YAZARLAR

Dünyada sol bitti mi?

Sağda duran hiç kimse, bir başkasını yeterince sol değil diye eleştiremez. Bunları sizin eleştirme hakkınız yok. Biz tabii ki eleştiririz, sollarına sağ bulaşmış, zifir sıçramış diye ama siz zaten sıçramışın kendisi olduğunuzdan susunuz.

Şu dünyada en kolay sövülebilecek şey ‘sol’ galiba. Büyük, küçük, orta boy devlet başkanlarından, muhtelif boyutlarda din adamlarına, kadrolu ve tımarlı aydınlardan, elinde kabul edilmiş kan soyundan başka bir şeyi olmayan ve kendisini ancak gücün kıtır köşesinde, biraz ‘var’ hissettiğinden orada duran, iktidar tozu ve minare gölgesinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan yoksullara, tabii ki zenginlere, sürücü koltuklarında gaz pedalı ayağının altında olduğundan olacak, iktidar iktidar, erkek erkek otomobil kullananlara, emekli kahvelerinde üç şekerli çay sohbetlerinden, hafif pudralı makyajlarla yan yana saf almış televizyon tartışma(!) programlarının beylerine ve bazen bayanlarına -hanımefendi manasında-, herkes ama herkes için sola sövmek kadar kolay bir şey yok. Salla gitsin. Hiç bir b.k -şey manasında- bilmene gerek yok.

‘Dünyada sol bitti’ mi? Bunu sizin kabul ettiğiniz manada, dünyanın sokaklarının direnişçilerinden, komünist parti yönetimlerine ya da kendisine sol diyenlerin en sağına, sosyal demokratlara, yeşillere yani solda boş bulduğu koltuğa oturmuş herkese, yani sizin anladığınız şekilde bakarsak ’Sol’ bitti mi?

Parmak hesabıyla toplayalım o zaman. Mesela Çin var en başta nüfusu 1 milyar 390 milyon, ve yöneticiler ‘Komünist Parti’ diyorlar kendilerine. Yakınından devam edelim Vietnam, 94 milyon yine parti öyle. Sonra en ünlüsüne gidelim Küba’ya hani geçenlerde anayasada bir kelime değiştirdi diye sevinç ağlamaklısı olduğunuz ülke 11 milyon, oradan başımın belası Venezuela’ya gidelim 31 milyon yönetimi kendisine 21. Yüzyıl Sosyalizmi diyor. Gelmişken Orta Amerika’ya geçelim Nikaragua Daniel Ortega yönetimi, El Salvador eski gerilla hareketi FMLN yönetimi, yanıbaşında hile ile kaybetmiş Honduras’taki Zelaya solunu, sosyal demokratlarını unutmayalım ya da Guatemala’da içinde eski gerilla URNG’nin de olduğu sol-sosyal demokrat ittifak oylarını şöyle toplasak 23 milyon ediyor aşağı yukarı Orta Amerika. Beğenmedinizse Meksika’da 52 yıllık sağ iktidar yıkan Obrador verelim size 124 milyon nüfusları. En güneye inelim Brezilya da darbe ile uzaklaştırılmış ve yeniden seçilecek Brezilya soluna bakalım ülke nüfusu 209 milyon ve gelmişken Şili’ye geçelim Sosyalist Parti’nin bir önceki dönem hükümet olduğunu hatırlatalım 17 milyon, solcu Lenin Moreno’nun Ekvator’u 16 milyon. Evo Morales’in Bolivya’sını unutmayalım 11 milyon. Sosyalist başkanlı Uruguay 3 milyon. Buradan Avrupa’ya atlayalım, adı ‘Sosyalist Parti’ olan Sosyal Demokrat hükümet yönetimindeki İspanya nüfusu 47 milyon, solcu Syriza hükümetinin yönetimindeki Yunanistan 11 milyon… Sosyal Demokrat İsveç, Portekiz sol koalisyon, bugüne kadar en solcu başkanlı ana muhalefet İngiltere İşçi Partisi ve hatta Trump’a karşı adaylığı kıl payı kaçıran ABD Sanders’e verilen oylar filan bitti mi?

Tabii ki ben de biliyorum böyle toplanmaz ama siz, bir Trump üzerine Teresa May sürüp, üstüne Erdoğan serptiğinizde bu hesaptan başka bir şey olmuyor ki? Hani dünyada bitmiş soldan arta kalanlar bunlar değil mi ve Duarte, Merkel, Macri ve benzerleri filan…

Bu saydıkların yeterince solcu değil diyemezsiniz. Sağda duran hiç kimse, bir başkasını yeterince sol değil diye eleştiremez. Bunları sizin eleştirme hakkınız yok. Biz tabii ki eleştiririz, sollarına sağ bulaşmış, zifir sıçramış diye ama siz zaten sıçramışın kendisi olduğunuzdan susunuz.

Sol mu bitti? Ne kadar kırpsanız da işçilerin sosyal güvenlik hakları, yıllık izinler, cumartesi-pazar tatil günleri, asgari ücret, 8 saat çalışma, bütün işçi hakları mücadelesi sol. Temel insan hakları, üretici köylü kooperatifleri, parasız eğitim ve sağlık hakları, işsizlik parası, konut hakkı ve sosyal devletle halka verilen ne varsa sol. Etrafınıza şöyle bir bakın sermayeye karşı hangi hak alınmışsa sol.

Küresel ısınmaya, iklim değişikliğine karşı ilk mücadeleyi veren de soldu. Hani şimdi yoksullardan başlayarak bütün insanlığı öldürmek üzere olan, dün yaşadığınız seli, yarın yaşayacağınız kuraklığı, üstünüze doğru kavurarak gelen yangını her iktidara karşı haykıran, dünyanın vicdanı sol mu bitti?

Sol mu bitti? Eğer sol mücadele etmeseydi şu andaki alçak dünya çok daha alçaktı.

Kıytırık egonla dudak kıvırmaya çalıştığın, gelecek güzel günler sol, mavilikler sol, umudun adı sol.

Sol bitmişmiş… Sen bitmişsin oglum -Amed ağzıyla-.


Metin Yeğin Kimdir?

Yazar, belgeselci, sinemacı, gazeteci, avukat, seyyah... CNN-Türk, NTV, Kanal Türk, Al Jazeera, Telesur televizyonlarına 200'e yakın belgesel ve kurmaca filmler yaptı. Türkiye'de Cumhuriyet, Radikal, Birgün, Gündem; dünyada Il manifesto, Rebellion gazetelerine köşe yazıları yazdı. Dünyanın sokaklarını anlattığı 10'dan fazla kitaba sahip. Dünyanın farklı yerlerinde yoksullarla birlikte evler inşa etti, bir sürü farklı işte çalışarak yazılar yazdı, filmler çekti. Birçok ülkede kolektif çalışmalara katıldı, kooperatif örgütlenmelerine öncü oldu. Ekolojik direnişlere katıldı, isyanlara tanıklık etti. Türkiye ve birçok ülkede öğretim üyeliği yaptı... Ve dünyayı değiştirmeye çalışmaya devam ediyor hâlâ...