YAZARLAR

Duralım, örgütlenelim

Geliyorlar gidiyorlar, çok yoruyorlar, bunaltıyorlar, can yakıyorlar ve ertesi gün yeniden geliyorlar. Karşı çıkmak gerekiyor. Karşı çıkmak evet ani oluyor ama ancak düşündüysek anladıysak ve örgütlendiysek mümkün oluyor. Karşı çıkmak, muhalefet zaman istiyor.

Alain Badiou hızın politik olduğunu, her şeyin her yerde kazandığı hıza karşı durmanın devrimci bir tutum olduğunu söylemişti bir eserinde. Her şey, her yer çok hızlı. Özel hayatlarımızdan kentlerimize her şeyin hızla çözüldüğü ve yeniden çözüldüğü bir politik tahribat içindeki bugünümüzü Gülten Akın şiirin gücüyle söylemişti yıllar önce.

“Biz mi? Biz değiliz, önceki dün bugün başka

Dokumuzu değiştiriyorlar hızlı vuruşlarla

Tutunamıyoruz ilgilerimize, sevgilerimize

Ve aşka

Deniz uzaklaşıyor”

Düşünmek zaman istiyor, Heidegger’in “Düşünmek Ne Demektir?” eserinde vurguladığını dikkate almak gerek. Şeylerle ilgili olmanın, onların arasında dolaşmanın düşünmenin önünde engel olduğunu söylüyor Alman filozof. Şeylerin ve onların arasındaki hareketin hızla değiştiği bir siyasal çağda düşünmenin, düşünmek için yavaşlamanın politik olduğunu görmemiz gerekiyor. Şeylerden biraz olsun uzakta durmak onların arasından çıkmak gerekiyor.

ANLAMAK VE DEĞİŞTİRMEK 

Sevmek zaman istiyor. Yalçın Küçük’ün Aydın Üzerine Tezleri’nde derinden katıldığım tek tezini tekrarlayacağım. “İnsan anlamadığı şeyi sevemez.” Bu yüzden anlamak gerekiyor. Türkiye’nin gerçekliğini, anlamadan o gerçekliği değiştiremeyeceğimizi görmemiz gerekiyor ve ancak sevdiğimiz bir gerçekliğe müdahale edebileceğimizi görmemiz gerekiyor. İnsanların çıkarlarının peşinden koştuğunu, yoksulların kendi açılarından gördüğü çıkarlarının gerçek olduğunu, çıkarlarının yaşamak olduğunu, yaşamlarını sürdürmek olduğunu anlamamız gerekiyor. AKP ve lideri Erdoğan yoksulu yoksul olarak yaşatmayı, eğitime erişemeyen yurttaşları eğitimsiz olarak bırakmayı kendi çıkarıyla birleştirdi. Bunu görmemiz gerekiyor. Yoksulların çıkarının yoksullukta olmadığını görmemiz, yoksulluğumuzu, yoksunluğumuzu bizlere dayatan düzeninin mezarlığını kurmamız gerekiyor.

Örgütlenmek zaman istiyor, aşk istiyor. Düşündüğümüz, anladığımız, sevdiğimiz bir davayı takip etmeyi gerektiriyor. Kişi ile düzenin değişmeyeceğini, sorunun örgütlenme sorunu olduğunu görmeyi bekliyor. Hengame ve hız içinde her şey değişirken hiçbir şeyin değişmemesini sağlayacak lider değişiklikleri ile politik davanın kurulamayacağını bilmek gerekiyor.

ÖRGÜTLENMEK

Ece Ayhan’ın Mor Külhanisi’ni analım, “aşk örgütlenmektir abiler”. Sevgililer gelip giderler ama ancak aşk açar kapılarını dünyanın, aşk bütün normları değiştir, aşk yarar ortasından ikiye hayatı. Aşka sadakat gerekiyor. Aşk olmadan örgütlenemeyeceğimizi, örgütlenmeden değiştiremeyeceğimizi bilmek gerekiyor.

Dünyada meta nasıl hızla dolaşıyorsa aynı hızla ilgilerimize binlerce şey girip çıkıyor. Politik olarak her ilgiye kendi meşrebince hitap eden her şey var. Geliyorlar gidiyorlar, çok yoruyorlar, bunaltıyorlar, can yakıyorlar ve ertesi gün yeniden geliyorlar. Karşı çıkmak gerekiyor. Karşı çıkmak evet ani oluyor ama ancak düşündüysek anladıysak ve örgütlendiysek mümkün oluyor. Karşı çıkmak, muhalefet zaman istiyor.

Durmak yok diyerek bizleri çözenlere, toplumu felakete sürükleyenlere karşı, bir durup düşünelim, anlayalım ve örgütlenelim. Belki de ülke değişecek böylece.


Dinçer Demirkent Kimdir?

1983 İzmir doğumludur. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Kürsüsü’nde çalışmakta iken 7 Şubat 2017’de KHK ile ihraç edildi. Doktora derecesini aynı fakülteden, “Türkiye’nin Anayasal Düzeninde Cumhuriyetin İki Kuruluşu ve Dinamik Cumhuriyet Kavramı” başlıklı tezi ile almıştır. Doktora tezinden üretilmiş, Bir Devlet İki Cumhuriyet adlı kitabı Ayrıntı Yayınları’ndan, Murat Sevinç ile birlikte kaleme aldıkları Kuruluşun İhmal Edilmiş İstisnası kitabı İletişim Yayınları’ndan basılmıştır. Anayasa tarihi, cumhuriyetçilik, kurucu iktidar, siyasal temsil konuları üzerine çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıntı Dergi ve Mülkiye Dergisi yayın kurulu üyesidir; 2018-2021 yılları arasında Mülkiyeliler Birliği Genel Başkanı olarak görev yapmıştır. İnsan Hakları Okulu Derneği'nde akademik koordinatörlük görevini sürdürmektedir. Çeşitli dergilerde yazmaya, dersler hazırlamaya devam etmektedir.