YAZARLAR

İyilik bulaşıcıdır

Unutmamalıyız ki spor en büyük iyi niyet elçisidir. Bazen kurumlar, bazen sporcular, spordan elde ettiklerini spora ve insanlığa geri vermek için birleşirler...

Kim bilir kaç yazı okudunuz bu başlık altında. Hatta bir kısmını görüp de okumamışsınızdır. Umarım bu ikinci kategoriye giren yazılardan biri olmaz! Bu riski aşmak için belki de Desmond Tutu’dan alıntılamam lazımdı: "İyilik, kötülükten kuvvetlidir". Bu başlığı kullansam daha mı iyiydi acaba? Neyse demem o ki kötülük karanlığa, iyilik aydınlığa çeker, nefes alırsınız. İyilik beraberinde umudu da getirir. Zaten o sebeple de bulaşıcıdır.

Spor dünyasında son zamanlarda iyilik devşirebileceğimiz olaylar, beraberinde de ümidi taşıdı. Gelecek için bir fidana en ihtiyaç duyduğumuz günlerde filizlenmiş çiçek sundular. En yakından Rusya’dan başlayayım umut kardeşliğine. Malum Dünya Kupası devam ediyor. Maçlar ortalama, penaltılar çok, tribünler ise her zamanki gibi renkli. Bu renkler içinde ise iki özel renk takıldı kaldı gözümüze. Japon taraftarlar, kendileri için bir klasik bizim için ise devrim niteliğinde bir hamlede bulunup maç sonunda oturdukları tribünleri temizlediler. Çünkü kültürleri bunu gerektiriyordu. Gezi’den de çok net bildiğimiz gibi, bir arada yaşamanın ne demek olduğunu bilen gruplar için şaşırılmayacak bir hareket. Bir alanda yaşıyorsan o alanı güzelleştirirsin. Temiz tutarsın. Japonlar da bunu yaptılar aslında. Ama sahalarda görmeye alışık olmadığımız cinsten bir hareketti bu. Ama bu hareketin göründüğünden daha güzel bir etkisi oldu.

Dedik ya iyilik bulaşıyor diye. Senegal taraftarı da Polonya’yı 2-1 yendikleri karşılaşma sonrasında, maçı seyrettikleri tribünü temizledi. Çöpleri tek bir noktaya taşıdı. Temiz toplum, temiz dünya, temiz spor mesajıydı belki bu. Belki de sadece Japonlar’dan gördükleri hareketin güzelliğine bir öykünme. Ne olursa olsun yürek ferahlatmayı başardılar.

KOÇ GİBİ NEFES

Aslında bu kısa sürede sporda aldığımız ilk derin nefes değildi. Ali Koç’un 20 yıllık Aziz Yıldırım dönemini bitirerek Fenerbahçe’nin yeni başkanı olması da benzer bir ‘Oh be’ durumu yaratmıştı. Koç’un seçilmesiyle hem artık sıkıldığımız kavgacı, sorun çözen değil sorun yaratan dilin yerine yeni bir söylem özelde sarı lacivertlilere genelde ise Türkiye futboluna gelmiş oldu hem de iklim Akdeniz oldu. Birbiriyle sürekli kavgalı gözüken üç İstanbullu en üst düzeyde yakınlaştı. Koç’la başlayan, özlediğimiz normalleşme hemen karşılığını buldu. Koç’un attığı bir adıma üç adımla karşılık verdi ebedi dostları.

İYİLİK BİR SU BIRAK AKSIN

Nuri Şahin çıkıverdi sonra karşımıza. Ne de iyi etti. Onun adı zaten her zaman huşu verir bir futbol aşığına. Sahada ve saha dışında yaptıkları, oynadığı takımlar, Harvard’a kabul edilip yöneticilik dersleri almış olması, Nuri’nin bir futbolcudan daha fazlası olduğunun hep kanıtıydı. Ama durmadı, bir adım daha attı Nuri. Gücünü, tanınırlığını insanlığın ortak sorunları ve iyiliği için kullanmaya karar verdi. Eski takım arkadaşı Neven Subotic’in üç yıl önce Etiyopya'da su kuyuları açmak, hastalıkların önüne geçmek için kurduğu vakıfla Etiyopya'ya gidip bir hafta kaldı. Tatilini plajlarda, magazin malzemesi olarak geçirmek yerine, su kuyusu açılmasına yardım etti, sırtında su taşıdı, Afrikalı çocuklarla ders çalıştı. Onlarla top oynadı. Yeni bir su kuyusu belki de yeni bir nesil demek olacak Etiyopya için. Ve Nuri’nin bugün yaptığını yıllar sonra bir başka Etiyopyalı belki kendi ülkesi (umarım sorun aşılır da kendi ülkesi olmak zorunda kalmaz) belki de benzer sorunu yaşayan başka bir ülke için yardıma koşacak.

SPOR EN BÜYÜK ELÇİDİR

Unutmamalıyız ki spor en büyük iyi niyet elçisidir. Bazen kurumlar, bazen sporcular, spordan elde ettiklerini spora ve insanlığa geri vermek için birleşirler. Başta Premier League takımları ve NBA olmak üzere uzun yıllardır spor vasıtasıyla iyilik yaymak için hamle yapıyorlar. NBA Care, Manchester United Foundation, Laureus Vakfı ve daha niceleri, bir taraftan eşitsizliği dengelemek, diğer taraftan ise yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmek için sporu kullanarak ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Biliyoruz ki bunca iyiliğin, bunca dayanışmanın bir sonucu olacak.

Zaten bu sayede biliyor ve inanıyoruz ki en kötü zamanda bile nefes alabiliyoruz. Bir dal uzatıyorlar tutunmamız için. Yine Tutu ile bitireyim: "Umut, en karanlık zamanda bile ışığı görebilme yeteneğidir." Bu dayanışma sayesinde en karanlık anda bile bir ışık arıyoruz. Biliyoruz ki dayanıştıkça ve mücadele ettikçe defedilecek tüm kötülükler. Umarım bunun için çok beklememize de gerek olmayacak. Önce sporda sonra tüm platformlarda iyilik kazanacak.


Onur Salman Kimdir?

Basına 2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde stajyer olarak adım attı. İki aylık staj ve Cumhuriyet’in spor ekindeki yazılarda sonra Eurosport Türkiye’de spiker ve editör olarak çalıştı. 2009 yılında Radikal gazetesine editör olarak geçerken, Eurosport’ta da yarı zamanlı spikerlik yapmaya devam etti. Medya macerasına 2012-2016 yılında Hürriyet’te devam etti. 2016 yazından beri Gazete Duvar’da çocukluk hayalini sürdürüyor. Köken Eurosport olunca tahmin etmesi kolay. Asıl ilgi alanı ‘başka sporlar.’