıysa olay oldu. Ne yapmadıysa da. İnanılmaz dereceleri, ışığını dünyanın dört bir yanına taşıdı. Ama Bolt ilelebet taşıyamazdı bu sistemi. Neticede de bıraktı.

Şimdi yeni bir ana yıldız arıyor atletizm sistemi. İşte. Bu boşluğun en büyük adaylarından bir bu topraklarda yaşıyor, bu topraklarda yarışıyor: Ramil Guliyev. Son Dünya ve Avrupa 200 metre şampiyonu.

BAŞARI TEK BAŞINA YETMEZ

Ondan çok fazla bahsetmeme gerek yok. Benim de dahil olduğum necip Türk basını zaten tüm başarılarını her yönüyle yıl boyunca (!) size aktarıyor. Benim anlatabileceğim kısım ise pistin dışı. IAAF’in aradığını ya da genel tabiriyle söyleyelim Bolt’un varisini sadece derecelerle bulamazsınız. Dereceler sizi sistemin güneşi yapamaz. Sadece o yolda giden taşların büyük bölümünü döşer. Ama sonrası sizin pist dışında nasıl göründüğünüze ve kendinizi nasıl konumlandırdığınıza kalır.

Rahat olmanız gerekir. Çünkü ancak kendisine güvenenlerin pist dışında rahat olma lüksü vardır. Sempatik olacaksınız. Yani hem yaptığınız işin ne kadar önemli olduğunu bileceksiniz hem de başardığınız inanılmaz şeyler yüzünden kimseye üstten bakmayacaksınız.

Gülebileceksiniz. Pist bu. Bazen sakız gibi ayağınıza yapışır. Sanki yıllar yıllı aynı antrenmanı yapan siz değilmiş gibi yapışır tabanınıza. Ayakkabılarınızın çivileri batar da tartan piste sonra bir türlü çıkmaz sanki. Ama yarış biter. İstediğiniz gibi olmasa da gülebilmelisiniz sonunda.

Uzatılan her mikrofona, uzanan her kağıda bir kaydınız geçmeli. Ne mikrofon geri çevrilir ne de minik bir hayran. Kötü günün konuşması, iyi günün demecinden yeğdir. Zira o taşır size sistemin tepesine doğru.

TAHT KAVGALARINDA ADI GEÇİYOR

En önemlisi iki unsur daha var ki onlar sizin elinizde olmayan kısmıdır. İlki yabancıların aura diye tanımladığı bizim ise şeytan tüyü dediğimiz şeye sahip olmanız lazım. Kısacası kameraların sizi sevmesi, sizin de kameraları sevmeniz lazım. İkincisi ise kısa mesafe koşmanız lazım. Napalım. Dünya hızı seviyor. Mesela Mo Farah da büyük başarılara imza attı. Kenenisa Bekele neler neler yaptı. Ama bir Bolt olamadı. Kim bilir insana bir başka insanın hızlı olması dayanıklı olmasından daha inanılmaz geliyor belki de. Ama işte sonuçta ana yıldız olmak için kısa mesafe koşmak da önemli bir kriter atletizmde.

Başarılara, inanılmaz derecelere, kırılan rekorlara üstteki etmenleri de ekleyince sistemin Güneş’i olmaya doğru gidersiniz.

Peki Ramil, yeni Bolt değilse de Bolt’un yerine onayacak ana yıldız olabilir mi? Yaklaşık iki senedir gelişimine zaman zaman çok yakından tanık olma şansına erişmiş biri olarak aklımdan geçen şey neden olmasın? Daha yolun başı. En azından taht kavgalarının içine Ramil’in de adını yazmak gerekiyor. Zira başarılarının yanında yukarıda saydığım tüm özelliklere sahip Ramil. Sadece başarılara devam edip, kamuoyunun gözünün önünde kalmaya devam etmek zorunda. Sonra bir de bakmışız ki atletizm sistemi Ramil’in etrafında dönmeye başlamış. Neden olmasın?


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’