YAZARLAR

Post-truth çağının yeni gözdesi: TANAP

AB gaz tüketimi 540 bcm civarında. TANAP’ın Avrupa için şimdiki kapasitesi 10 bcm. İki sayı arasında uçurum var. Diyelim ki TANAP tam kapasiteyle 31 bcm üretti, Türkiye de talebini arttırmadı ve 6 bcm almaya devam etti. Avrupa’ya aktarılacak gaz 25 bcm. Tüketimin de arttığını düşündüğümüzde 25 bcm stratejik bir veri olmaktan uzak.

12 Haziran Salı günü Eskişehir’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla Trans Anadolu Natural Gas Pipeline'ın (TANAP) açılışı gerçekleştirildi. Açılışta Erdoğan’a Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko, Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vuçiç, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı eşlik etti. Katılan isimlerden yola çıkarsak açılışın beklediği ihtişamda gerçekleşmediği söylenebilir. Bununla beraber arz verileri, çeşitlendirme stratejileri, Rusya’nın Avrupa gaz pazarındaki konumu ortadayken, yanlılıktan öte toplumun genelini yanıltmaya dönük yayınların ve yazıların medyada geniş yer bulduğu görülüyor. Hayatın her alanına sirayet eden post-truth, rakamları, verileri, projeksiyonu belirli oranda netlik barındıran; teknik ve ekonomik maliyetinin hesaplanması zor olmayan enerji alanında de karşılık buluyor. Benzer bir tavır, Akkuyu Nükleer Güç Santrali açılışında da sergilenmişti. Halihazırda yanıltıcı bu paylaşımlara birebir değinmeden TANAP’ın önemine, Türkiye enerjide merkez ülke olma iddiasına bakalım.

AVRUPA GAZ PİYASASI VE BAŞAT TEDARİKÇİLER

AB Komisyonu’nun enerji tüketim raporlarına göre Avrupa, 2017’de toplam 548 bcm (milyar metreküp) gaz tüketiminde bulunmuş. Söz konusu rakam 2015 ve 2016’da doğal gaza olan talebin artış yönünde ivlenmesinin devam ettiğini gösteriyor. Gaz talebi, 2015’te yüzde 3.5, 2016’da yüzde 6.5 artmıştı. 548 bcm tüketime ulaşılan 2017’deyse artış yüzde 5 oldu. Ülke bazlı durum incelendiğinde Almanya, İtalya, Türkiye ve İngiltere en fazla artışın olduğu merkezler oldu. Gaz üretim kapasitesi sınırlı olan Avrupa gaz arzı için ithalata başvuruyor. 2017’de gaz ithalatı yüzde 6 dolayında artış gösterdi. Aynı yıl Hollanda net ithalatçı konuma geldi. Bunun için belirli ülke ve şirket adları söz konusu. Pazar payları temelinde en büyük tedarikçilere bakacak olursak:

2017’de toplam 364 bcm gaz ithal edilmiş, bunun önemli bir kısmı anlaşmalarına esneklik getiren Rusya, yani Gazprom tarafından tedarik edilmiş. Rus devin 2017’deki Avrupa’ya gaz ihracı 194 bcm. Bunun 155 bcm’i doğrudan AB pazarına ulaştı. Avrupa pazarında Gazprom’un payı yüzde 36. Burada genel olarak Rusya’nın değil, en büyük şirketinin verilerinin paylaşıldığını da atlamayalım. Ayrıca şirketin pazar payını son beş yılda yüzde 9 artırdığı gözden kaçmasın. Üstelik Gazprom mevcut hatlarına 55 bcm gaz sağlayacak Kuzey Akım II ve iki hat ve 31 bcm kapasiteli Türk Akımı ile pozisyonunu güçlendiriyor. Rakam kesin olmasa da bu hatlarla da şirketin belirli kapasite artışı sağlayacağı söylenebilir.

Avrupa’nın en büyük ikinci gaz tedarikçisi Norveç. Oslo 2017’de Avrupa’ya 122 bcm gaz arzı sağladı. Norveç’in Avrupa pazarındaki payı yüzde 30 dolayında. Onun da arzında ciddi, yüzde 7’lik bir artış söz konusu. Norveç’i LNG’de iddialı Katar ve Cezayir takip ediyor. Bunun yanında ABD’nin de içinde olduğu diğer ülkeler de pazarın etkili ancak statüleri baskın olmayan tedarikçileri.

TANAP NEDİR? NE VAAT EDİYOR?

TANAP, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Şah Deniz 2 Gaz Sahası ve Hazar Denizi’nin güneyindeki diğer sahalarda üretilen doğal gazını öncelikle Türkiye’ye, ardından Avrupa’ya taşıyacak olan proje. TANAP, Ardahan’dan başlayıp 20 ilden geçtikten sonra Yunanistan sınırında Edirne’nin İpsala ilçesinde son buluyor. Hat buradan Avrupa’ya gaz sağlamak için Trans Adriyatik Hattı’na (TAP) bağlanacak. Ayrıca Türkiye’de biri Eskişehir ve diğeri Trakya’da olmak üzere, ulusal doğal gaz iletim şebekesine bağlantı için iki çıkış noktası bulunuyor.

Hattın başlangıç kapasitesi 16 bcm. Bunun 6 bcm Türkiye pazarı, 10 bcm’si Avrupa’ya aktarılacak. Talep uyarınca hattın kapasitesi ilk etapta 22 ardından 31 bcm’ye kadar çıkarılabilecek.

Öncelikle dünkü açılışta da gündeme gelen, hatta bazı enerji uzmanlarının değinilen verileri dikkate almadan yaptığı bir yorum var: "TANAP’ın stratejik değeri çok yüksek ve enerji merkezi/hub olmaya her gün yaklaşıyoruz." Bu yorumdan başlarsak, TANAP Azerbaycan’dan Avrupa’ya gaz akışı açısından kritik. Ancak buradan yola çıkıp Hazar’ın tartışmalı statüsünü Rusya’ya laf sokarak aşacağını sanmak hem hukuk hem de enerji bilgisinden yoksun olmak demektir. Hazar’ın diğer kıyıdaşlarının örneğin İran’ın da Rusya ile benzer bir zeminde olduğunu dikkate almamaksa başka bir sorun. TANAP önemli bir proje, ancak her baktığı yerde stratejik hesap görenler stratejik manevrayı küçümsemenin ötesinde biraz yanlış anlamış demektir.

ENERJİ MERKEZİ TARTIŞMASI VE POST TRUTH ÇAĞI

Türkiye’nin enerji merkezi olmak iddiası üç ve belki dört projeye dayanıyor. Birincisi TANAP, ikincisi Türk Akımı üçüncüsü İsrail gazının Türkiye’den Avrupa’ya aktarılması, sonuncusu olası bir İran gazı. Bu ismi geçen planlardan yalnızca TANAP hayat buldu. Türk Akımı’nın Avrupa ayağı hayata geçecek olsa da Türkiye sınırını kullanacak yalnızca. Yani Avrupa hattının gazı Türkiye’den diğer ülkelere dağıtılmıyor. İsrail ile gaz müzakereleri yapıldı. Ancak İsrail’in Leviathan gaz sahasındaki gazının önce Kıbrıs, ardından Yunanistan ve İtalya’ya gaz taşınması için anlaşma yapıldı. Yani bu proje de rafa kalktı. İran konusundaysa gaz sahalarını işletecek sondajda görev alacak şirket sıkıntısı yaşanırken İran gazı üstünden bunu söylemek fazlaca iyimser bir yorum. Gelelim enerji merkezi iddialarına.

Enerji merkezinden kast edilen hub ise burada iki sorun var. Birincisi enerji kaynakları yalnızca doğal gazdan oluşmuyor. Şu an Türkiye’de doğal gaz üstünden yürütülen tartışma gaz hub'ı yerine enerji hub'ı denilerek ele alınıyor. Eğer kasıt gaz hub'ı olmaksa hub'ıın çeşitli servisler üstünden ticaret faaliyetlerini kolaylaştıran fiziki ve dijital bir ticaret platformunu ifade ettiğini hatırlamak gerekiyor. Bir gazın bir güzergahtan başka bir güzergaha taşınmasındaki duraklar hub değildir. Öyle olsaydı Ukrayna ve Polonya Rusya’nın gaz akışı nedeniyle hub olurdu. TANAP projesi hayata geçti ancak bittiği yer Yunanistan sınırı. Oradan Avrupa’ya bağlanıyor. Kilit ülke Türkiye değil, Yunanistan. Türkiye, koridor işlevi üstlendi. Türk akımı için de benzer bir durum söz konusu.

Son olarak yukarıda sıralanan veriler üstünden durumu ele alalım. Avrupa gaz tüketimi 540 bcm civarında. TANAP’ın Avrupa için şimdiki kapasitesi 10 bcm. İki sayı arasında uçurum var. Diyelim ki TANAP tam kapasiteyle 31 bcm üretti, Türkiye de talebini arttırmadı ve 6 bcm almaya devam etti. Avrupa’ya aktarılacak gaz 25 bcm. Tüketimin de arttığını düşündüğümüzde 25 bcm stratejik bir veri olmaktan uzak. Gazprom, halihazırda 194 bcm gaz arz etti. İki hat daha akışa bağladığında bu sayı rahatlıkla 200 bcm’in üstüne çıkacak. Yani TANAP full kapasitenin 8 katı. Üstelik Türkiye TANAP’ta bir koridorken “enerji merkezi oluyoruz, as bayrakları as!” denilecek bir durum yok.

Türkiye için TANAP’ın varlığı tedarikçi çeşitliliği açısından önemli. Ancak unutmayalım ki Azerbaycan’ın zaten Türkiye pazarındaki payı yüzde 15 civarında. Rusya, İran ve Azerbaycan en önemli tedarikçiler. Sahaya yeni bir tedarikçi girmedi, sadece var olanların pazar payı şekillendi. Ancak İran veya Rusya ile yaşanacak bir doğal gaz krizi durumunda TANAP’ın ülkenin gaz güvenliğine katkısı olacaktır. Bunu da atlamamak lazım.

Post-truth , kelimesindeki post, önüne geldiği truth kavramına önemsizlik yükler. Yani şu demek: Olgunun, gerçeğin önemsizleşmesi. Bunun politikada karşılığıysa doğruların, hakikatlerin, olguların önemini yitirdiği bir dönem. İşte dün açılış sonrasında sadece siyasiler değil, enerji uzmanları ve ana akım medya bu politikayı TANAP üstünden hayata geçirdi. Abartılı söylemler ve verilerden, gerçeklerden bağımsız iddialar ortaya konuldu, kamuoyu yanıltıldı.

Son olarak dünkü açılışa Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun gelmesi “ne alaka?” yorumlarına neden oldu. Poroşenko konuşmasında Rusya’ya ağır şekilde yüklendi. Türkiye’nin halihazırda Rusya’yla büyük bir bağımlılık ilişkisi var. Açılışın, Türkiye’nin doğrudan alakasının olmadığı, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin dillendirildiği bir platforma dönüştürülme sebebi büyük bir merak konusu. Ukrayna’nın TANAP’tan gaz alma ihtimali ile bu adım atıldıysa 10 bcm gaz için büyük bir risk olduğunu akılda tutmak lazım.


Mühdan Sağlam Kimdir?

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzadığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir.